T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi
Esas No:2014/13090
Karar No:2013/16420
K. Tarihi:22.10.2013
“İçtihat Metni”
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen 13.09.2011 tarihli ilk hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17.05.2012 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “…İcra takibine dayanak yapılan çekin zamanaşımına uğramış olduğu anlaşılmaktadır. Zamanaşımına uğramış çekler sebebiyle kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilmiş olur. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde bu belgeler yazılı delil başlangıcı niteliği alır ve belgeye dayanan kişi alacagını ( tanık dahil ) her türlü delille kanıtlayabilir ya da arada temel ilişki bulunmaması halinde TTK’nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz iktisap hükumlerıne dayanılabilir. Somut olayda davalı dava konusu çekin keşidecisi, davacı ise lehdarı durumunda olduğundan dava dilekçesindeki açıklamalar da gözetildiğinde taraflar arasında temel bir ticari ilişkinin varlığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, takip ve dava konusu zamanaşımına uğramışçekin yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği ve alacağın varlığını ispat etme külfetinin davacı tarafta olduğu düşünülmeden davanın nitelendirilmesinde ve ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. …” denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; takip ve dava konusu zamanaşımına uğramışçekin yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilerek, davacının alacağını (tanık dahil) her türlü delille ispat edebileceği, davacının alacağının varlığını ispat kuvvetinde dosyaya herhangi bir delil ve belge sunamadığı, dinlenen tanık beyanlarından davacının, davaya konu çek nedeniyle davalıdan alacaklı olduğuna dair net ve somut bir bilgiye ulaşılamadığı, yine davacının imzalı beyanında yemin deliline dayanmadığını beyan ettiği belirtilerek, ispat edilemeyen davanın reddine ve davalı tarafın %40 tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira, zamanaşımına uğramış çekin taraflar arasındaki temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi üzerine dinlenen davacı tanıkları, yeminli ifadelerinde taraflar arasında mal alışverişinden dolayı dava konusu çekin düzenlendiğini ve bu nedenle davacının alacağı bulunduğunu, birbirini doğrulayacak şekilde açıkça bildirmişlerdir. Buna rağmen, mahkemece davacı tanıklarının bu yöndeki beyanlarına neden itibar edilmediği de karar yerinde gösterilmeksizin yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde iadesine, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.