T.C
YARGITAY
23. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2018/154
KARAR NO:2019/2795
KARAR TARİHİ:18.06.2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik verilen hükmün davalı-karşı davacı vekilince duruşmasız, davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Av. … ile davalı-karşı davacı vekili Av. …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı vekili, müvekkili
ile davalı şirket arasında imzalanan 19.04.2012 tarihli sözleşme uyarınca,
müvekkilinin davalıya danışmanlık hizmeti verdiğini, sözleşme kapsamında basın
toplantısı organize edildiğini, konser ve müzayede etkinliği ile otel hizmeti
ve gala yemeği organize edildiğini, bu hizmetlerin bütçelerinin davalı onayı
ile yapıldığını ve faturalar düzenlendiğini, davalının kısmî ödemeler yaptığını
ancak bakiye alacağın ihtara rağmen ödenmemesi üzerine girişilen takibe haksız
olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkâr
tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin … Mekanı Projesi kapsamında projedeki villa ve bağımsız bölümlerin satış ve tanıtımı ile reklamının yapılması işini arsa sahipleri ve müteahhitlere karşı yüklendiğini, bu çerçevede basınla ilişkilerinin sağlanması ve müşterilere ulaşılması amacı ile davacı şirketle sözleşme imzalandığını, davacının hizmet vermeden düzenlediği iki faturanın müvekkilinin iyi niyeti ile peşin olarak ödendiğini, fahiş miktarda fatura düzenleyip hizmet sunmadan bu bedeli talep etmesinin kendisine duyulan güveni sarsmasına rağmen galaya az zaman kalması nedeniyle, ticari ilişkiye devam edildiğini, otel ve konser verecek sanatçı ile müvekkilinin anlaşma sağladığını, davetiyelerin gönderilmesinde davacının büyük hatalar yaptığını, yemeğe iki gün kala davacının işi bırakmakla müvekkilini tehdit ettiğini, gala yemeğine katılacak kişilerin katılımının sağlanması ve salonda oturma düzeni hususlarında büyük sıkıntılar yaşandığını, gala gecesi konukların karşılanması, oturacakları masalar konusunda kargaşa çıktığını, birçok katılımcının salona girmeden oteli terk ettiğini, davacının yemekte yaşananlardan sonra hiçbir hizmet faaliyeti olmadığı halde danışmanlık faturası kesmeye devam ettiğini ve en son keşide ettiği ihtarname ile de 102.797,00 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacının müvekkiline tebliğ etmediği faturalara dayalı olarak takibe geçtiğini, müvekkilinin davacıya toplam 135.000,00 TL ödeme yaptığını ve borçlu değil fazla ödeme nedeni ile alacaklı olduğunu savunarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile fazla ödenen 23.490,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile
davacı yararına %20 tazminata, karşı davanın ise reddine dair verilen karar,
taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 19.02.2015 tarih, 2014/7927 E.,
2015/1008 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yarılama
neticesinde, asıl davada toplam tutarı 103.535,00 TL olan 3 adet faturanın
davalıya icra takibinden sonra tebliğ edildiği, bu sebeple icra takip tarihinde
belirtilen faturaların muaccel olmadığı, takiple talep edilemeyeceği ve buna
göre takip tarihinde asıl dava davacısının davalıdan talep edebileceği herhangi
bir alacağının bulunmadığı, karşı davada ise basiretli tacir gibi davranma
yükümlülüğüne uymayan karşı davacının bunun sonuçlarına katlanması gerektiği,
karşı davanın açıldığı tarihe ilişkin mali tespite göre karşı davalıdan
alacaklı olmadığı gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar
verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili ile asıl davada davalı-karşı davada davacı
vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,
delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada taraf
vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları
yerinde görülmemiştir.
2-Asıl dava, hizmet alım sözleşmesine dayalı
alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali
istemine ilişkindir.
Bozma öncesi tanzim edilen bilirkişi kurulu raporunda, gala yemeği
organizasyonuna ilişkin olarak ayıplı ifa tespit edildiği ve davacının
sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile ileriye etkili fesih
sonuçları doğrultusunda davacının feshe kadar verdiği hizmetlere dayalı alacak
talebinde bulunabileceğinin ancak ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirimin söz
konusu olabileceğinin bildirildiği, bozma sonrası farklı bilirkişi kurulunda
alınan raporda ise ayıplı ifaya ilişkin itirazın mevcut görüntü kayıtları ve
yazılı delillerle örtüşmediğinin, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini
gereği gibi yerine getirerek, hizmet bedeli ve masraflara hak kazandığının bildirildiği
görülmüştür.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yargılamanın
bir bütün olduğu hususu dikkate alınarak, bilirkişi raporları arasındaki
çelişkiyi gideren, tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri Yargıtay
denetimine elverişli şekilde değerlendiren yeni bir bilirkişi kurulundan
ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar
verilmesinden ibarettir.
3-Alacak, hizmetin ifası ile doğar.
Faturaların karşı yana tebliğ edilip edilmemesi temerrüdün oluşması bakımından
önemli olup, somut olayda dava konusu faturaların davalıya tebliğ edilmemiş
olmaları aleyhe takip yapılmasına engel olmadığından, mahkemece, asıl davanın
faturaların takipten sonra tebliğ edilmesi nedeniyle alacağın muaccel
olmadığına dayalı olarak reddi doğru olmamıştır.
4-Bozma nedenine göre, karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının
şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)
numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada taraf vekillerinin diğer
temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan
nedenlerle, asıl davada taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün asıl davada taraflar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı
davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer
olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir
olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya
verilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir
olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya
verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın
tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
18.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Kaynak:Hukukihaber