Aydın Barosu “Cemaat Barolarına Yol Açacak Bu Düşünceden Hemen Vazgeçilmeli”

Aydın Barosu meslek birliklerinin isimlerinin başındaki ‘Türk’ ve ‘Türkiye’ ifadelerinin kaldırılacağı yönündeki açıklamalar üzerine bir basın açıklaması yayınladı.

Aydın Barosu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle;

UYARIYORUZ: CEMAAT BAROLARINA, ETNİK BAROLARA YOL AÇACAK BU DÜŞÜNCEDEN HEMEN VAZGEÇİLMELİDİR.

Sayın Cumhurbaşkanı tarafından, 06.02.2018 tarihli parti grup toplantısında, Türkiye Barolar Birliğinin isminin önünden “Türkiye” ibaresinin kaldırılması gerektiği  ifade edilerek, bu konuda düzenlemenin yapılması için Bakanlar Kurulu göreve davet edilmiştir. Yine, kendisine gazeteciler tarafından sorulan bir soru üzerine “hukukçular kendi barolarını oluşturur, faaliyetini sürdürür, ondan sonra da oraya gelip çöreklenme diye bir şey olmaz” şeklinde bir cümle ile tekrar Bakanlar Kurulu’nu işaret etmiştir.  Son olarak, dün muhtarlara hitap ederken: “Türkiye Barolar  Birliği’nin de Türkiye’yle alakası yok. Şimdi çıkarılacak kanunla, Bakanlar Kurulu kararıyla bunlar kaldırılacak. Kullanamayacaksınız artık ne Türk kavramını ne Türkiye ismini kullanamayacaksınız. Onu layık olanlar kullanacaktır.” Şeklinde sözlerle bu konudaki tavrını ortaya koymuştur.

Türkiye Barolar Birliği, adını 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ndan alan; Türkiye’nin bütün barolarının katılımıyla oluşan, Anayasamızda ifade edilen  tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Başındaki  “Türkiye” ifadesi  79 baronun tamamının ortak çatı kuruluşu olduğu için vardır. Tıpkı DÜNYANIN DİĞER BÜTÜN BAROLAR BİRLİĞİ KURULUŞLARININ ADLARININ BAŞINDA ÜLKELERİNİN İSİMLERİ OLDUĞU GİBİ, BİZİM BAROLAR BİRLİĞİMİZİN İSMİNİN BAŞINDA DA MENSUBU OLMAKTAN ONUR DUYDUĞUMUZ MİLLETİMİZİN, ŞEREFLE TOPRAĞINA BASTIĞIMIZ VATANIMIZIN VE İLELEBET YAŞAYACAK DEVLETİMİZİN ADI, YANİ “TÜRKİYE” VARDIR. Türkiye Barolar Birliği de, Aydın Barosu da kurulduklarından bu yana Türkiye Cumhuriyetinden, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden, hukukun üstünlüğünden ve insan haklarından yana taraf olmuştur, Türkiye’den yana taraf olmuştur. Hiçbir itham ve hiçbir cümle bu tarihi ve güncel gerçeği değiştiremez, değiştiremeyecektir.

Geçmişte, adeta il barolarına alternatif olsun diye kurulan derneklerin kimin emriyle ve ne amaçla örgütlendiği  15 Temmuz ve sonrasında net bir şekilde anlaşılmıştır. Ancak, bundan hala ders alınmamış olduğu anlaşılmaktadır. Her isteyenin ayrı baro kurmasının önünü açmak demek, CEMAAT, TARİKAT, SİYASİ PARTİ BAROLARININ, HATTA ETNİK KÖKENE DAYANAN BAROLARIN AÇILMASI DEMEKTİR. Bunun vahim sonuçları şimdiden bellidir: Paramparça bir Türkiye, hukuk güvencesinden yoksun kalmış bir halk, darmaduman edilmiş adli yardım sistemi, nasıl yapılacağı belli olmayan zorunlu müdafilik hizmeti, ne olacağı belli olmayan staj, denetlenmesi mümkün olmayan disiplinsiz bir meslek  demektir.

Türkiye Barolar Birliği’nin adının ve baroların yapısının değiştirilmesi düşüncesi, bölmekten başka hiçbir şeye hizmet etmeyecek bir düşünce olup, ne demokrasiyle ne de hukuk devletiyle bağdaşmayacak bu düşünceden derhal vazgeçilmesi gerekmektedir. Aksi düşünce KAOS VE HUKUKİ BELİRSİZLİK DEMEKTİR.  SİYASİ, ETNİK, CEMAAT VE TARİKAT İSİMLİ BAROLARA ÜYE OLACAK AVUKATLARIN MAHKEMELER VE DOLAYISIYLA VATANDAŞLAR NEZDİNDE ADALETSİZLİK DUYGUSUNA, AYRIMCILIĞA VE TARAFGİRLİK ANLAYIŞINA YOL AÇACAĞINI GÖRMEMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR.  Bunun hiç kimseye bir yararı yoktur.

Birden fazla Barolar Birliği’ne dahi yol açacak olan bu anlayışın sonu, uluslar arası hukuk kurumları ve diğer ulusların hukuk kurumları tarafından Türkiye’de tercihe göre muhatap bulunmasıdır. Milli bir bakış açısına sahip hiç kimse bunu kabul edemez. Bölge isimleriyle ya da etnik isimlerle anılacak barolar birliklerinin birliğimize, beraberliğimize ve varlığımıza onarılmaz zararları olacaktır.

Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algıların hepsi gerçek dışıdır. 110.000 Avukat barolarının yönetim kurullarını demokratik yöntemlerle ve tamamen yasamıza uygun olarak seçerler ve seçmişlerdir. Seçimle gelmiş kişiler meşru yöneticiler olup, çöreklenme sözcüğü avukatlar ve barolar için de, seçilmiş hiç kimse için de kullanılamaz. Demokrasi ve hukuk kavramları herkesin keyfince içini doldurabileceği  kavramlar değildir. Türkiye her şeyimiz, Barolar onurumuz, Birliğimiz varlığımızdır. Bu yanlıştan dönüleceğine inanmak istiyor ve Molierac’ın ünlü cümlelerinde belirttiği gibi,  “Avukatların tarih boyunca köle kullanmadılarını, ancak hiçbir zaman efendilerinin de olmadığını” hatırlatıyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla.

AYDIN BARO BAŞKANLIĞI

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir