Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında vekalet ücretinin icra edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir

Yargıtay Muris Muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında vekalet ücretinin icra edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerektiğine karar verdi. Yargıtay kararında bu durumu, Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2005 tarihli kararından alıntı yaparak şu şekilde açıklamıştır;

            “HUMK’nun 443/4. maddesi (HMK’nun 367/2. maddesi) gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK’nun 5.10.2005 T., 2005/12-534 E.-2005/554 K.). Somut olayda; takibe dayanak Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/329 Esas ve 2015/199 Karar sayılı ilam muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescile ilişkin olup, yargılama sonucunda bedele hükmedilmesinin sonucu değiştirmeyeceği, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu görülmekle, ilk derece mahkemesinin takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olduğu, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması cihetine gidilmiştir…”

     Yargıtay

12. Hukuk Dairesi 

Esas  :2019/7924

Karar :2020/3607

Tarih  :03.06.2020

MAHKEMESİ            : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

İlamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibe dayanak ilamın muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescil davasına ilişkin olduğu, ilamın henüz kesinleşmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, dayanak ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olması ve kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı alacaklılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Hukuk Dairesinin 15.03.2019 tarih ve 2019/165 E. – 2019/226 K. sayılı kararı ile takibe konan ilamda birden fazla taşınmaz için karar verilmiş olduğu, her bir taşınmazla ilgili açılan davanın bağımsız niteliklerini koruyacağı ve ilamın sadece tazminata ilişkin kısmının infazının istendiği gözetilerek bu yönden infaz edilebileceğinin kabulü gerektiği gerekçesi ile istinaf talebinin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin reddine hükmolunduğu görülmektedir.

HUMK’nun 443/4. maddesi (HMK’nun 367/2. maddesi) gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK’nun 5.10.2005 T., 2005/12-534 E.-2005/554 K.).

Somut olayda; takibe dayanak Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/329 Esas ve 2015/199 Karar sayılı ilam muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescile ilişkin olup, yargılama sonucunda bedele hükmedilmesinin sonucu değiştirmeyeceği, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu görülmekle, ilk derece mahkemesinin takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olduğu, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması cihetine gidilmiştir.

SONUÇ         :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2019 tarih ve 2019/165 Esas-2019/226 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Kaynak                      :Lexpera

Yayına Hazırlayan   :Stj. Av. Sarp Yakan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir