Kamu personeli arasında sık sık tartıma konusu olan sicil notu ile ilgili yüksek mahkemeden emsal niteliğinde karar çıktı. Bir üniversitenin öğretim görevlisi, her yıl ‘çok iyi’ olarak düzenlenen sicil notunun, ‘iyi’ olarak belirlenmesine mahkemeye taşıdı. Danıştay ise, bir neden yokken memurun sicil notunun düşürülmesinin hukuka aykırı olduğunu hükmetti.
İdare mahkemesi, sicil notunun düşürülmesinde ‘bir belge’ aranmayacağını, gözlem ile de amirin sicil notunu düşürebileceğini belirterek, davanın reddi yönünde karar verdi.
Danıştay ise, kamu personelinin sicil notunun, personelin ancak başarısız olması halinde düşürülibelieciğini bildirdi. Dolaysıyla yeterli belge ve bilgi olmadan bir kamu personelinin sicil notunun düşürülmeyeceğini ve öğretim görevlisinin notunun düşürülmesinin de hukuka aykırı olduğunu hüküm altına aldı.
Memurların sicil notuna ilişkin karar şöyle:
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE BAŞKANLIĞI
ESAS NO: 2012/2265
KARAR NO: 2018/172
KARAR TARİHİ: 22.01.2018
İstemin Özeti : İdare Mahkemesinin 24/11/2011 gün ve E:2011/38, K:2011/1953 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Elif Azra ŞENGÖZ
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava ……. Üniversitesi Rektörlüğü Fen-Edebiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, “iyi” olarak düzenlenen 2010 yılı sicil raporunun iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacı tarafından, geçmiş sicillerinin büyük bir kısmının çok iyi derecede düzenlenmesine karşın 2010 yılı sicil raporunun iyi olarak düzenlendiği ileri sürülerek bakılan dava açılmış ise de sicil amirince sicil raporunda yer alan kriterler göz önüne alınarak sicile konu unsurların değerlendirilmesi suretiyle oluşan nihai kanaati sonucu sicilin iyi olarak düzenlendiği ve anılan mevzuat hükümleri uyarınca iyi olarak düzenlenen sicil raporu için bu kanaati doğrulayan raporların eklenmesinin zorunlu olmadığı dikkate alındığında gözleme dayalı olarak düzenlenen dava konusu sicil raporunda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2547 sayılı yasanın 63. maddesinde, “Yükseköğretim kurum ve kuruluşları ile üst kuruluşlarda görev alan öğretim elemanlarının, memur ve diğer personel ile öğrencilerin sicilleri genel hükümlere ve Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanacak yönetmelik esaslarına göre tutulur. Her türlü atama, yükselme, akademik unvanların kazanılması ve diğer özlük işlemlerinde bu siciller esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Sicil Yönetmeliği’nin 8. maddesinde, Ek 2’de gösterilen sicil raporlarının, açık ve seçik olarak doldurulacağı, kanaatlerin olumsuz olması halinde, kanaati doğrulayan belgelerin eklenmesinin şart olduğu, birinci ve ikinci derece sicil amirlerinin kanaatleri arasında uyuşmazlık olduğu takdirde, üçüncü derece sicil amirinin görüşüne itibar olunacağı sicil amiri iki kişi olduğu takdirde ikinci sicil amirinin görüşüne uyulacağı yönünde düzenlemeye yer verilmiştir.
Yönetmeliğe ekli bulunan Ek 2 bildiriminde de öğretim elemanları için, Yükseköğretim Kanunu’nun 4. ve 5. maddelerinde belirtilen amaç ve ilkeleri gerçekleştirmedeki tutumu ve uyumu ile öğretim ve araştırma yeteneğinin sicil amirlerince bu raporda değerlendirileceği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, …… Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, geçmiş sicillerinin büyük bir kısmının çok iyi derecede düzenlenmesine karşın 2010 yılı sicil raporunun iyi olarak düzenlendiği, bunun üzerine söz konusu sicil raporunun; somut gerekçelere dayanmadığı, nesnel düzenlenmediği, kendisinin pek çok projede görev aldığı ve görevlerinin gereklerini layıkıyla yerine getirdiği ileri sürülerek iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada yer alan, davacının dava konusu 2010 yılı sicil raporu ile önceki yıllara ilişkin sicil raporlarının incelenmesinden, 2010 yılı sicil raporunun 1-Yükseköğretim Kanunu’nun 4. ve 5. maddesinde belirtilen amaç ve ilkeleri gerçekleştirmedeki tutum ve uyumu bareminin, 2-Öğretim araştırma ve uygulama yeteneği bareminin, 3-Sicil amirlerinin kanaati bölümünün birinci ve ikinci sicil amirlerince “iyi” olarak düzenlendiği; 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılllarına ait sicillerinin “çok iyi” olarak düzenlendiği anlaşılmıştır.
Devlet memurları hakkında düzenlenen sicil raporlarının memurların o yılki çalışmalarının ve davranışlarının sicil amirlerince değerlendirilmesi sonucu objektif esaslara ve hukuk kurallarına uygun olarak düzenlenmesi, menfi kısımlara ilişkin görüş ve kanaatlerin ise somut bilgi ve belgelerle kanıtlanması gerektiği memur hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Davacının 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılllarına ait sicillerinin “çok iyi” olarak düzenlendiği, dava konusu 2010 yılı sicilinin “iyi” olarak düzenlenmesini gerektirecek herhangi bir somut bilgi ve belgenin de dava dosyasına sunulmadığı görülmüştür.
Bu durumda, önceki yıl sicilleri “çok iyi” düzeyde belirlenen davacının 2010 yılı sicilinin “iyi” olarak belirlenmesini haklı kılabilecek hukuken geçerli bir neden ve bu konuda herhangi bir bilgi ve belge de sunulmaması karşısında, çalışmaları başarılı olan davacının 2010 yılı sicil raporunun objektif olarak düzenlenmediği anlaşıldığından, söz konusu yıla ilişkin sicil raporunda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22.01.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Kaynak : SGK Rehberi