Bank Asya’ya para yatırma örgüte yardım suçunu oluşturur mu?

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 20.12.2017 tarihli, 2017/1862 esas ve 2017/5796 sayılı kararı ile Bank Asya’ya para yatırma eyleminin örgüte yardım suçunu hangi koşullarda oluşturacağının şartlarını belirledi.

Yargıtay 16.Ceza Dairesine göre örgüt üyesi ne demektir?

Aslında Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 20.12.2017 tarihli, 2017/1862 esas ve 2017/5796 sayılı kararı ile örgüt üyeliği kavramı için yeni bir tanım getirmedi. Daha önce 2015/3 esas sayılı kararında ve diğer kararlarında belirlenen tanımı aynen kabul etti.

Buna göre örgüt üyeliği;

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dâhilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Örgüt üyeliği suçunun oluşabilmesi şartları nelerdir?

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne göre silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir [1].

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır [2].

Örgüte yardım etmek eylemi nasıl gerçekleşir?

TCK’nın 220/7.maddesi “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet: eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmıştır.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne göre yardım fiilini işleyen failin, örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314 üncü maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması ve yapılan yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkânının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.

Yardım fiilleri, örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında kabul edilmiştir [3]. Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise, sanığın hukuki durumunun, örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilmesi gerekebilir.

 

Bank Asya’ya para yatırmak tek başına suç oluşturur mu?

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararına göre Bank Asya’ya para yatırma nedeniyle suç oluşabilmesi için;

25.09.2014 ve 13.10.2014 tarihlerinden sonra örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank Asya’ya para yatırmak;

Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısını bilerek ve buna dâhil olma düşüncesiyle çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içerecek şekilde hareket edilmesi gerekir.

Bu anlamda, Bank Asya’ya para yatırma eyleminin suç işleme iradesi olmadan gerçekleşmesi halinde örgüte yardım suçu oluşmayacaktır.

 

Hukuki olarak olayı irdelediğimizde;

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararında sadece belli bir tarihin milat kabul edilerek ve örgüt liderinin yaptığı açıklamalara göre bankaya para yatırmanın tek başına suçun oluşması için yeterli kabul edilmesi hukuk tekniği açısından hatalıdır.

Bu suçun oluşabilmesi için, sanıkta suç işleme kastının (manevi unsurun) varlığı ve örgütün hukuka aykırı maksadı ile Bank Asya’nın hukuka aykırı yapılanmaya ilişkin olduğunu bildiğinin ve bu bilgi dâhilinde para yatırdığının (maddi unsurun) tespiti gerekir.

Belli kalıp ve şablonlarla yargılama yapıp hüküm vermek hukuk tekniği açısından doğru değildir. İnceleme konusu olan Bank Asya’ya para yatırma eylemi ile ilgili olarak ta, her bir fail ve olay için, suçun maddi ve manevi unsuru, suçun unsurları, ispat kuralları içerisinde irdelenerek sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekir.

Av.Arb.Akın YAKAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir