Anayasa Mahkemesin’den Fetö’den ihraç edilen iki Cumhuriyet Savcısı hakkında hak ihlali kararı

Anayasa Mahkemesi tartışılacak bir karara imza attı. Mahkeme, 15 Temmuz’dan sonra FETÖ üyesi oldukları ve darbe girişimine katıldıkları iddiasıyla meslekten ihraç edilen ve dosyaları halen istinaf aşamasında olan 2 eski savcı hakkında verilen tutuklama kararları için “hak ihlali var” dedi.

Anayasa Mahkemesi Fetullahçı Terör Örgütü’ne yönelik açılan davalara yönelik sansasyonel bir karara imza attı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ üyesi oldukları ve darbe girişimine katıldıkları iddiasıyla meslekten ihraç edilen ve dosyaları halen istinaf aşamasında olan 2 eski savcı hakkında verilen tutuklama kararları için AYM “Hak ihlali var” dedi. AYM’nin verdiği bu karar gerek Fetullahçı Terör Örgütü gerekse DHKP-C, PKK gibi terör örgütlerine karşı soruşturma yürüten soruşturma birimlerini baskı altına alan bir karar olarak değerlendiriliyor.

YEREL MAHKEMEDE BERAAT ETTİLER

15 Temmuz darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen savcılar Mustafa Açay ve E.A, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklandı. Başvurucuların tutuklama kararlarına yapılan itiraz reddedilirken Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamalarda iki başvurucunun da beraatına karar verildi. İki eski savcı AYM’ye tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM’ye başvurdu. AYM, bu başvuruyu haklı bularak verdiği kararda, ‘Başvurucular hakkında görevden uzaklaştırma veya meslekten ihraç tedbirlerinin uygulanmasının tek başına suç işlediğine dair kuvvetli bir belirti olarak kabulü mümkün değildir’ kararı verdi. Başvurucuya 27 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildi.

2 ÜYE ŞERH DÜŞTÜ

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, üyeler Hicabi Dursun, Yusuf Şevki Hakyemez hak ihlali kararı verirken 2 üye karşı oy kullandı. Serdar Özgüldür ve Kadir Özkaya’nın verdiği karşı oyda, “Başvurucuların 15 Temmuz darbe girişimi sonrası HSK tarafından açığa alındıkları” vurgulandı. İki ismin de kaçma şüphesi ve delil karartma şüphelerinin olması nedeniyle verilecek adli kontrol kararının yetersiz kalacağı, tutuklama kararının verildiği tarihteki genel koşulların göz önüne alınması gerektiği vurgulanarak tutuklama kararının orantılı bir tedbir olduğuna dikkat çekildi.


Kaynak: Yenisafak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir