Silahlı terör örgütüne yardım etme suçunda sanığın iradesine ve süreçte yaşananlara göre değerlendirme yapılması gerekir

17-25 Aralık Öncesi Yapılan Sohbet Toplantılarına Bir Kaç Kez İştirak Eden 17-25 Aralık Süreci Öncesinde Örgütle Arasına Mesafe Koyduğu Anlaşılan Sanığın “Görev Yaptığı Nizip’de Faizsiz Bankacılık Yapan Sadece Bankasya Bulunması Nedeniyle Bankasya’da Hesap Açtırdığı ve Kuveyttürk Bankası Şubesi Açılınca Tüm Parasını Bu Bankaya Aktardığı” Yönündeki Hesap Hareketleri İle de Teyit Edilen Savunmasının Aksine Silahlı Terör Örgütü FETÖ/PDY’ye Yardım Kastıyla Hareket Ettiğine Dair Kuşkudan Uzak Mahkumiyetini Gerektirir Yeterli Delil Bulunmadığı

T.C.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
E. 2021/8301
K. 2021/10127
T. 22.11.2021

ÖZET : 1-Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince de isabetli bulunan yerel mahkemenin kabulü ve dosya içeriğine göre; 2000 yılında örgüte müzahir Dersaneye giden, 17-25 Aralık öncesi yapılan sohbet toplantılarına bir kaç kez iştirak eden, 06.05.2013 tarihinde Sendikadan ayrıldığına ilişkin resmi yazı bulunan, tanık beyanları ile sabit olduğu üzere 17-25 Aralık süreci öncesinde örgütle arasına mesafe koyduğu anlaşılan sanığın, dosya arasında bulunan Bankasya hesap hareketleri incelendiğinde; hesabını aktif olarak kullandığı, para yatırma, çekme, harcama gibi bankacılık işlemlerinin bulunduğu, 19.10.2014 itibariyle hesap hareketi bulunmadığı, sanığın “görev yaptığı Nizip’de faizsiz bankacılık yapan sadece Bankasya bulunması nedeniyle Bankasya’da hesap açtırdığı ve KuveytTürk bankası şubesi açılınca tüm parasını bu bankaya aktardığı” yönündeki hesap hareketleri ile de teyit edilen savunmasının aksine örgütle iltisaklı BankAsya isimli bankaya talimatla para yatırdığına, silahlı terör FETÖ/PDY’ye yardım kastıyla hareket ettiğine dair her türlü kuşkudan uzak mahkumiyetini gerektirir yeterli delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediği kabul edilen sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK’nın 314/3 maddesinin delalet maddesi olarak gösterilmemesi, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etmek suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 Sayılı Kanun’un 29. maddesiyle 5271 Sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine alınan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : I-)Ayrıntıları Dairemizin 2015/3 E. sayılı kararında ve dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;

Örgüte yardım suçunda kast unsuru yönünden, Yargıtay uygulamaları ve öğretideki görüşler incelendiğinde;

Bir suçun kanuni tanımında “bilerek”, “bildiği halde”, “bilmesine rağmen” gibi ifadelere açıkça yer veren suçlar olası kastla işlenemez (Prof.Dr. İzzet ÖZGENÇ, TCK Genel Hükümler, 7. Baskı, s. 241).

Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz. Yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerekir (Prof.Dr. A. C. Yenidünya – Arşt.Görv. Z. İçer, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 1. Baskı, s. 56).

Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir (…Doç.Dr. Namık K. TOPÇU, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları, s. 164).

Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen “bilerek” ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof.Dr.İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39).

Yukarıda yer verilen öğretideki görüşler ve Yargıtay yüksek 9. Ve 16. Ceza Dairesi’nin geçmişteki uygulamaları göz önüne alındığında; suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet etmesi gerektiği, örgüt üyelerine yapılan yardımın da örgüte yapılmış gibi kabul edilmekle birlikte örgüt üyesinin mensup olduğu örgütün bilinmesi ve bu yardımın da insani mülahazalarla değil örgütün amaçlarını gerçekleştirme gayesiyle yapılması hususunda ortak bir kanaat mevcuttur.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince de isabetli bulunan yerel mahkemenin kabulü ve dosya içeriğine göre; 2000 yılında örgüte müzahir…Dersanesine giden, 17-25 Aralık öncesi yapılan sohbet toplantılarına bir kaç kez iştirak eden, 06.05.2013 tarihinde … Sendikasından ayrıldığına ilişkin resmi yazı bulunan, tanık beyanları ile sabit olduğu üzere 17-25 Aralık süreci öncesinde örgütle arasına mesafe koyduğu anlaşılan sanığın, dosya arasında bulunan Bankasya hesap hareketleri incelendiğinde; hesabını aktif olarak kullandığı, para yatırma, çekme, harcama gibi bankacılık işlemlerinin bulunduğu, 19.10.2014 itibariyle hesap hareketi bulunmadığı, sanığın “görev yaptığı Nizip’de faizsiz bankacılık yapan sadece Bankasya bulunması nedeniyle Bankasya’da hesap açtırdığı ve KuveytTürk bankası şubesi açılınca tüm parasını bu bankaya aktardığı” yönündeki hesap hareketleri ile de teyit edilen savunmasının aksine örgütle iltisaklı BankAsya isimli bankaya talimatla para yatırdığına, silahlı terör FETÖ/PDY’ye yardım kastıyla hareket ettiğine dair her türlü kuşkudan uzak mahkumiyetini gerektirir yeterli delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

II-)Kabul ve uygulamaya göre de;

Silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediği kabul edilen sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK’nın 314/3 maddesinin delalet maddesi olarak gösterilmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 Sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişik 5271 Sayılı Kanun’un 304. maddesi uyarınca dosyanın … 10. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:Hukukihaber, kazanci.com.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir