Sayıştay tıbbi sarf malzemelerin açık ihale yapılmadan doğrudan temin usulüyle rayiç bedellerin üzerinde fiyatlarla alınmasının kamu zararı oluşturduğuna karar verdi

Sayıştay Temyiz Kurulu

46768/52416

T. 2.11.2022

1- 401 sayılı Ek İlamın 2. maddesiyle; Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine stoklanabilir nitelikte olan ve acil durumlarda kullanılması ve hastaya göre belirlenmesi gerekmeyen tıbbi sarf malzemelerin açık ihale yapılmadan doğrudan temin usulüyle rayiç bedellerin üzerinde fiyatlarla alındığı gerekçesiyle … TL’nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir. {***182 sayılı (Asıl) İlamın 5. maddesiyle de aynı konu hakkında tazmin hükmü verilmiş, bu hükme karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Sayıştay Temyiz Kurulunun 11.10.2017 tarihli ve 43431 tutanak sayılı Kararı (1. maddesi) ile “kamu zararına esas fiyatların Malzeme Kaynak Yönetimi Sisteminden alındığı, Sağlık Bakanlığına bağlı kurumların kullandığı bu sistemin üniversitelere açık olmadığı, ayrıca toptan yapılmış bir alımda fiyat mukayesesinin alıma giren malzemelerin tümü üzerinden yapılması gerekirken, veri alınan sisteme (MKYS) göre sadece fiyatın yüksek görüldüğü malzeme kalemleri bazında yapılan bir hesaplamanın hatalı olacağı göz önüne alındığında; İdare tarafından tıbbi malzeme temininin en düşük teklifi veren firmadan yapılmış olmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle belirtilen bu hususların tekrar değerlendirilmesini teminen hükmün BOZULARAK dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE (REF GEREKÇELİ BOZMA) oy çokluğuyla karar verilmiş, ancak Sayıştay 2. Dairesi kararında direnerek (ısrar ederek) 401 sayılı Ek İlamın 2. maddesiyle yeniden aynı tutar için işbu tazmin hükmünü vermiştir.***}

Sorumlu [(Yaklaşık Maliyet Cetveli Üzerinde İmzası Bulunan) Yaklaşık Maliyet Tespit Komisyonu Üyesi sıfatıyla temyiz talep eden Bilgisayar İşletmeni …], temyiz dilekçesinde özetle; Sayıştay Başkanlığı 2. Dairesi tarafından verilen tazmin hükmünde hukuka uygunluk bulunmadığını, şöyle ki;

1) Ek İlamın gerekçesinde de belirtildiği gibi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin T.C. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Tıbbi Cihazlarla İlgili Mal ve Hizmet Alımı İşlemleri konulu 2010/11 sayılı Genelgesi ile yapılan düzenlemelere uymak için elinden gelen çabayı eksiksiz gösterdiğini, bu bağlamda … tarihli ve … sayılı ve … tarihli ve … sayılı iki farklı resmi yazı ile … Valiliği İl Sağlık Müdürlüğüne MKYS KULLANICI ŞİFRESİ talebinde bulunduğunu (Dilekçe Eki: 1),

• … İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen … tarihli ve … sayılı cevabi yazıda ise aynen; “Müdürlüğümüzden talep etmiş olduğunuz MKYS şifresi Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde geçerli bir uygulamadır.” ifadelerine ver verilmek suretiyle, şifre talebinin açıkça reddedildiğini (Dilekçe Eki: 2),

• Bunun üzerine, İdarenin MKYS sisteminden fiyat araştırına yapma imkânı olmaması nedeniyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda belirtilen yaklaşık maliyetin belirlenmesinde tercih edilen yöntemler arasında yer alan “piyasada bu malzemeleri tedarik eden firmalardan” fiyat teklifi almak ve

• Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasının https://titubb.titck.gov.tr/Forms/UrunListe.aspx?Durum=D adresli sitesinden TİTUBB alım fiyatlarını kontrol etmek suretiyle yaklaşık maliyetin belirlediğini,

2)

Ödeme emri Tarih/no Sarf malzemesinin adı Miktarı İdarece

Satın

Alman

Fiyat MKYS

Referans

Fiyat En Yüksek

Uygun Fiyat (TL) İdarece Yapılan Yeni Fiyat Araştırması (TL)

17.06.14/4802 Pamuk (Hidrofil) 30 KG … … …

May-Grunwald 10 LT … … …

Cerrahi Alet Dezenfektanı 500 LT

… … …

Muayene Eldiveni

Large 150 Adet … … …

Muayene Eldiveni

Medium 150 Adet … … …

Muayene Eldiveni

Small 150 Adet … … …

Mesh 10*15 50 adet … … …

Monopolar Koter

Kalemi 100 adet … … …

Kamera Kılıfı 200 adet … … …

Kayganlaştırıcı Jel 250 adet … … …

Penrose Dren 40 adet … … …

Ete 11 an 1 litre … … … (100 mİ)

lit: … TL

• Tabloda verilen sarf malzemelerin Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (Hastane) başta olmak üzere, Tıp, Fen Edebiyat ve Mühendislik Fakültelerinin Temel Bilimler alanlarının laboratuvarlarında rutin olarak kullanılan malzemeler olduğunu, Söz konusu sarf malzemelerinin UBB kapsamında yer alma şartlarının bulunmadığını, bu nedenle bu tür malzemelerin fiyatlarını belirleyen temel unsurların marka, kalite, miktar, özellik ve nitelikleri olduğunu, bu malzemelerle ilgili rayiç bedel sorgulaması yapılırken, mutlaka yukarıda değinilen özelliklerinin belirtilmesi gerektiğini, aksi takdirde alımda sorumluluğu bulunan kişilerinin çok rahat bir biçimde zan altında kalmalarına sebebiyet verilebileceğini, örneğin “monopolar koter kalemini” piyasada … TL, … TL ve … TL fiyatlarla bulmanın mümkün olduğunu (Dilekçe Eki: 3), aynı şekilde “kayganlaştırıcı jel” için piyasada … TL ve .. TL’lik fiyatların mevcut olduğunu (Dilekçe Eki: 4), yukarıdaki tabloda Kurum tarafından alımı gerçekleştirilen malzemelerin internetten araştırılan fiyatlarının, EK-5’te çıktılarının verildiğini, söz konusu belgeler incelendiğinde, gerçekleştirilen sarf malzeme alımların hiçbirinde bir kamu zararının oluşmadığının, aksine kamu yararının ön planda tutulduğunun açık bir biçimde görülebileceğini,

• Sonuç olarak, gerçekleştirilen alım işleminde sağlık hizmetleri aksatılmadan, kamu hizmetinin yerine getirildiğini,

3) Diğer yandan, Denetçiler tarafından kamu zararı belirlenirken, MKYS sistemindeki en yüksek fiyatın temel alınarak, zarara karara verilmesinin de yürürlükteki kanun ve mevzuat hükümlerine aykırı bir durum olduğunu, zira tazmin konusu yapılan tıbbi sarf alımının kısmi olarak yapılmadığını, diğer bir ifadeyle her bir malzeme için ayrı ayrı alıma çıkılmadığını, bir bütün olarak teklife açıldığını, dolayısıyla da kamu zararından söz edebilmek için talep edilen sarf malzemelerin toplam fiyatları üzerinden bir değerlendirme yapılması gerektiğini, örneğin 50 kalem sarf malzeme alımına çıkılmış ise bu 50 kalem için verilen toplam teklif tutarına bakılarak kamu zararı hesabı yapılması gerektiğini, zira İdare tarafından bahse konu tıbbi sarf alımında toplu halde verilen en ekonomik teklifin esas alındığını,

4) Durumun daha net anlaşılması adına bir örnek vermek gerekirse, 10 kalem tıbbi sarf malzemeyi içeren bir doğrudan temin alımı yapıldığı varsayımı altında;

Malzeme Adı 1. Firma 2. Firma 3. Firma

A 1 5 1

B 1 5 1

C 1 5 1

D 1 5 1

E 1 5 1

F 6 5 1

G 7 5 1

H 8 5 1

I 9 5 1

J 10 75 100

TOPLAM FİYAT (TL) 45 120 109

• Talep edilen 10 çeşit malzemenin de MKYS sistemindeki en yüksek TİTUBUB fiyatının .. TL olduğu, yani İdarenin 10 kalem sarf malzeme için en fazla … TL ödeme yapabileceği varsayıldığında;

• 1. firmanın toplamda en düşük fiyatı vermesine rağmen, 5 kalem malzeme için TİTUBUB fiyatının üzerinde teklif vermiş olacağını,

• 2. firma tarafından ise 9 kalem malzeme için TİTUBUB kaydının altında, 1 kalem malzeme için ise TİTUBUB kaydının üzerinde, 3. firma tarafından ise 9 kalem malzeme için TİTUBUB kaydının altında, yani onda biri kadar, 1 malzeme için ise TİTUBUB kaydının üzerinde fiyat teklifi verilmiş olacağını,

• Denetçilerin anlayışı ile yaklaşıldığında 1. firma tarafından ihalede en uygun teklif verilmiş ve toplam UBB fiyatlarının altında kalsın da, alım toplu olarak değerlendirilmediğinden; yani malzemeler kısım kısım değerlendirildiğinden, 1. firma tarafından alımı yapılan 5 kalem malzeme için kamu zararı oluşturulmuş olacağını,

• Bu nedenle de, bu şekilde bir kamu zararı hesaplama usulünün hem kanuni olmadığını, hem de mantıken kabul edilebilir olmadığını,

5) Bir diğer önemli hususun ise alımlarda mutlaka daha önce gerçekleştirilmiş olan UBB fiyatlarının altında kalınması, diğer bir ifade ile UBB fiyatlarını aşılmaması yönündeki zorlama olduğunu, yürürlükteki hiç bir kanunda mal ve malzeme alımlarının daha önce yapılmış alımların UBB fiyatlarını geçemeyeceği yönünde tek bir hüküm bulunmadığını, kaldı ki, belirlenen UBB kodlarının da bazı sıkıntılar taşıdığını, örneğin otoskop cihazı ile çok fonksiyonlu KBB ünitesinin UBB kodlarının aynı olduğunu, fakat iyi bir otoskop cihazının yaklaşık 8 bin TL, çok fonksiyonlu KBB ünitesinin ise yaklaşık …bin TL olduğunu, burada fiyatı belirleyen asıl hususun teknik şartname ve dolayısıyla da teknik şartnamenin içeriği olduğunu,

6) Yaşamdan bir örnek vermek gerekirse …, … ve … araba oldukları için aynı UBB koduna sahip olduklarını düşündüğümü takdirde bunların fiyatını belirleyen başlıca unsurun, sahip oldukları donanım olduğunu, bu nedenle, Mercedes’in fiyatının pahalı, …’un ise daha düşük olduğunu,

7) Bu bağlamda, Denetçiler tarafından teknik şartnameler dikkate alınmadan, sadece MKYS’de yer alan TİTUBUB kayıtlarındaki fiyatlar esas alınarak, kamu zararı çıkarılmasının kanunen doğru bir yaklaşım olmadığını,

8) Son olarak da, 2. Dairede gerçekleştirilen görüşmede Üyelerden Rasim DOĞAN tarafından da yukarıda zikrettiği gerekçelerle birebir benzer hususlara değinilmek suretiyle, karara şerh düşüldüğünü ve Azınlık Görüşü yazıldığını

Kurulumuza arz etmiştir.

Aynı ilam maddesi ile ilgili olarak (Yaklaşık Maliyet Cetveli Üzerinde İmzası Bulunan) Yaklaşık Maliyet Tespit Komisyonu Üyesi sıfatıyla temyiz talep eden Sağlık Teknisyeni …, aşağıda kendi gündem sırasında görüşülen dosyasındaki temyiz dilekçesinde özetle; Asıl ilamda da kanıtlayıcı belgelerle 2. Dairenin verdiği kararın haksızlık oluşturduğunu ve bundan dolayı sorumlu gösterilmesinin doğru olmadığını ve kanıtlayıcı belgelerde de görüleceği üzere müştereken ve müteselsilen verilen tazmin hükmünde ayrıca illiyet bağı kavramının yanlış yorumlandığını bunun neticesinde tarafınca kamu zararı oluşturduğuna karara verilmesinin yanlış olduğunu, şöyle ki; Sayıştay 2. Dairesinin Asıl İlamında da (182) ve Ek İlamda da (401), kamu zararına sebep iki konu üzerinde ısrar ederek bu kanıya vardığını, birincisi açık ihale yapılmaması ve bunun neticesinde ülke genelindeki tüm firmaların Kurumun yapmış olduğu alımlara ihale yapılmamasından dolayı katılamaması ve alımların doğrudan temin ile yapılmasının alınan malzemelerin daha yüksek bedelle alınmasına yol açılması olarak gösterildiğini, tam da bu konunun müştereken ve müteselsilen olarak uygun illiyet bağı kapsamında değerlendirilmemesinin haksız ve adaletsiz olduğunu, çünkü tüm kurumlar da olduğu gibi özellikle yataklı tedavi kurumlarında tüm alımların ne şekilde yapılacağı, hangi yöntemin kullanılacağı (ihale, doğrudan temin), bütçenin yeterli olup olmadığı bütçe yeterli olsa dahi alımın Kamu İhale Kanununda belirtilen şartlara uyup uymadığı gibi konularda tüm sorumluluğun harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin sorumluluğunda olduğunu, bu sebeple 182 nolu İlamda da bunu görevlendirme belgelerini sunmasına rağmen dikkate alınmadığını, 401 sayılı Ek İlamda da aynı konuda kanıtlayıcı belgelere rağmen birinci derece de kamu zararı oluşturulduğuna dair sebep gösterildiğini, bir kamu görevlisi olarak, görev sorumluluğu ve bu sorumluluğun görev alanıma ne derece ve hangi şartlar da girdiğinin kanunlarla ve ispatlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini, dolayısıyla neden ihale yapılmadığı konusuna cevap vermesinin bundan dolayı mümkün olmadığını, bunun dışında yerine getirmiş olduğu görevlerden dolayı da eğer ki yanlış yapmışsa bunun bedelini de ödemesinin tabii ki de hem kanunen hem vicdanen gerekli olduğunu, ancak alımların üst amirlerimce doğrudan teminle alınması kararı verilmişse ki öyle verildiğini, bunun nasıl yapılacağının da 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda belirtilen şekiller de yapıldığını, bunun haricinde sorumluluk alanına girmeyen bir konu hakkında savunma vermesinin de bundun dolayı imkânsız olduğunu, buna binaen 182 sayılı İlamda da ve 401 sayılı Ek İlamda da sorumluluğu dâhilinde verilen bu kararın da haksız ve hukuk dışı olduğunu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda da ast-üst, amir-memur ilişkisi çerçevesin de kurum işlerinin yürütülmesinin nasıl olması gerektiğinin açıkça belirtildiğini, hem memurların hem de amirlerin görev ve sorumluluklarının 657 sayılı Kanunda ayrı birer madde şeklinde (Md. 10 ve 11) yer aldığını, Sayıştay 2. Dairesinin Asıl İlamda da (182) ve Ek İlamda da (401), kamu Zararına sebep iki konu üzerinde ısrar ederek bu kanıya vardığını, bu konulardan ikincisinin ise kamu zararına dayanak gösterilen Malzeme Kaynak Yönetim Sistemi (MKYS) olduğunu, hâlbuki ilk sorguda da kanıtlı belgelerde de bulunan Kurumlarının MKYS şifresi talep etiğini, ancak sadece Sağlık Bakanlığının kullanımına açık olduğu gerekçesiyle … İl Sağlık Müdürlüğünce olumsuz cevap verilmesine rağmen 2. Dairenin ilk kararında ısrar ederek 401 sayılı Ek İlamda da bu hususu kamu zararına dayanak gösterdiğini, bu konuda da şahsının itirazının geçersiz olduğu ve başka üniversitelerin bu sisteme kayıtlı olduğu, daha öncesinde de Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün (Tıbbi Cihazlarla İlgili Mal ve Hizmet Alım İşlemleri) Genelgesinde Bakanlıkça daha önce yayınlanan Genelgelerin uygulama birliği sağlanarak birleştirilmesinin uygun olacağı, Bu Genelgenin gereği için YÖK’e gönderileceği, bunun neticesinde YÖK’ün üniversite hastanelerini bilgilendirmesi gerektiği ve bu alımların da MKYS sisteminden yararlanılarak fiyatların mukayese edilebileceği hususlarının belirtildiğini, bunlar neticesinde Denetçinin, Kurumun şifre almamasının kendi sorumluluğunda olduğunu; bir an için Üniversitelerin MKYS sisteminin dışında kaldığı kabul edilse dahi bunun yüksek bedelle malzeme alınmasının sebebi gösterilemeyeceğini belirttiğini, halbuki Dairece verilen kararda da belirtildiği üzere kurumlar arası gerçekleştirilmesi gereken sorumluluktan dolayı Yaklaşık Maliyet Tespit Komisyonu üyesinin sorumluluğunun olduğu kararı verilmesinin Anayasa ve kanunlara aykırı olduğunu, şöyle ki; ast memur konumunda olan personelin kurumlar arasında gerçekleştirilen bilgilendirme, yazı, belge paylaşımını bilmesinin mümkün olmadığını, personelin bunu bilmesi veya bilgilendirildiği halde buna riayet etmemesi durumunda zarar yada kusurlu olmasının ancak kurumca ilgili personele yazılı olarak tebliğ edilmesi ile mümkün olduğunu, görev yaptığım kurum ile YÖK ve Bakanlık arasında uygulamaya konulan yada konulmayan hususlardan dolayı tarafına kamu zararı çıkarılamayacağının ve bunun neden gerçekleşmediği konusunda sorumlu gösterilemeyeceğinin gayet açık olduğunu, kaldı ki Kurumlarının MKYS şifresi için gerekli girişimde bulunduğunu; ancak şifre verilmediğini, tüm bu bilgiler ışığında Sayıştay Dergisi’nde de gayet açık ve net ortaya konulan illiyet bağının yanlış yorumlanması neticesinde müştereken ve müteselsilen verilen karar sorumluluk ve görev yönünden aynı derecede sorumlu olamayacak hem ast-üst, amir-memur hem de tamamıyla kurumların sorumluluğu ve görev alanından kaynaklanacak olaylardan herkesin eşit ve aynı sorumlulukta gösterilmesinin kesinlikle yanlış olduğunu, tüm bu doğrudan temin alımlarında müştereken ve müteselsilen herkesin eşit sorumlu tutulmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu, her personelin görevlerinin farklı olduğunu ve amirin görevlendirmesinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen esaslara göre görevlerin yerini getirilmesinden kaynaklandığını, aksi halde ast görevde bulunun personelin üst görevdeki amirin emrini yerine getirmemesinin suç teşkil etmediğini, üst amir alımın ihale, doğrudan temin vb. yöntemlerle alınmasına alıma ilk çıkılırken verilen görevlendirme belgesinde karar verildiğinden ast memur olarak üst amire bu alımı bu şekilde çıkılamaz demek gibi bir kanuni sorumluluk verilmediğini, dilekçe ekinde de sunulduğu üzere Sağlık Bakanlığı Doğrudan Temin Alımları Kılavuzu’nda da doğrudan teminin kanuni gereklilikleri ve nasıl yapılabileceğinin gayet açık bir şekilde de izah edildiğini, açıklamaya çalıştığı bu hususlar doğrultusunda ve Sayıştay 2. Dairesinin 401 sayılı Ek İlamında da ifade edildiği gibi 5018 sayılı Kanunun 32 nci maddesi karşısında tüm sorumluların da aynı derecede sorumlu göstermelerinin de kesinlikle yanlış olduğunu ifade etmek suretiyle tazmin hükmünün dilekçe ekinde sunduğu kanıtlayıcı belgelerle yeniden değerlendirilerek kaldırılması gerektiğini Kurulumuza iletmiştir.

Aynı ilam maddesi ile ilgili olarak (Ödeme Emri Belgesi Üzerinde İmzası Bulunan) Gerçekleştirme Görevlisi sıfatıyla temyiz talep eden Hastane Başmüdürü …, aşağıda kendi gündem sırasında görüşülen dosyasındaki temyiz dilekçesinde özetle; Sayıştay Temyiz Kurulunun önceki Kararında; kamu zararının Malzeme Kaynak Yönetim Sisteminde (MKYS) yer alan fiyatlar baz alınarak paket alım şeklinde tedarik edilmiş malzeme için kalem bazında fiyat mukayesesi yapılmak suretiyle tespit edildiğinin görüldüğünü, oysa Merkezi Kaynak Yönetim Sisteminin (MKYS) Sağlık Bakanlığında yer alan merkez teşkilatı ve il sağlık müdürlüğü ile taşra teşkilatında kullanılabilen bir sitem olup Sağlık Bakanlığınca sadece kendi mensuplarından seçilen kullanıcılarına özel şifre verilerek girilebilen ve kullanılan bir sitem olduğunu, Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin 2013 -2016 yılların da defalarca Sağlık Bakanlığına MKYS kullanımı için şifre talebine, bu sistemin sadece Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde kullanılan bir sitem olduğu belirtilerek red cevabı verildiğini, bu nedenle İdarenin yapmış olduğu piyasa fiyat araştırmasının en düşük teklif veren firmayı tespit etmesinin yeterli olduğundan bahisle üniversite hastaneleri için MKYS ‘ye göre yapılacak bir hesaplamanın kamu zararı hesaplamasında esas alınamayacağı ve alımda hukuka aykırılık bulunmadığı için tazmin hükmünün bozulduğunun görüleceğini, ayrıca 25 kalem malzemenin tamamına verilen fiyat değerlendirilerek en uygun olan teklifin kabul edildiğini, kalem bazında fiyatların dikkate alınmadığını, miktarların çok düşük olması ve aciliyetin olması dolayısıyla da kalem kalem alıma çıkılmasının maliyet ve zaman açısından uygun olmayacağı düşüncesiyle götürü bedel üzerinden fiyatı en uygun olan alıma karar verildiğini, bu nedenle 25 kalem alımdan 12 kalem malzemenin fiyatı değerlendirmeye alınarak kamu zararı oluştuğuna karar verilmesinin de hukuka uygun olmadığını, 11.10.2017 tarihli Temiz Kurulu gündemine gönderdiği savunma ve eklerini yeni savunması ekinde tarafımıza sunduğunu, kamu zararıyla ilgili 2. Dairenin hazırlamış olduğu Ek İlamda konuyla ilgili başka bir bilgi ve belge ortaya koymaksızın ameliyathanenin çalışabilmesi için kullanılan malzemelerin doğrudan temin yoluyla (22/f) alınamayacağı yönündeki kararında hukuki uygunluk bulunmadığından ve piyasa fiyat araştırmasıyla da en uygun fiyatla mal alındığından tazmin hükmün kaldırılmasını hususunda gereğini Kurulumuza arz etmiştir.

Başsavcılık mütalaasında özetle; adı geçenlerin dilekçesinde ilgili Dairenin 401 sayılı Ek İlamının 2. maddesine ilişkin temyiz dilekçesinde özetle; Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi için yapılan stoklanabilir malzeme alımlarının mevzuatına uygun olarak yapıldığı, fiyatlandırmanın da uygun olduğu özellikle Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasının fiyatlarının yaklaşık maliyetin oluşturulmasında yararlanılan bir kaynak olduğu hususlarının ileri sürüldüğü ve bu meyanda tazmin hükmünün kaldırılmasının talep edildiği ifade edildikten sonra; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; tıbbi sarf malzeme alımının açık ihale usulü değil, doğrudan temin usulü ile gerçekleştirildiği görülmekte olup, bu yöntem ile alım yapılmasının hukuki olmadığı ancak malzeme ihtiyacının acil olması ve hizmetin aksamaması için kısmi acil alımların bu yöntemle yapıldığı, daha sonra ihtiyacın aciliyetine göre diğer ihtiyaç malzemelerinin ise açık ihale usulü kullanılarak 22.07.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihale ile alımının yapıldığının belirtildiği, bununla birlikte, kamu zararının tespitine esas alınan Sağlık Bakanlığı MKYS sisteminden bazı sarf malzemesinin en yüksek fiyatları üzerinde mukayese edilerek kamu zararı tespiti yapılmasına rağmen doğrudan temin yöntemi ile alınan malzemeler için toptan teklif alındığının anlaşıldığı, doğrudan temin yöntemi ile alınan sarf malzeme miktarının gerek MKYS sisteminde yer alan gerekse ilama konu alımı yapılan malzemenin fiyatını etkilediğinin de göz önüne alınması gerektiğinin düşünüldüğü, kamu zararının tespitinde esas alınan yöntemin ise hukuki olmadığının değerlendirildiği, şöyle ki; alıma çıkılan tüm malzemelerin ihale edilen toplam rakamları üzerinden piyasa rayiç fiyatları tespit edilerek varsa bir kamu zararı bulunması gerektiği, birim malzeme üzerinden mukayesenin hakkaniyete uygun olmadığının değerlendirildiği, kaldı ki; … Üniversitesi Rektörlüğünün … ve … tarihli MKYS Şifresi verilmesi konulu yazılarına, … İl Sağlık Müdürlüğünün … tarihli MKYS Şifresi konulu yazıyla verdiği cevapta da, MKYS şifresinin, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde geçerli bir uygulama olduğu bildirilerek Rektörlüğün bu talebin reddedildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla MKYS sisteminde belirtilen malzeme birim fiyatlarını tespit etmelerinin mümkün olmadığı bu sistemi kullanmak amacıyla yapılması gereken her şeyi yaptıklarının görüldüğü, ortaya konulanlar karşısında adı geçenlerin temyiz talebinin kabulü ile tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir.

İşbu dosyayla duruşma talebinde bulunan sorumlu …’ya 14.10.2022 tarihinde duruşma günü bildirilmiş olmasına karşın duruşmaya katılmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesi hükmü uyarınca dosya üzerinde ve gıyabında),

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Ek ilam maddesinde tazmin hükmü, Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine, stoklanabilir nitelikte, acil durumlarda kullanılması ve hastaya göre belirlenmesi gerekmeyen tıbbi sarf malzemelerinin, açık ihale yapılmaksızın doğrudan temin usulüyle yapılması ve Malzeme Kaynak Yönetimi Sistemi fiyatlarına nazaran daha yüksek fiyatlardan alım yapılması/MKYK fiyatlarının esas alınmaması neticesi kamu zararı oluştuğu gerekçesine dayanan asıl ilam maddesinde ısrar edilerek verilmiştir.

Önceki (11.10.2017 tarihli ve 43431 tutanak sayılı) Temyiz Kurulu Kararımızda (1. maddesi) ifade edildiği şekliyle;

4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesinde açık ihale usulü, “bütün isteklilerin teklif verebildiği usul”, doğrudan temin “bu kanunda belirtilen hallerde ihtiyaçların, idare tarafından davet edilen isteklilere teknik şartların ve fiyatın görüşülerek doğrudan temin edildiği usul” olarak tanımlanmış, 5 inci maddesinde:

“İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.

Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulü temel usullerdir. Diğer ihale usulleri Kanunda belirtilen özel hallerde kullanılabilir.

…”

Hükmüne yer verilmiştir.

Açık ihale usulü bütün isteklilerin teklif verebildiği usul olarak tanımlandığından ve tüm ihalelerin bu usule göre yapılması mümkün olduğundan açık ihale temel usul olarak belirlenmiştir.

4734 sayılı Kanunun doğrudan temini düzenleyen 22 nci maddesinde:

“Aşağıda belirlenen hallerde ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir:

a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi.

b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması.

c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması için zorunlu olan mal ve hizmetlerin, asıl sözleşmeye dayalı olarak düzenlenecek ve toplam süreleri üç yılı geçmeyecek sözleşmelerle ilk alım yapılan gerçek veya tüzel kişiden alınması.

f) Özelliğinden ve belli süre içinde kullanılma zorunluluğundan dolayı stoklanması ekonomik olmayan veya acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, aşı, serum, anti-serum, kan ve kan ürünleri ile ortez, protez gibi uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü tıbbî sarf malzemeleri, test ve tetkik sarf malzemeleri alımları.

…” denilmiş, Kamu İhale Genel Tebliğinin 22 nci maddesinin yedinci fıkrasında:

“Kanunun 22 nci maddesinin (f) bendinde yer alan hüküm çerçevesinde; özelliğinden ve belli süre içinde kullanılma zorunluluğundan dolayı stoklanması ekonomik olmayan veya acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, aşı, serum, anti-serum, kan ve kan ürünleri ile ortez, protez gibi uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü tıbbî sarf malzemeleri, test ve tetkik sarf malzemeleri alımlarının doğrudan temin yoluyla karşılanması mümkün bulunmaktadır. Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; özellikle hayati önemi haiz olan ve acil müdahale gerektiren kalp ve ortopedi ameliyatlarında kullanılan ilaç ve malzemelerin özellikleri, boyutları ve nitelikleri kullanılacak hastaya göre değiştiğinden ya da belli bir kullanım süresi bulunmasından dolayı bu süre içinde kullanılmaları zorunlu olduğundan; hem idarenin yararı, hem de hastaların mağdur edilmemesi açısından bu gibi ilaç ve malzemelerin ihale yoluyla önceden temin edilip stoklanması yerine, ihtiyaç duyulduğunda doğrudan temin edilmesinin öngörüldüğü belirtilmektedir. Buna göre, hastaya özgü olup özelliğinden dolayı stoklama imkanı bulunmayan mal ve malzemelerin de bu madde çerçevesinde temini mümkün bulunmaktadır.”

Hükmü yer almıştır.

Bu hükümlere göre tıbbi malzeme ihtiyaçlarının ihale yapılmadan 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (f) fıkrasına göre temin edilebilmesi için bunların stoklanmasının ekonomik olmaması, acil durumlarda kullanılacak olması, uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü olması gerekmektedir.

Bu noktada; ihale yapılmadan doğrudan temin usulüyle rayiç bedellerin üzerinde fiyatlarla tıbbi malzeme alınması sonucu kamu zararına neden olunduğu gerekçesiyle yazılan ilam hükmüne bakıldığında kamu zararının; Malzeme Kaynak Yönetim Sisteminde (MKYS) yer alan fiyatlar baz alınarak paket alım şeklinde tedarik edilmiş malzeme için kalem bazında fiyat mukayesesi yapılmak suretiyle tespit edildiği görülmektedir.

Oysa Malzeme Kaynak Yönetim Sistemi, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Merkez Teşkilatı ve İl Sağlık Müdürlükleri tarafından yapılan tüm mal ve malzeme alımlarının girildiği ve ortalama fiyat düzeyi tespiti yapılarak aynı mal veya malzemenin aşırı fiyatla alınmasının önlendiği, o mal veya malzemenin daha uygun fiyatla satışını yapan firmadan alınıp kullanılacak yere transferinin sağlandığı; dolayısıyla, Bakanlığa bağlı kurumların malzeme ve depolarındaki taşınır takibinin yapılabildiği, fiyat ve ihtiyaç fazlası malzemenin izlenebildiği bir sistemdir.

Sağlık Bakanlığının kullandığı dolayısıyla sadece Sağlık Bakanlığına bağlı kurumların girebildiği Malzeme Kaynak Yönetim Sistemine yükseköğretim kurumlarının (üniversitelerin) giriş izinlerinin olmaması, mal ve malzemelerin ortalama fiyat düzeylerinin belirlendiği bu sistemde fiyat sorgulaması yapmalarına engel olmaktadır.

Bununla ilgili olarak gerek Asıl İlamda gerekse Ek İlamda 2010/11 sayılı Genelgenin üniversiteler için de geçerli olduğu kanaatine yer verilmişse de; söz konusu Genelgeyle, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Kurumlarının tıbbi cihaz, mal ve hizmet alımı, kit veya sarf karşılığı cihaz kullanma uygulaması ve ödenek talepleri ile kamu sağlık tesislerinin tıbbi cihaz tahsisine ilişkin karşılaşılan sorunların giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması hususu düzenlenmiş, 1.1 maddesinde, bu Genelge kapsamında düzenlenen konular ile ilgili İl Sağlık Müdürlükleri bünyelerinde ilgilerine göre gerekli uzman personellerin de bulunduğu en az 3 (üç) veya daha fazla tek sayıda üyeden müteşekkil “İl Yataklı Tedavi Kurumları Alımları Planlama Komisyonu” kurulacağı, 1.3 maddesinde, bu Komisyonun üyelerinin de;

1.3.1. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri,

1.3.2. Üniversite Hastaneleri,

1.3.3. Devlet Hastaneleri,

1.3.4. Sağlık Müdürlüğü İdari Birimleri,

1.3.5. Özel sektör Mesul Müdürlerinden (gözlemci sıfatı ile) teşekkül edeceği düzenlenmiştir. Bu konu dışında, bu Genelgenin üniversite hastaneleri ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Planlama Komisyonuna üye görevlendirilmesi için de “Gereği” kısmında Yüksek Öğretim Kurumuna yer verilmiştir.

Nitekim, sorumluların dilekçeleri ekinde gönderdikleri belgelerden olan, … Üniversitesi Rektörlüğünün … ve … tarihli MKYS Şifresi verilmesi konulu yazılarına, … İl Sağlık Müdürlüğünün … tarihli MKYS Şifresi konulu yazıyla verdiği cevapta da, MKYS şifresinin, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde geçerli bir uygulama olduğu bildirilerek Rektörlüğün bu talebi reddedilmiştir.

Bu bağlamda, MKYS sistemi fiyatlarının, Üniversite personelince bilinmesi imkânının olmadığı sabit olup, ihale veya doğrudan temin usulüyle yapılacak mal alımlarında rayiç olarak kullanılamayacakları açıktır.

Diğer taraftan, kamu zararı tablosuna esas alınan sisteme ait fiyatlar, Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlar tarafından yapılan alımların yüksek miktarlarda olması nedeniyle daha düşük olabilirken, söz konusu Üniversitenin yeni kurulmuş Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine ait alımlarının nispeten az miktarlarda olmasından kaynaklı, daha merkezi ve sayı olarak yüksek alımlara ilişkin düşük fiyat düzeyini yakalayamadıkları tespiti ile birlikte satın alma sürecinde malzemeye ait marka, model, miktar, tedarikçi firmanın bulunduğu yer gibi koşullar da dikkate alınarak piyasa fiyat araştırması sonucunda yaklaşık maliyetin oluşturulduğu ve en düşük teklifi veren firmadan malzemenin tedarik edildiği görülmektedir.

Bu bağlamda da, toptan yapılmış bir alımda fiyat mukayesesinin alıma giren malzemelerin tümü üzerinden yapılması gerekirken, veri alınan sisteme (MKYS) göre sadece fiyatın yüksek görüldüğü malzeme kalemleri bazında yapılan bir hesaplamanın hatalı olacağı da aşikârdır.

Kaldı ki, yapılan bu hesap şekli doğrudan temin alım usulünün mantığına da aykırıdır. Şöyle ki; doğrudan temin usulüyle yapılacak mal alımlarında, piyasa fiyat araştırması yapılırken alınacak malların tamamı için fiyat araştırması yapılır, uygun fiyat, bu malların tamamı için teklif edilen fiyata göre belirlenir ve tamamına göre yapılan değerlendirmede uygun fiyatı teklif eden satıcıdan alım yapılır. Bu alımlarda uygun fiyat olduğuna karar verilen malların bazılarının fiyatları, teklifi uygun görülmeyen diğer satıcıların tekliflerindeki fiyata göre daha pahalı olabilir. Bu durum toplam fiyatların esas alınmasına mani değildir. Dolayısıyla, ek ilam maddesindeki kamu zararı hesap şekli de mevzuata uygun değildir.

Her ne kadar mal alımının ihale yapılmadan doğrudan temin usulüyle yapılması ihale mevzuatına aykırılık teşkil etmekte ve idari bir inceleme gerektirmekte ise de; yukarıda yapılan açıklamalar karşısında bu aykırılık, -İdare tarafından tıbbi malzeme temininin en düşük teklifi veren firmadan yapılmış olması da göz önüne alındığında- herhangi bir kamu zararına sebebiyet vermemektedir.

Sonuç itibarıyla, önceki (11.10.2017 tarihli ve 43434 tutanak sayılı) Temyiz Kurulu Kararımızda da (1. maddesi) ifade edildiği gibi İdarece yapılan tıbbi malzeme alımında kamu zararı oluşmadığı anlaşıldığından; 401 sayılı Ek İlamın 2. maddesiyle verilen … TL’nin tazminine ilişkin hükmün KALDIRILMASINA, (Üye … ve Üye …’nun aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,

Karar verildiği 02.11.2022 tarih ve 52416 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Karşı oy gerekçesi/Azınlık görüşü

Üye … ve Üye …:

4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesinde açık ihale usulü, “bütün isteklilerin teklif verebildiği usul”, doğrudan temin “bu kanunda belirtilen hallerde ihtiyaçların, idare tarafından davet edilen isteklilere teknik şartların ve fiyatın görüşülerek doğrudan temin edildiği usul” olarak tanımlanmış,

5 inci maddesinde:

“İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.

Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulü temel usullerdir. Diğer ihale usulleri Kanunda belirtilen özel hallerde kullanılabilir.

…” hükmüne yer verilmiştir.

Açık ihale usulü bütün isteklilerin teklif verebildiği usul olarak tanımlandığından ve tüm ihalelerin bu usule göre yapılması mümkün olduğundan açık ihale temel usul olarak belirlenmiştir.

4734 sayılı Kanunun doğrudan temini düzenleyen 22 nci maddesinde:

“Aşağıda belirlenen hallerde ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir:

a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi.

b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması.

c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması için zorunlu olan mal ve hizmetlerin, asıl sözleşmeye dayalı olarak düzenlenecek ve toplam süreleri üç yılı geçmeyecek sözleşmelerle ilk alım yapılan gerçek veya tüzel kişiden alınması.

f) Özelliğinden ve belli süre içinde kullanılma zorunluluğundan dolayı stoklanması ekonomik olmayan veya acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, aşı, serum, anti-serum, kan ve kan ürünleri ile ortez, protez gibi uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü tıbbî sarf malzemeleri, test ve tetkik sarf malzemeleri alımları.

…” denilmiş,

Kamu İhale Genel Tebliğinin 22 nci maddesinin 7 nci fıkrasında:

“Kanunun 22 nci maddesinin (f) bendinde yer alan hüküm çerçevesinde; özelliğinden ve belli süre içinde kullanılma zorunluluğundan dolayı stoklanması ekonomik olmayan veya acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, aşı, serum, anti-serum, kan ve kan ürünleri ile ortez, protez gibi uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü tıbbî sarf malzemeleri, test ve tetkik sarf malzemeleri alımlarının doğrudan temin yoluyla karşılanması mümkün bulunmaktadır. Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; özellikle hayati önemi haiz olan ve acil müdahale gerektiren kalp ve ortopedi ameliyatlarında kullanılan ilaç ve malzemelerin özellikleri, boyutları ve nitelikleri kullanılacak hastaya göre değiştiğinden ya da belli bir kullanım süresi bulunmasından dolayı bu süre içinde kullanılmaları zorunlu olduğundan; hem idarenin yararı, hem de hastaların mağdur edilmemesi açısından bu gibi ilaç ve malzemelerin ihale yoluyla önceden temin edilip stoklanması yerine, ihtiyaç duyulduğunda doğrudan temin edilmesinin öngörüldüğü belirtilmektedir. Buna göre, hastaya özgü olup özelliğinden dolayı stoklama imkanı bulunmayan mal ve malzemelerin de bu madde çerçevesinde temini mümkün bulunmaktadır.” hükmü yer almıştır.

Bu hükümlere göre tıbbi sarf malzemesi ihtiyaçlarının ihale yapılmadan 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (f) fıkrasına göre temin edilebilmesi için bunların stoklanmasının ekonomik olmaması, acil durumlarda kullanılacak olması, uygulama esnasında hastaya göre belirlenebilen ve hastaya özgü olması gerekmektedir.

Uygulamada, Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine, Başhekim tarafından Rektörlük makamına 21.07.2014 tarihinde yazılan yazıya istinaden 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (f) fıkrası gereğince 285 kalem tıbbi sarf malzemesi alındığı görülmüştür.

Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine alınan tıbbi sarf malzemeler stoklanabilir nitelikte, acil durumlarda kullanılması ve hastaya göre belirlenmesi gerekmeyen malzemelerdir. Dolayısıyla bu malzemelerin doğrudan temin usulü ile değil açık ihale usulü ile rekabet koşulları oluşturularak alınması gerekmektedir.

Ancak söz konusu tıbbi sarf malzemeleri ihale yapılmadan doğrudan temin usulüyle alınmış ve malzeme fiyatlarının rayiç bedellerin üzerinde gerçekleşmesine neden olunmuştur.

Öte yandan Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 48 inci maddesinin 2 nci fıkrasında:

“Özelliğinden dolayı stoklama imkânı bulunmayan ve acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, tıbbi tüketim malzemeleri ile test ve tetkik tüketim malzemelerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesinin (f) bendine göre alınması halinde, alımın acil bir durum sebebiyle gerçekleştirildiğine ve stoklanmasının mümkün bulunmadığına ilişkin belge de ödeme belgesine bağlanır.” denilmiştir.

Oysa ödeme emri belgesi ekleri arasında buna ilişkin herhangi bir belgenin de yer almadığı görülmüştür.

Bununla birlikte söz konusu tıbbi sarf malzemelerin daha önce 05.05.2014 tarihinde 292 Kalem Tıbbi Sarf Malzemesi Alımı işi kapsamında … TL bedelle -… firmasından 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (f) fıkrası gereğince alınmasına karar verildiği, muayene kabul aşamasında bazı malzemelerin eksik ve istenilen nitelikte olmadığına dair tutanak tutulduğu, sonrasında ise alımın bazı kalemlerin fiyatının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Üniversiteye ödenen meblağları aşması sebebiyle iptal edildiği, bu hususun … tarihli ve … sayılı yazı ile firmaya bildirildiği görülmüştür.

Dolayısıyla bu tıbbi sarf malzemelerin stoklanması ekonomik olmayan ve acil durumlarda kullanılacak malzeme olarak değerlendirilmesi mümkün görünmemektedir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “Yaklaşık Maliyet” başlıklı 9 uncu maddesinde:

“Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesi yapılmadan önce idarece, her türlü fiyat araştırması yapılarak katma değer vergisi hariç olmak üzere yaklaşık maliyet belirlenir ve dayanaklarıyla birlikte bir hesap cetvelinde gösterilir.”

Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin “Yaklaşık maliyetin hesaplanması” başlıklı 8 inci maddesinde ise aynen:

“(1) İdare yaklaşık maliyetin hesaplanmasında; alım konusu malın niteliğini, miktarını, teslim süresini, nakliyesini, sigortasını ve diğer özel şartlarını belirterek KDV hariç fiyat bildirilmesini ister. Ancak, idare, gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmayan ve yaklaşık maliyetin hesaplanmasında hatalara sebep olabilecek fiyat bildirimlerini ve proforma faturaları değerlendirmeye almaz.

(2) Yaklaşık maliyetin hesaplanmasında kullanılan her tür bilgi ve belgeye hesap cetveli ekinde yer verilir. Değerlendirmeye alınmayan fiyat bildirimleri ile proforma faturaların değerlendirmeye alınmama gerekçeleri de hesap cetvelinde belirtilir.

(3) İdare, alımın niteliğini ve piyasa koşullarını göz önünde bulundurmak suretiyle, aşağıdaki (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentleri çerçevesinde elde ettiği fiyatların birini, birkaçını veya tamamını kullanmak suretiyle yaklaşık maliyeti hesaplar:

a) İdare, alım konusu malın özelliğine göre kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından fiyat isteyerek yaklaşık maliyeti hesaplayabilir.

b) İdare, piyasada alım konusu malı üreten veya pazarlayan gerçek veya tüzel kişilerden de fiyat bildirimi veya proforma fatura isteyerek yaklaşık maliyeti hesaplayabilir.

c) İdare, alım konusu mala ilişkin olarak Bütçe Uygulama Talimatlarında ve/veya Sağlık Uygulama Tebliğlerinde yer alan fiyatları kullanarak yaklaşık maliyeti hesaplayabilir. Bu fiyatlarda KDV veya farklı nitelikte giderler bulunması durumunda bu giderler fiyatlardan indirilerek yaklaşık maliyet hesaplanır.

ç) İdare, alım konusu mal ile ilgili daha önceki dönemlerde alım yapmış ise bu alımlarda ortaya çıkan sözleşme bedelleri, endeks veya Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan ilgili endekslerden uygun olanı kullanmak suretiyle güncelleyerek yaklaşık maliyeti hesaplayabilir. Döviz ile yapılmış olan alımlarda ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru veya çapraz kur üzerinden fiyatlar güncellenerek yaklaşık maliyet hesaplanabilir.

d) İdare, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfalarında yayımlanan fiyatları kullanarak yaklaşık maliyeti hesaplayabilir.”

denilmek suretiyle yaklaşık maliyetin “doğru” ve piyasa rayicini gösterecek şekilde “gerçek” tespit edilmesi istenmiştir.

Buna göre Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine stoklanabilir nitelikte, acil durumlarda kullanılması ve hastaya göre belirlenmesi gerekmeyen tıbbi sarf malzemelerinin açık ihale yapılmadan doğrudan temin usulüyle rayiç bedellerin üzerinde fiyatlarla alınması, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 inci maddesi kapsamında kamu zararı oluşturmaktadır.

Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, hem konunun esası hem de sorumluluk yönünden yapılan itirazların reddi ile verilen tazmin hükmünün tasdiki gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir