Yargıtay, eşini evlilik yıl dönümü ve doğum günü gibi özel günlerde ve düğün, yurtdışı/içi gezi, konser gibi sosyal ortamlarda sürekli yalnız bırakmanın boşanma sebebi olduğuna karar verdi.

Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 4 Ekim 2016 tarihli kararında “Davalıkarşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı- karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğunu” belirtti.

‘sosyal ortamlar…’ Daire kararında, bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu belirtilerek “Gerçekleşen olaylar karşısında, davalı-karşı davacı kadın da dava açmakta haklı olup, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi koşulları kadının davası yönünden gerçekleşmiştir” denildi. Daire, bu gerekçeyle davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin doğru görülmediğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararı duyuran Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, karardaki ‘özel günler’ ifadesi ile ‘evlilik yıldönümü, doğum günü, yılbaşı, bayram vb.’günlerin, ‘sosyal ortamlar’ ifadesi ile de ‘düğünler, yurtiçi ve dışı geziler, konserler, açılışlar, kermesler vb’nin’ anlaşılması gerektiğini ifade etti.

T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/20218
Karar No:2016/13513
Özet:
Davalı-karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında, davalı-karşı davacı kadın da dava açmakta haklı olup, Türk Medeni Kanununun 166.maddesi koşulları kadının davası yönünden gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir