İdarenin hizmet kusurundan doğan zararın ödetilmesi davasının idari yargıda görülmesi gerekir

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi       

 2016/14341 E.  ,  2018/8326 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ           :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 23/09/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile ihbar olunan vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 

1-İhbar olunan … Elek.İnş. ve San. Ltd. Şti. – … İnş. Nak. San. Ltd. Şti. İş Ortaklığı vekilinin temyizi yönünden; 

Adı geçen şirketin davada ihbar olunan konumunda olup, taraf sıfatının bulunmaması ve hakkında hüküm kurulmamış olması nedeniyle temyiz dilekçesi reddedilmelidir.

2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; 

Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ve ihbar olunan tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili; davalı kurum tarafından yürütülen …-… yol yapım çalışmaları esnasında, … ilçesi … Mahallesi … nolu parselde bulunan müvekkiline ait samanlığın zarar gördüğünü ve yola isabet eden bölümde 300 adet ağacın kesildiğini, buna ilişkin çalışmaları yürüten ihbar olunan yüklenici şirket tarafından 25/08/2013 tarihinde tutanak düzenlendiğini beyan ederek, uğramış olduğu maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili; açılan davada idari yargının görevli olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. 

Mahkemece; mahallinde yapılan keşif doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

11/02/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının I. bendinde açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya bodrum katını sel basan, bir su tesisi yapılması neticesinde tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve mahsulleri kuruyan veya tarlası ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekilemeyecek duruma düşen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen

zararlardır. Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir. 

Somut olayda; davalı kurum tarafından 25/11/2011 tarihinde, dava konusu … ilçesi … Mahallesi … nolu parselden ifraz olan … sayılı parsel yönünden belirtilen yol yapımı nedeniyle kamu yararı kararı alındığı ve bu kapsamda yol yapım çalışması yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı … bir kamu tüzel kişisidir. Anılan tüzel kişiliğin davaya konu eylem ve işlemleri kamusal nitelikte olup kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. (HGK 2014/4-835 esas 2016/426 karar) İstemin ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre davanın anılan davalıya yöneltilmesinin nedeni de, davalı idarenin hizmet kusurundan doğan zararın ödetilmesi istemidir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince bu tür istemlerin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılacak davada ileri sürülmesi gerekir. Mahkemece, davalı idare yönünden uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu benimsenerek yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA; ihbar olunan şirketin temyiz dilekçesinin (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve ihbar olunandan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi. 

Kaynak:Hukukmedeniyeti

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir