Meslekten çıkarılan kişilere emekli ikramiyesi ödenmesi hakkında Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi’nin 08.03.2017 tarihli kararı.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11.İdari Dava Dairesi, görevine son verilen başvurucunun görevine son verildiği tarih itibarıyla 5434 sayılı Kanuna tabi hizmet süresinin 21 yıl 2 ay fiili hizmeti ve 5 yıl 2 ay fiili hizmet süresi zammı olmak üzere toplam 26 yıl 4 ay olduğu, bu sürenin davacıya tek başına Emekli Sandığı tarafından aylık bağlanması için yeterli olduğu halde fazladan, diğer bir ifadeyle hiç ihtiyacı yokken hizmetleri birleştirilmek suretiyle sandıktan aylık bağlanan iştirakçilerin, Sandığa tabi hizmetinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediğinden bahisle ikramiyeden yoksun bırakılmasının, eşitliğe ve hakkaniyete aykırılık oluşturacağına karar verdi.

 

 

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 
11. İdari Dava Dairesi 

 

Esas: 2016 / 5387
Karar: 2017 / 10468
Karar Tarihi: 08.03.2017

 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, Ankara 17. İdare Mahkemesince verilen 30.12.2015 tarih ve E:2015/973; K:2015/2742 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Yasa’nın değişik 45. maddesinin, geçici 8. madde uyarınca uygulanmasına devam olunan 6545 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükmü gereği dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet sürelerini birleştirmek suretiyle emekliye ayrılan ve 01.01.2015 tarihinde Emekli Sandığı tarafından emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, Emekli Sandığına tabi hizmet süresi yönünden emekli ikramiyesi ödenmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri 2829 sayılı Kanun hükümleri uyarınca birleştirilmek suretiyle Emekli Sandığından aylık bağlanan davacının, görevine son verilmiş olması ve bu nedenle Sandığa tabi olarak geçen hizmetinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermemiş olması nedeniyle, 5434 sayılı Kanunun 6270 sayılı Kanunla değişik 89/2.maddesi uyarınca ikramiye ödenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.

Dosyasının incelenmesinden; davacının Hava Kuvvetleri Komutanlığında kıdemli başçavuş olarak görev yapmakta iken 06.05.2011 tarihinde görevine son verildiği, görevine son verildiği tarih itibarıyla 5434 sayılı Kanuna tabi hizmet süresinin 21 yıl 2 ay fiili hizmeti ve 5 yıl 2 ay fiili hizmet süresi zammı olmak üzere toplam 26 yıl 4 ay olduğu, bu sürenin davacıya tek başına Emekli Sandığı tarafından aylık bağlanması için yeterli olduğu, davacının 21.12.2013-11.12.2014 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1-a bendi kapsamında 11 ay 20 gün özel sigortalı olarak çalıştığı, açıkta iken emeklilik talebinde bulunması üzerine 2829 sayılı Kanun uyarınca birleştirilmiş hizmet süresi üzerinden Emekli Sandığı tarafından emekli aylığı bağlandığı, Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı sürelere isabet eden emekli ikramiyesinin ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

5434 sayılı Kanun’un 26.01.2012 tarihli ve 28185 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6270 sayılı Kanunla değişik 89. maddesinin 1. fıkrasında, “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.” kuralına, 2. fıkrasında ise “Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir.” kuralına yer verilmiştir.

5434 sayılı Kanun’un 6270 sayılı Kanunla değişik 89.maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre, hizmetlerinin tamamı Sandığa tabi olarak geçen iştirakçilere yapılacak ikramiye ödemesinin, Sandığa tabi hizmetlerinin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın, Sandıktan aylık bağlanmış olması veya toptan ödeme yapılmış olması koşuluna bağlandığı, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlananlara yapılacak ikramiye ödemesinin ise, aynı maddenin 2. fıkra hükmünde düzenlendiği ve Sandığa tabi hizmetin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması koşuluna bağlandığı görülmektedir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un geçici 2.maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca uygulanmasına devam olunan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 1.maddesinde, bu Kanunun amacı; çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması olarak belirtilmiş, aynı Kanunun, “Hizmet sürelerinin birleştirilmesi” başlıklı 4.maddesinde ise, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin, bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirileceği, ancak hizmet sürelerinin toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.

Görüleceği üzere, 2829 sayılı Kanunun amacının; herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak geçen hizmet süreleri tek başına aylık bağlanmaya yeterli olmayan sigortalıların, bu hizmet sürelerinin, varsa diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleriyle birleştirilmek suretiyle sosyal güvenliklerine kavuşturmak olduğu, Kanunun belirtilen amacı gözetildiğinde, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak geçen hizmet süresi, tek başına o kurumdan aylık bağlanmasına yeterli olması halinde, bu sürenin, diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleriyle birleştirilmesinin, ilgilinin iradesi ve talebine bağlı olması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Dolayısıyla, hizmetlerinin tamamı Sandığa tabi olarak geçen ve hizmeti, kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermemiş olan Sandık iştirakçilerine 5434 sayılı Kanunun 89/1. maddesine göre koşulsuz ikramiye ödenirken, Sandığa tabi hizmeti tek başına Sandıktan aylık bağlamaya yeterli olduğu halde, fazladan, diğer bir ifadeyle hiç ihtiyacı yokken hizmetleri birleştirilmek suretiyle Sandıktan aylık bağlanan iştirakçilerin, Sandığa tabi hizmetinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediğinden bahisle ikramiyeden yoksun bırakılmasının, eşitliğe ve hakkaniyete aykırılık oluşturacağı açıktır.

Buna göre, davacıya, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmış olmakla birlikte, davacının Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresinin tek başına Sandıktan aylık bağlanmaya yeterli olması, başka bir anlatımla, hizmet süreleri birleştirmeye tabi tutulmamış olsa dahi, Sandıktan aylık bağlanabilecek konumda bulunması karşısında, Sandığa tabi hizmetinin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın, 5434 sayılı Kanunun 89/1.maddesi hükmü uyarınca, ikramiye ödemesinden yararlandırılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Emekli Sandığına tabi hizmet süresi emekli aylığı bağlanması için yeterli olan davacıya, 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin 1. fıkrası uyarınca emekli ikramiyesi ödenmesi gerekirken, istemin reddi yolunda tesis edilen işlemde ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, itirazın KABULÜNE, Ankara 17. İdare Mahkemesince verilen 30.12.2015 tarih ve E:2015/973; K:2015/2742 sayılı kararın BOZULMASINA, dava konusu işlemin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan 232,20-TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 990,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, itiraz aşamasında alınmaması gereken 29.20 -TL karar harcı ile posta gideri avansından varsa artan miktarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir