AYM’den uyuşturucu satıcısına ‘katlamalı ceza’ya vize

 

Anayasa Mahkemesi, okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve “sosyal amaçla” toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunlara 200 metreden yakın mesafedeki yerlerde uyuşturucu suçu işlenmesi halinde cezaların yarı oranında artırılmasına ilişkin düzenlemeye vize verdi.

 

AYM, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “…ve sosyal” ibaresinin iptali istemini reddetti. Bu karar ışığında örneğin esrar satcısına verilen 10 yıl hapis, satış; okul, hastane, cami önü gibi bir yerde yapılırsa 15 yıla yükselecek. AYM kararında, Anayasa’nın 2. maddesindeki ‘sosyal hukuk devleti’ne atıfta bulundu.

BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİ ATILAMAZ BURSU DA GERİ ALINAMAZ

AYM Genel Kurulu, başörtüsü yasağı nedeniyle üniversiteden atılan ve aldığı bursları iade etmek zorunda kalan kız öğrencinin bireysel başvurusunda “din özgürlüğü” ve “eğitim hakkının” ihlal edildiğine karar verdi. AYM Genel Kurulu, başvurucunun Anayasa’nın 24. maddesinde güvence altına alınan din özgürlüğünün ve Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Bu karar başörtüsü yasağından dolayı üniversitelerden ilişiği kesilen ve almış oldukları bursları iade etmek zorunda kalan kız öğrencilere AYM’ye bireysel başvuru yolunu açtı.

Kaynak: Hürriyet

AYM’DEN YAPILAN BASIN DUYURUSU

Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesindeki İbarenin Anayasa’ya Aykırı Olduğu İtirazının Reddi

Anayasa Mahkemesi 11/8/2018 tarihli toplantısında E.2018/179 numaralı dosyada 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “…ve sosyal…”  ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermiştir.

İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralda uyuşturucuyla ilgili suçların okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek cezaların yarı oranında artırılacağı öngörülmüştür.

Başvuru Gerekçesi

İlgili Kanun’da yer alan “…. ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve …” ifadesinin yoruma açık olmasının mahkemelerce farklı değerlendirmelere ve ceza artırımı/artırılmaması sonuçlarına yol açabileceği gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

İtiraz konusu kuralda  “…amaçla toplu bulunulan bina ve…” bölümü, kuralda bu ibareden önce yer alan “…tedavi, eğitim, askerî … amaçla toplu bulunulan bina”ları da kapsamakta ve bunlar yönünden de uygulanacak ortak kural niteliği taşımaktadır. Bu nedenle esasa ilişkin inceleme “…ve sosyal…”   ibaresi ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri belirliliktir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir.

Anayasa’da öngörülen “suçta ve cezada kanunilik ilkesi” insan hak ve özgürlüklerinin öne çıktığı günümüzde, ceza hukukunun da temel ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmıştır.

Kanun koyucunun, Anayasa ile kendisine verilen uyuşturucuyla mücadelede gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü ve ceza siyasetini belirleme yetkisi kapsamında kanuni düzenlemeler yapabileceği kuşkusuzdur. Bu kapsamda kanun koyucu; Anayasa’nın temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla suçla ilgili hangi hâl ve hareketlerin ağırlaştırıcı ya da hafifletici olacağı konularında da takdir yetkisine sahiptir.

İtiraz konusu kuralla kamu sağlığının korunması amaçlanmıştır. Bu bağlamda takdir yetkisi kapsamında kanun koyucu, sosyal amaçlarla toplu bulunulan bina ve tesisler ile buralara belli uzaklıkta bulunan umumi veya umuma açık yerlerde suçun işlenmesini, söz konusu eylemlerin topluma yayılmasını sağlayan bir etken olarak görerek bunu ağırlaştırıcı bir sebep kabul etmiş ve suçun yaygınlaşmasını önlemeyi amaçlamıştır.

Umumi veya umuma açık yerler kapsamına giren farklı sosyal amaçlarla toplanılacak bina ve tesislerin özellikle ekonomik, kültürel, sosyal ilişkilerin çeşitlilik gösterdiği çağımızda tek tek sayılması ve kanun koyucu tarafından önceden öngörülmesi mümkün değildir. Kanun koyucu sadece tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesislerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi yerler olabileceğini belirterek bu bina ve tesislere örnekler vermiştir.

Esasa ilişkin incelemenin konusunu oluşturan “…ve sosyal…” ibaresinin soyut bir kavram olması belirsizlik taşıdığı anlamına gelmemektedir. İtiraz konusu ibareyle ilgili olarak suçun işlendiği yerin, somut olayın özellikleri dikkate alınıp kuralda sayılan örnekler de gözetilerek sosyal amaçla bulunulan bir bina ve tesis olup olmadığı yargı organlarınca tespit edilecek ve kural bu suretle uygulanacaktır. Dolayısıyla itiraz konusu ibarenin belirlilik ve kanunilik ilkelerine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Açıklanan gerekçelerle kural Anayasa’ya aykırı bulunmayarak itirazın reddine karar verilmiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir