Avukatın dosya sorgulatma ve inceleme hakkının engellenmesi ne dair idari işlemin iptaline karar verildi

Antalya Baro Başkanlığı tarafından, vatandaşların kendileri hakkında ya da avukatların müvekkilleri hakkında herhangi bir adli soruşturma olup olmadığı hususunda genel sorgulama yapılamayacağına ilişkin uygulamanın sonlandırılmasına yönelik yapılan başvurunun reddine dair Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı işleminin iptali istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesi, “gizlilik kararı bulunan soruşturma dosyaları dışında soruşturmanın tarafları ve müdafiler açısından genel soruşturma sorgusu yapılamayacağına ilişkin kısıtlama bulunmadığı, aksine kapak bilgisi, belge ve karar örneğini kimlik tespiti yaparak vermek hususunun cumhuriyet başsavcılığı ön bürolarının görevleri arasında sayıldığı dikkate alındığında, soruşturma numarası bilinmiyor olsa da kısıtlama kararı bulunmayan soruşturma dosyaları için genel sorgulama yapılmasının engellendiği dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle işlemin iptaline karar verdi.

T.C.

ANTALYA

5. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/898

KARAR NO : 2021/368

DAVACI : Antalya Barosu Başkanlığı

DAVALI : Adalet Bakanlığı / ANKARA

VEKİLİ : Av….

DAVANIN ÖZETİ : Davacı Baro Başkanlığı tarafından, vatandaşların kendileri hakkında ya da avukatların müvekkilleri hakkında herhangi bir adli soruşturma olup olmadığı hususunda genel sorgulama yapılamayacağına ilişkin uygulamanın sonlandırılmasına yönelik yapılan başvurunun reddine dair 09/09/2019 tarih ve 13965 sayılı Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı işleminin; hukuka aykırı olduğu, bu uygulama nedeniyle gerek vatandaşların, gerekse avukatların kendileri ya da müvekkilleri hakkında soruşturma bilgisine rahatlıkla ulaşamadıkları, avukatlık hak, görev ve yetkilerinin engellendiği, bilgi edinme hakkının kısıtlandığı, uygulama sonucu avukatların müvekkil hakkında mevcut bir soruşturma dosyasını bulmasının imkansızlaştığı, başka adliyelerde böyle bir uygulama bulunmadığı, vatandaşlardan soruşturmanın somut bilgilerini bilmesinin beklenemeyeceği, idarenin bu hususta takdir yetkisinin bulunmadığı, bu şekilde adil yargılanma hakkının zarar göreceği

ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Usul yönünden; uyuşmazlığı adli yargı içerisinde çözümlenmesi gereken nitelikte olduğu, esas yönünden ise; vatandaşların ve avukatların savcılık dosyalarında sorgu yaptırabilmesi için suç tarih ve suç tipinin belirtilmesi zorunluluğuna yönelik uygulama başlatıldığı iddiasının doğru olmadığı, dava konusu edilen işlemlerin bilgilendirme işlemi olduğu, mevzuata ve hukuka uygun işlem tesis edildiği öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Antalya 5. İdare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, davacı Baro Başkanlığı tarafından, vatandaşların kendileri hakkında ya da avukatların müvekkilleri hakkında herhangi bir adli soruşturma olup olmadığı hususunda genel sorgulama yapılamayacağına ilişkin uygulamanın sonlandırılmasına yönelik yapılan başvurunun reddine dair 09/09/2019 tarih ve 13965 sayılı Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Soruşturmanın gizliliği” başlıklı 157. maddesi’nde;

“Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.” hükmüne,

“Şüphelinin veya sanığın müdafi seçimi” başlıklı 149. maddesinin 3. fıkrasında; “Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.” hükmüne,

“Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi” başlıklı 153. maddesinde ise;

“(1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

(2) Müdafiin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilir.

Bu karar ancak aşağıda sayılan suçlara ilişkin yürütülen soruşturmalarda verilebilir:

a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),

2. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),

3. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),

4. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),

5. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220),

6. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),

7. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315, 316),

8. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 326, 327, 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337).

b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160 ıncı maddesinde tanımlanan zimmet suçu.

d) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan suçlar.

(3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(4) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.” hükmüne yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlığın mahiyeti” başlıklı 1. maddesinde; “Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.” hükmüne,

“Avukatlığın amacı” başlıklı 2. maddesinin 3. fıkrasında ise;

“Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.” hükmüne,

“Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler” başlıklı 20. maddesinde ise; “Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;

a) Suç işlenmesine yol açacak,

b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,

c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,

d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek,

Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.

4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.

06/08/2015 tarih ve 29437 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in “Cumhuriyet başsavcılığı ön büro işlemleri” başlıklı 136. maddesinde;

“(1) Cumhuriyet başsavcılığı ön büro personelinin görevleri şunlardır:

a) Kapalı dosyalarda; mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri ile şüpheli ve müdafiin talebi hâlinde kapak bilgisi, belge ve karar örneğini kimlik tespiti yaparak vermek.

b) Kısıtlama kararı olmayan derdest soruşturma dosyalarında; mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri ile şüpheli ve müdafiin talebi hâlinde dosya içerisindeki belgelerin örneğini kimlik tespiti yaparak vermek.

c) Kapalı ve derdest soruşturma dosyalarında; kapak bilgisi, belge ve karar örneği talep eden kişinin dosyadaki sıfatı hususunda tereddüt oluşması hâlinde, talep konusunda karar vermek üzere Cumhuriyet savcısını bilgilendirerek talimatı doğrultusunda gereğini yapmak.

ç) Derdest soruşturma dosyalarına ibraz edilen dilekçe, belge ya da diğer evrakı kimlik tespiti yaparak teslim alıp, ikinci fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen işlemleri yapmak, ayrıca tutuklu soruşturma dosyalarında derhâl ilgili zabıt kâtibini bilgilendirmek. (…) hükmüne,

“Soruşturma evrakının incelenmesi ve örnek alınması” başlıklı 137. maddesinde ise;

 “(1) Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.

(2) Şüpheli ve müdafii soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini fizikî ya da elektronik ortamda harçsız olarak alabilir.

(3) Şüpheli ve müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabilir.

(4) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri de yararlanır.

(6) İncelemenin yapıldığına veya belge örneği alındığına dair düzenlenen dosya inceleme ya da belge örneği alma tutanağı, dosyayı inceleyen veya belge örneği alan ile nezaret eden görevli tarafından imzalandıktan sonra taranarak UYAP’a aktarılır.

(7) Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda kalemde veya ön büroda incelenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir bütün halinde değerlendirilecek olursa; 5271 sayılı Kanun’un 157. maddesinde kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olduğunun hüküm altına alındığı, bununla birlikte müdafiye 153. maddede belirtildiği üzere soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleme ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilme imkanının tanındığı, ancak müdafinin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla bu hakkın kısıtlanabileceğinin özellikle düzenleme altına alındığı, bu kısıtlama kararının ise ancak madde metninde katalog suçlar olarak belirtilen suçlar için yürütülen soruşturmalarda mümkün olabileceğinin belirtildiği, ayrıca soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkının engellenemeyeceğinin açıkça ifade edildiği görülmektedir.

Yine Avukatlık Kanunu’nun ilgili maddelerinde yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak konusunda zorunluluk bulunduğu, kanunlarda özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü olduğunun özellikle belirtildiği görülmektedir.

Uyuşmazlıkta; değerlendirilmesi gereken bir diğer mevzuat hükmü olan Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelikte ise Cumhuriyet başsavcılığı ön büro personelinin görevleri belirlenmiş ve kapalı dosyalarda mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri ile şüpheli ve müdafiin talebi hâlinde kapak bilgisi, belge ve karar örneğini kimlik tespiti yaparak vermek, Kısıtlama kararı olmayan derdest soruşturma dosyalarında; mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri ile şüpheli ve müdafiin talebi hâlinde dosya içerisindeki belgelerin örneğini kimlik tespiti yaparak vermek ilgili personelin görevleri arasında sayılmıştır. Ayrıca soruşturma evrakının incelenmesi ve örnek alınması hususunda kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olduğu hükme bağlanmış, ancak şüpheli ve müdafii soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyeceği ve istediği belgelerin bir örneğini fizikî ya da elektronik ortamda harçsız olarak alabileceği belirtilmiş ve yukarıda anılan kanun hükmüne uygun olarak şüpheli ve müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabileceğinin belirlendiği görülmüştür.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı Baro Başkanlığı tarafından, genel soruşturma yapılmasının engellenmesine yönelik uygulamanın sonlandırılması istemiyle yapılan başvurunun Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09/09/2019 tarih ve 2019/13965 sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, dava süreci ve mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; vatandaşların veyahut avukatların müvekkilleri hakkında savcılık bünyesinde soruşturma bulunup bulunmadığı noktasında genel sorgulama yapıp yapamayacağına ilişkin özellikle bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmakta ise de; bu kapsamda gerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkının engellenemeyeceği ve müdafinin soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilip istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabileceğine ilişkin düzenlemeler, gerekse de 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda yer alan yargı organlarının avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda olduğu ve kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlülüğüne ilişkin düzenlemeler karşısında ve bunlara ek olarak yukarıda anılan Yönetmeliğin Cumhuriyet Başsavcılığı ön bürolarının görevlerini belirlediği ilgili hükümlerde kapalı dosyalarda mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri ile şüpheli ve müdafiin talebi hâlinde kapak bilgisi, belge ve karar örneğini kimlik tespiti yaparak vermek ve kısıtlama kararı olmayan derdest soruşturma dosyalarında; mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören ve vekilleri ile şüpheli ve müdafiin talebi hâlinde dosya içerisindeki belgelerin örneğini kimlik tespiti yaparak vermek düzenlemesine bakıldığında, soruşturmanın tarafları ve müdafilerin derdest soruşturma dosyalarının bilgilerine erişimi konusunda engelleyici bir hükmün yer almadığı, aksine bu hususta cumhuriyet başsavcılığı ön bürolarına yükümlülük yüklendiği, her ne kadar genel sorgulama ifadesine yer verilmemiş ise de bundan hareketle mevzuatta açıkça yer almayan bir kısıtlamanın idari işlem tesisiyle getirilmeyeceği, aksi durumun yukarıda yer verilen Avukatlık Kanunu’nun ilgili maddelerini bertaraf edeceği ve avukatın hukuki yardım hakkını kullanmasının engelleyebileceği sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki yukarıda yer verilen hükümlerde müdafiin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabileceği düzenleme altına alınmakla soruşturmanın amacının tehlikeye düşürülebileceği durumlarda yargı makamlarına kısıtlama getirme hakkı tanındığı görülmektedir.

Bu durumda, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 5271 sayılı Kanun’un 157. Maddesinde kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olduğu düzenlemesi, Bilgi Edinme Kanunu’nun 20. maddesi ve anılan yönetmeliğin ilgili maddeleri uyarınca dava konusu işlemlerin tesis edildiği anlaşılmakta ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde gizlilik kararı bulunan soruşturma dosyaları dışında soruşturmanın tarafları ve müdafiler açısından genel soruşturma sorgusu yapılamayacağına ilişkin kısıtlama bulunmadığı, aksine kapak bilgisi, belge ve karar örneğini kimlik tespiti yaparak vermek hususunun cumhuriyet başsavcılığı ön bürolarının görevleri arasında sayıldığı dikkate alındığında, soruşturma numarası bilinmiyor olsa da kısıtlama kararı bulunmayan soruşturma dosyaları için genel sorgulama yapılmasının engellendiği dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin İPTALİNE,

Aşağıda dökümü yapılan 287,00-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin talep edilmesi halinde derhal, aksi takdirde karar kesinleştikten sonra davacıya resen iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere 13/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Karara itiraz edilmesi üzerine Konya Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesi istinaf isteminin reddine karar verdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir