Manisa, Alaşehirde’de yapılması planlanan jeotermal kaynak arama kuyusu açılması projesi için iptal kararı verildi.

Manisa 1.İdare Mahkemesi, Manisa, Alaşehir, Kemaliye ve Toygar  Köylerinde yapılması planlanan  jeotermal kaynak arama kuyusu açılması projesine ilişkin olarak Manisa Valiliği tarafından düzenlenen “ÇED Gerekli Değildir Kararı” nın iptaline iptal kararı verdi.

             T.C.

            MANİSA

1. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO      :2022/162

KARAR NO  :2022/463

DAVACI                               : ALAŞEHİR ZİRAAT ODASI BAŞKANLIĞI

VEKİLİ                                  : AV. AKIN YAKAN

DAVALI                                 : MANİSA VALİLİĞİ

VEKİLİ                                  : AV. ….

DAVANIN ÖZETİ       : Davacı tarafından, Manisa ili, Alaşehir ilçesi; Kemaliye ve Toygar  Köylerinde …. A.Ş. adına jeotermal kaynak arama kuyusu açılması (4 adet sondaj kuyusu açılması) projesine ilişkin olarak alınan ve 19/01/2022 tarihinde ilan edilmeye başlanılan  Manisa Valiliğinin “ÇED Gerekli Değildir Kararının”; davanın süresi içerisinde açıldığı, dava konusu işlemin hukuka, mevzuata, Anayasal ilkelere, uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, jeotermal atık suların hem sulama sularında hem de bu su ile sulanan topraklarda olumsuz etkiler oluşturduğu, dolayısıyla bu alanlarda tarımı yapılan bitkilere özellikle de bora çok duyarlı üzüm bağlarına zarar verdiği, projenin gerçekleştirileceği alanın tarım arazisi niteliğinde kuyu lokasyonlarının ise tarım ve mera niteliğinde olduğu, bu alanın birinci sınıf tarım ve sulama alanı içerisinde, üzüm bağlarının arasında olduğu, bu alanın içerisinde projenin gerçekleştirilmesinin tarım ve sulama alanlarını risk ve tehlike altına soktuğu, arazinin mera vasfının kaldırılmış olmasının da sorunun boyutunu ortaya koyduğu, proje tanıtım dosyasında belirlenen alanın yerleşim yerlerine yakın olduğu, bu durumun yerleşim alanlarını risk ve tehlike altına soktuğu, santral olarak belirtilen alanın Alaşehir çayına, dere yataklarına, gölet alanına ve su kaynaklarına yakın konumda olduğu, santralin bu alanda kurulması halinde sondaj sırasında ve işletme aşamasında açığa çıkan jeotermal sıvının Alaşehir çayına bırakılmasının çok büyük bir çevre kirliliğine neden olabileceği, su kaynaklarının kirlenme risk ve tehlikesinin bulunduğu, Alaşehir çayına birçok kez jeotermal sıvı bırakıldığının tespit edilip para cezası uygulandığı, yer altı ve yer üstü sularının risk ve tehlike altında bulunduğu, DSİ 2. Bölge Müdürlüğünün 1902684 sayılı, 03.01.2022 tarihli yazısı ile projenin risk ve tehlikelerinin açıkça ifade edildiği, jeotermal kaynakların kullanılması sonucunda yer altı sularının hızla kirlendiğinin bilimsel olarak ortada olduğu, proje kapsamında açıklanan acil durum havuzlarının yetersiz olduğu, havuzların ne şekilde yapılacağı, sızdırmazlığının nasıl sağlanacağı, kesin ayrıntılarının, nelere yapılacağının açıklanmadığı, bu yüzden açıklamaların yetersiz olduğu, çamur havuzlarının da yetersiz olduğu, çamur havuzlarının teknik detaylarının, özelliklerinin, ne şekilde yapılacağının, sızdırmazlığının nasıl sağlanacağı, kesin ayrıntıları, nerelere yapılacağı ve harita üzerinde yerleşiminin açıklanmadığı, 1815 m³ hacime sahip toplam 4 adet çamur havuzunun yetersiz olduğu, çamur havuzları ile ilgili açıklamaların çevresel riski ortadan kaldıracak yeterlilikte olmadığı, 23.01.2019 tarihinde Manisa, Alaşehir ilçesi, Toygar mahallesi, Çayiçi mevkinde bulunan jeotermal kuyuda meydana gelen patlamadan sonra yer altından büyük bir basınçla kaynar eriyikinin araziye akmaya başladığı, bir çok araziyi kapladığı, toprağı, ağaçları ve yer altı sularını zehirlediği, ciddi bir çevre felaketi yaşandığı, Manisa Ovasının büyük ova koruma alanı olarak belirlendiği, Manisa’da 14 adet jeotermal enerji santralinin bulunduğu, bunlardan 6 tanesinin Alaşehir’de faaliyet halinde olduğu, halen 5 yeni santrale ilişkin ÇED olumlu kararının davasının devam ettiği, jeotermal kaynak kullanımında ortaya çıkan NCG’lerin hava kalitesi üzerinde olumsuz etki yaratabileceği, proje bölgesinde ve yakın çevresinde gerçekleştirilen saha gözlemlerinde tesislerin yoğun olduğu bölgelerde tesis etki alanlarında ve tesis içlerinde H2S gazından kaynaklanan bir koku olduğunun tespit edildiği, H2S giderimine yönelik yatırım ihtiyacı olduğu, jeotermal enerjinin yenilenebilir bir enerji olmadığı, Türkiye’de uygulanan teknoloji nedeniyle temiz bir enerji olmadığı, çevreye zarar vereceği iddia edilerek iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Usul bakımından; davanın süre ve ehliyet yönünden reddi gerektiği, esas bakımından ise 4 kuyu lokasyonunun da aynı ruhsat sahasında olması ve projenin tüm çevresel etkilerinin kümülatif olarak incelenebilmesi için tek bir proje tanıtım dosyası hazırlandığı, tüm çevresel etkilerin her bir kuyu içim ayrı ayrı incelenmesinin yanında, kümülatif olarak da değerlendirilmesindeki amacın ÇED süreçlerinde planlanan projelerin maksimum kapasiteleriyle ele alınması olduğu, projenin seçme-eleme kriterlerine tabi proje olduğu, ilgili idarelerden alınan görüş yazılarında projeyle ilgili herhangi bir sakınca olmadığının belirtildiği, kararın nihai bir izin ya da ruhsat olmadığı, söz konusu proje ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarındna mevzuatları çerçevesinde gerekli ruhsat ve izin alınmadığı sürece projeye başlanamayacağı, proje kapsamında yeni bir jeotermal enerji santralinin kurulmasının söz konusu olmadığı, tanıtım dosyasında atıf yapılan JES’in 18.01.2012 tarihli, 16 sayılı ÇED gerekli değildir kararı bulunan, yıllardır kurulu ve faal olan santral olduğu, proje tanıtım dosyası incelendiğinde jeotermal akışkanın alıcı ortama deşarj edilmeyeceği,tamamen kapalı sistemde iletim boruları vasıtasıyla jeotermal akışkanın ısısından faydalanılacağı ve jeotermal akışkanın işlem sonrası kaynağa reenjeksiyon (geri basma) edileceğinin anlaşıldığı, Alaşehir ve civarında bulunan jeotermal faaliyetler nedeniyle üzüm üretiminin azalmadığı, tersine her yıl artış gösterdiğinin TÜİK verileri ile sabit olduğu, yüksek bor oranının sebebinin jeotermal yatırımlardan ziyade bölgenin jeotermal açıdan zengin olması ve jeolojik yapısından kaynaklandığı, mevzuatta jeotermal sondaj alanlarının yerleşim alanlarına mesafesine ilişkin kısıtlayıcı hüküm bulunmadığı, dava konusu projeye ilişkin verilen yeni bir ruhsat olmadığından söz konusu projenin Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün ”Gediz Havzası arsenik seviyeleri hk.” konulu 14.08.2017 tarihli, 173934 sayılı yazısı kapsamında olmadığı, dosya içinde belirtilen tedbirlerin yeterli bulunduğu, işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

            Karar veren Manisa 1. İdare Mahkemesince; davalı idarece ileri sürülen usuli itirazlar yerinde bulunmaksızın duruşma için önceden belirlenen 26/04/2022 tarihinde yapılan duruşmaya, davacı vekili Av. Akın YAKAN’ın ve davalı idare vekili Av. ….’in geldiği görülerek gelen taraflara usulüne uygun söz verilip açıklamaları dinlenildikten ve duruşmaya son verildikten sonra, dava dosyası incelenerek işin esası hakkında gereği görüşüldü:

            25.11.2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin  ”Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 4. maddesinde; ”(1) Bu Yönetmelikte geçen;

            (…)

            c) Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED): Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları,

            ç) Çevresel etki değerlendirmesi başvuru dosyası: Ek-3’te yer alan Genel Format esas alınarak hazırlanan dosyayı,

            d) Çevresel etki değerlendirmesi genel formatı: Gerçekleştirilmesi planlanan, ek-1 listesinde yer alan projelerin özelliklerini, yerini, olası etkilerini ve öngörülen önlemleri içeren, projeyi genel boyutları ile tanıtan ÇED Başvuru Dosyası hazırlanması sırasında esas alınacak ek-3’teki Genel Formatı,

            e) Çevresel etki değerlendirmesi raporu: Ek-1 listesinde yer alan veya Bakanlıkça “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir” kararı verilen bir proje için belirlenen Özel Formata göre hazırlanacak raporu,

            f) Çevresel etki değerlendirmesi raporu özel formatı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun hazırlanmasında esas alınmak üzere; Komisyon tarafından projenin önemli çevresel boyutları ile Halkın Katılımı Toplantısındaki görüş ve öneriler göz önüne alınmak suretiyle ek-3’teki Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatında belirtilen ana başlıklar altında ele alınması gereken konuları tanımlayan formatı,

            g) Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararını,

            (…)

            ş) Proje: Gerçekleştirilmesi planlanan yatırımı,

            (…)

            t) Proje tanıtım dosyası: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelere, ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hazırlanan dosyayı,” düzenlemesine; ”Çevresel etki değerlendirmesi başvuru dosyası, çevresel etki değerlendirmesi raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlama yükümlülüğü” başlıklı 6. maddesinde; ” (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler.

            (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler.

            (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez.

            (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır.” düzenlemesine; ”Seçme, eleme kriterlerine tabi projeler” başlıklı 15. maddesinde; ” (1) Bu Yönetmeliğin;

            a) Ek-2 listesinde yer alan projeler,

            b) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-2 listesinde belirtilen projeler,

seçme, eleme kriterlerine tabidir.” düzenlemesine; ”Başvuru ve inceleme” başlıklı 16. maddesinde;  ”(1) (Değişik:RG-8/7/2019-30825 Mükerrer) Çevresel Etki Değerlendirmesinin gerekli olup olmadığının araştırılması amacıyla, proje sahibi tarafından yetkilendirilen Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından; Ek-4’e göre hazırlanan Proje Tanıtım Dosyası, proje sahibince Proje Tanıtım Dosyasında ve eklerinde yer alan bilgi ve belgelerin doğru olduğunu belirtir taahhüt yazısı Bakanlığa sunulur. Bakanlık tarafından belirlenen başvuru bedeli proje sahibi tarafından ödenir.

            (2) Bakanlık, proje için hazırlanan Proje Tanıtım Dosyasını ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde beş (5) iş günü içinde inceler. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde eksikliklerin bulunması halinde bunların tamamlanması Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan istenir.

            (3) Eksiklikleri altı (6) ay içerisinde tamamlanmayan Proje Tanıtım Dosyasına ilişkin ÇED süreci sonlandırılır.” düzenlemesine; ”Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir veya çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı” başlıklı 17. maddesinde; ”(1) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir.

            (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur.

            (3) “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen proje için beş (5) yıl içinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırıma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararı geçersiz sayılır.

            (…)” düzenlemesine yer verilmiştir.

            Yönetmeliğin Ek-2/Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesinin 55. sırasında ise ” Maden, petrol ve jeotermal kaynak arama projeleri, (Sismik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, jeofizik vb. yöntemle yapılan aramalar hariç)” yer almaktadır.

            Dava dosyasının incelenmesinden;

            1- Manisa ili, Alaşehir ilçesi; Kemaliye ve Toygar  Köylerinde ”jeotermal kaynak arama kuyusu açılması (4 adet sondaj kuyusu açılması) projesi”ne ilişkin olarak davanın ihbar edildiği şirket tarafından hazırlanan proje tanıtım dosyası ile 17.12.2021 tarihinde Manisa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne başvuru yapıldığı,

            2-Başvuru üzerine idare tarafından ” jeotermal kaynak arama kuyusu açılması (4 adet sondaj kuyusu açılması)  projesi”nin inceleme ve değerlendirmeye alındığı;

            3-İnceleme ve değerlendirme sürecinde 21.12.2021 tarihli, E.25702354 sayılı yazı ile DSİ 2. Bölge Müdürlüğü, Manisa İl ve Tarım ve Orman Müdürlüğü, Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, Manisa Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ve Alaşehir Belediye Başkanlığından  projenin, proje tanıtım dosyasının mevzuatları kapsamında incelenmesinin ve proje hakkında görüş bildirmelerinin istenildiği,

            4-DSİ 2. Bölge Müdürlüğünün 03.01.2022 tarihli, 1902684 sayılı yazısında proje tanıtım dosyasında bir takım eksikliklerin tespit edildiğinin belirtilmesi; Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 3860394 sayılı yazısında ise net bir görüş belirtilmemesi nedeniyle revize edilen proje tanıtım dosyası bağlamında 06.01.2022 tarihli, 2634288 sayılı yazı ile her iki kurumdan yeniden görüş istenildiği;

            5-Görüş istenilmesi üzerine;

            -Manisa Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının 22.12.2021 tarihli, 21840 sayılı yazısı ile 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında hazırlanan başvuru dosyasının incelenerek ÇED sürecinin devam etmesinde herhangi bir sakınca görülmediği;

            -Alaşehir Belediye Başkanlığının 30.12.2021 tarihli, 13193 sayılı yazısı ile ilgili kurumların görüşlerinin uygun olması halinde sakınca olmadığı;

            -Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün 23.12.2021 tarihli, 59513 sayılı yazısında; ”Tanıtım dosyasında belirtilen R-1, Ü-1, U-2 ve R-2 poligon noktalarından yalnızca R-1 poligon noktasının önünden geçen ana kanalizasyon hattımız bulunmakta olup, hattın güzergahı ekli krokide gönderilmektedir. Bu kapsamda yazı ekindeki haritada belirtilen alan içerisinde kalan mevcut hatlarımızın bakım ve onarım çalışmalarının saklı kalması, çalışmalara başlanıldığında mevcut yolların korunarak altyapı tesislerimize zarar verilmemesi ve Genel Müdürlüğümüz Salihli İlçe Şefliği ekiplerimizle koordineli çalışılması koşulu ile Kanalizasyon Dairesi Başkanlığımızca herhangi bir sakınca bulunmadığı”;

            -Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 4080608 sayılı yazısında; ”Alaşehir, Toygar Mahallesi 186 ada 33 parsel, Kemaliye/Cumhuriyet Mahallesi, 278 ada 73 parsel, Kemaliye/Cumhuriyet Mahallesi, 268 ada 32 parseller için yapılan incelemede, 21 Ocak 2017 tarih ve 29955 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Büyük Ova Koruma Alanı” (Manisa Ovası) sınırları içinde kaldığı tespit edilmiştir. Alaşehir, Toygar, 186 ada 33 parsel (parsel üzerinde Jeotermal sondaj kuyusu çalışmalarına başlandığı tespit edilmiştir) dikili tarım arazisi (bağ-zeytin), Kemaliye/Cumhuriyet Mahallesi, 278 ada 73 parsel dikili tarım arazisi (bağ), Kemaliye/Cumhuriyet Mahallesi, 268 ada 32 parsel dikili tarım arazisi (bağ) ve sulu mutlak tarım arazisi sınıfında yer almaktadır.

            Söz konusu proje kapsamında yer alan “Büyük Ova Koruma Alanı” (Manisa Ovası) sınırları içindeki tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanılması, 19.07.2005 tarih ve 25880 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” kapsamına girmekte olup, ilgili Kanunun 14. maddesinde Büyük Ova Koruma Alanlarında bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, Kurul veya Kurullarca uygun görüş bildirmesi şartıyla Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler için tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izni verilebilir.

            Ayrıca proje alanı içinde; mera vasfında olan Alaşehir, Toygar, 191 ada 1 parsel için (çeşme ve mera vasıflı) 4342 Sayılı Mera Kanunu hükümleri kapsamında izin alınması gerekmektedir.Zeytinlik olan yerler için 3573 sayılı Zeytinlerin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması ve ek 4086 sayılı Zeytincilik Kanunu hükümleri ile 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu hükümlerine göre değerlendirme yapılacaktır.

            Proje ile ilgili olarak verilen ÇED izinleri, gerek 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, gerekse Bakanlığımızın diğer mevzuatları kapsamında alınması gereken yasal izinleri ve olurları içermemektedir. Bu bağlamda; söz konusu Jeotermal Kaynak Arama Projesi (4 adet Jeotermal Sondaj) ile ilgili olarak Kurum görüşlerimiz alınmadan yatırımlara başlanmaması, herhangi bir şekilde yatırımlara başlanması halinde 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun 21. maddesine göre işlem yapılacağı; Proje Tanıtım Dosyasında belirtilen tüm hususlara uyulması, çalışmalar sırasında çevreye ve tarımsal faaliyetlere zarar verilmemesi, tüm tedbirlerin firma tarafından alınması şartıyla ÇED sürecinin devam etmesinde/tamamlanmasında sakınca bulunmadığı” ;

            -DSİ Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğünün 12.01.2022 tarihli, 1934285 sayılı yazısında; ”Manisa Alaşehir Kemaliye Göleti Sulaması”na ait sulama alanının bir bölümü Poligon-1 içerisinde kalmaktadır. Sulama alanı içerisinde sondaj kuyusu planlanması halinde sondaj kuyuları, sulama tesisleri (salama boru hatları, sanat yapıları, servis yolları vb.) dikkate alınarak projelendirilmeli ve inşaatlarına başlanmadan Kurumumuz görüşü mutlaka alınmalıdır.

            İnşaatı devam eden “Manisa Alaşehir Göleti Toygarlı Sulaması”na ait sulama alanı, ruhsat alanı içerisinde kalmaktadır. Sulama alanı içerisinde sondaj kuyusu planlanması halinde sondaj kuyuları, sulama tesisleri (sulama boru hatları, sanat yapıları, servis yolları vb.) dikkate alınarak projelendirilmeli ve inşaatlarına başlanmadan Kurumumuz görüşü mutlaka alınmalıdır.

            (….)

            Söz konusu sondaj açılacak olan alanlar 17.02.2021 tarihli 977854 sayılı Genel Müdürlük oluru ile tahsise kapatılan “Sarıgöl-Alaşehir-Salihli Alt Havzası YAS Alanı” içinde kalmaktadır. Bahsi geçen bu alanda, yer altı suyu tahsisi yapılmamakta olup derin yer altı suyu kuyusu açılması yasaklanmıştır. Ayrıca faaliyet yapılacak alan içerisinde ve yakın çevresinde DSİ ve ilandan önce açılmış olan şahıs kuyuları mevcut olup; bu yer altı suyu kuyularının tahrip edilmemesi için gereken tüm önlemler almandır.

            Tesiste oluşacak evsel nitelikli atık suların fosseptiklerde biriktirileceği ve vidanjörler ile çekilerek MASKİ kanalizasyon altyapısına verileceği belirtilmektedir. Yer üstü ve yer altı sularının kalitesine olumsuz etkisi sebebiyle söz konusu işletmeden kaynaklanan atık suların kanalizasyon altyapısına kabul edileceğine ve mevzuata uygun şekilde bertarafının sağlanacağına dair ilgili kurumdan izin alınmalıdır.

            Dosyada proje kapsamında personel içme-kullanma suyu gereksiniminin montaj-işletme aşamasında 0,89 m³/gün ve işletme aşamasında 3,56 m³/gün olduğu ifade edilmektedir. Önceki görüşümüzde de belirtildiği gibi dosyada sondaj alanında arazi hazırlığı aşamasında toz emisyonunun bastırılması, sondaj çamurunun hazırlanması (üretim ve reenjeksiyon kuyuları için çamur miktarı hesabında 1000 m³ su kullanılacağı görülmektedir.) ve sondaj çamurunda meydana gelecek kayıplar (buharlaşma vb.) sonucu elde edilmesi gereken su ihtiyacı hakkında bilgi verilmemektedir. Proje kapsamında ihtiyaç duyulan tüm su gereksinimleri gözden geçirilerek eksiklikler giderilmeli, su gereksinimi hesapları dosyada detaylı olarak belirtilmelidir.

            Önceki görüşümüzde belirtildiği gibi faaliyetin su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinin engellenmesi ve bu etkilerin izlenebilmesi amacıyla yer üstü ve yer altı su kalitesi izleme programı hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Dosyada söz konusu izleme programının oluşturularak izleme yapılacağı taahhüt edilmiş fakat detayları belirtilmemiştir. Faaliyet alanından etkilenmesi muhtemel olan yer üstü ve yer altı su kaynaklarının kalitesini belirlemek ve faaliyetin su kalitesi üzerindeki etkilerini izlemek amacıyla izleme programı oluşturularak dosyada yer alması gerekmekte olup izleme noktalarının seçiminin nasıl yapıldığı, izleme noktalarmı koordinatları, hangi parametrelerin izleneceği ve sonuçların hangi mevzuata göre değerlendirileceği belirtilmelidir. Yer üstü su kaynaklarında parametre seçimi ve sınır değerler için 30.11.2012 tarihli ve 28483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yer üstü Su Kalitesi Yönetmeliğinde yer alan tablolar kullanılmalı ve izleme programı ile izleme sonuçları idaremiz ile paylaşılmalıdır. İzleme çalışmaları sahada faaliyete geçilmeden önce başlatılmalıdır.

            Jeotermal faaliyetten kaynaklanabilecek başta arsenik ve bor olmak üzere; ilki faaliyet öncesi alınmak üzere, her mevsimsel dönemde bir defa olmak kaydı ile yılda en az dört kere, proje etki alanını temsil edecek yüzey ve yer altı suyu noktalarından, fiziksel ve kimyasal (sıcaklık, tuzluluk, elektriksel iletkenlik, pH, çözünmüş oksijen, hidrojen-sülfür, alkalinite, bakır, çinko, civa, kurşun, demir, mangan, kadmiyum, arsenik, toplam askıda katı madde, toplam organik madde, karbon, vb. parametreler) belirlenerek, ölçümleri Bölge Müdürlüğümüze bildirilmesi gerekmektedir.

            Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; Toprak Kurulu başta olmak üzere diğer ilgili Kurumlardan uygun görüş almmak kaydıyla, faaliyetlere yönelik öneriler olarak belirtilen tüm hususlara uyulması, yazımızda açıklanan taahhüt değişikliğinin yapılması ve belirtilen tüm eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi kaydıyla ÇED sürecinin sürdürülmesinde sakınca görülmemektedir” yönünde görüşler bildirildiği;

            6-Yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, proje tanıtım dosyasında çevresel etkilere karşı alınması öngörülen önlemler yeterli görüldüğünden bahisle ÇED Raporu hazırlanmasına gerek bulunmadığı tespitine yer verilerek Manisa Valiliğinin 14.01.2022 tarihli, E-202218 sayılı işlemi ile söz konusu projeye ilişkin ÇED Yönetmeliğinin 17. maddesi gereğince ”ÇED Gerekli Değildir” kararı verildiği;

            7-Bu işlemin 19.01.2022 tarihinden itibaren sürekli olarak ilan edilmek üzere Vilayet panosuna ve 21.01.2022 tarihinden itibaren halka duyurulması amacı ile de Alaşehir Belediye Başkanlığı ilan panosunda  ilan edilmeye başlandığına dair ilgili idarelerce ilan başlama tutanaklarının tanzim edildiği;

            8-04.02.2022 tarihinde ise Manisa ili, Alaşehir ilçesi, Kemaliye ve Toygar  Köylerinde ….. A.Ş. adına jeotermal kaynak arama kuyusu açılması (4 adet sondaj kuyusu açılması) projesi hakkında alınan  Manisa Valiliğinin “ÇED Gerekli Değildir Kararının”  iptali istemi ile görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

            Öte yandan, davacı beyanlarının ve Manisa İdare Mahkemelerinde de aynı konuda açılmış olan davaların incelenmesinden, Alaşehir ilçesi ve çevresinde çok sayıda jeotermal alan için işletme ve arama ruhsatı verilmiş olduğu, bu haliyle var olan jeotermal arama ve işletme ruhsatlarına dayalı olarak açılan ve sahada bulunan çok sayıda kuyunun kümülatif çevresel etkilerinin ve işbu davaya konu işlemle verilen 4 adet kuyunun çevresel etkilerinin  gerek PDT dosyasında; gerek ise de davalı idarece ayrıntılı  olarak irdelenmesinin gerektiği, nitekim Mahkememizde (Örn. Mahkememizin E:2021/1073 sayılı) aynı konuda açılmış olan dava dosyalarında mevcut olan DSİ Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğünün bahsedilen yazılarında jeotermal faaliyetlerinin Havzadaki içilebilir su kaynaklarında arsenik değerinin yükselmesine neden olduğu ve bu değerin eşik değerin altına düşmesine kadar yeni izin verilmemesi yönünde görüş belirtildiği, Manisa İdare Mahkemelerince Alaşehir ilçesi ile aynı Havza içerisinde bulunan  yerlerde bulunan jeotermal kaynak arama projeleri için verilen ÇED gerekli değildir kararlarının iptali için açılmış olan bir kısım davalarda verilen kararlarda, (Örn.1. İdare Mahkemesinin 13/09/2019 tarih ve E:2019/196, K:2019/770 sayılı; Manisa 2. İdare Mahkemesinin 20/09/2019 tarih ve E:2019/10, K:2019/842 sayılı kararları) “… Projenin, Yönetmeliğin 7. maddesinde yer verilen kural gereğince ÇED sürecine dahil edilmesi gerekip gerekmediği hususunun ortaya konulması gerekmektedir. Bu durumda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan tespit ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, Sondaj Yöntemiyle Jeotermal Kaynak Arama Faaliyeti Projesinin önemli çevresel etkilerinin olacağı, projenin uygulanacağı saha, coğrafya bir bütün olarak değerlendirildiğinde, gerek canlı ve bitki çeşitliliği ve gerekse de projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası etkileri dikkate alındığında bilirkişi raporunda da vurgulanmış risk ve etkiler sebebiyle ÇED sürecinin işletilmesi ve neticede ortaya çıkan duruma göre iş ve işlemler gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatine varılmış olduğundan dava konusu idari işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptallerine karar verildiği, bu kararların Danıştay Ondördüncü Dairesinin muhtelif kararları onadığı ve kararların kesinleştiği görülmektedir.

            Yukarıda yer verilen ilgili Yönetmeliğin 4. maddesinde; ”Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED)”, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar; ”Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir” kararı ise Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten karar olarak, ”Proje tanıtım dosyası” da Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelere, ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hazırlanan dosya olarak tanımlanmıştır.

            Yönetmeliğin 15. maddesinde, Yönetmeliğin Ek-2 listesinde yer alan projelerin ”Seçme, eleme kriterlerine tabi projeler” olduğu düzenlenerek, ”Başvuru ve inceleme” başlıklı 16. maddesinde ise Çevresel Etki Değerlendirmesinin gerekli olup olmadığının idarece araştırılması amacıyla, proje sahibi tarafından yetkilendirilen Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından Yönetmelik Ek-4’e göre hazırlanan Proje Tanıtım Dosyasının yine Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceleneceği, değerlendirileceği ve bunun sonucunda  “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı verileceği anlaşılmaktadır.

            Yönetmeliğin EK-2 Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesinin 55. sırasında ise ”Maden, petrol ve jeotermal kaynak arama projeleri, (Sismik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, jeofizik vb. yöntemle yapılan aramalar hariç)” yer almakta olup  Yönetmeliğin ek-4 listesinde ”(…)

1.Projenin Özellikleri:

a) Projenin ve yerin alternatifleri (proje teknolojisinin ve proje alanının seçilme nedenleri),

b) Projenin iş akım şeması, kapasitesi, kapladığı alan, teknolojisi, çalışacak personel sayısı,

c) Doğal kaynakların kullanımı (arazi kullanımı, su kullanımı, kullanılan enerji türü vb.),

ç) Atık miktarı(katı, sıvı, gaz ve benzeri) ve atıkların kimyasal, fiziksel ve biyolojik özellikleri,

d) Kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza riski.

2.Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri:

a) Mevcut arazi kullanımı ve kalitesi (tarım alanı, orman alanı, planlı alan, su yüzeyi ve benzeri),

b) Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi dikkate alınarak korunması gereken alanlar.

3. Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler

Notlar ve Kaynaklar:

Ekler:

1- Proje için seçilen yerin koordinatları

2-Proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımını değerlendirmek için; yerleşim alanlarının, ulaşım ağlarının, enerji nakil hatlarının, mevcut tesislerin ve ek-5’de yer alan Duyarlı Yöreler Listesinde belirtilen diğer alanların (proje alanı ve yakın çevresinde bulunması halinde) yerlerine ilişkin verileri gösterir bilgiler 1/25000 ölçekli hâlihazır harita (çevre düzeni planı, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, topografik harita) üzerine işlenerek kısaca açıklanması, jeoloji haritası ve depremsellik.” kriterlerine yer verildiği görülmektedir.

Yapılan açıklamaların ve yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, ÇED Yönetmeliğine tabi olan her bir projenin çevresel etkilerinin taşınmazın bulunduğu yerin konumu, coğrafi özellikleri, daha önce Yönetmelik kapsamında alınmış izinlere dayalı olarak faaliyet gösteren diğer proje sahalarının çevresel etkileri, yetiştirilen tarım ürünleri, ormanlık ve zeytinlik alan bulunup bulunmadığı gibi tüm etmenlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği; bu gerekliliğin daha önce verilen yargı kararları ile tesis edilen idari işlemler dikkate alındığında, Gediz Havzasında bulunan jeotermal kaynaklara ilişkin olarak ÇED Yönetmeliği kapsamında verilecek izinler açısından daha fazla önem ve hassasiyet arz etmekte olduğu açıktır.

Uyuşmazlıkta, Yönetmeliğin Ek-2 Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesinin 55. sırasında belirtilen projeler kapsamında olan  ”4 adet sondaja dayalı jeotermal kaynak arama  projesi”ne ilişkin proje tanıtım dosyasının incelenmesi neticesinde Manisa Valiliğince “ÇED Gerekli Değildir Kararı” verildiği görülmektedir.

”ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen ”jeotermal kaynak arama kuyusu açılması (4 adet sondaj kuyusu açılması) projesi”nin, Manisa İli, Alaşehir İlçesi, Toygar Mahallesi, 186 ada, 33 parsel; Toygar Mahallesi 191 ada, 1 parsel; Kemaliye/Cumhuriyet Mahallesi, 278 ada 73 parsel; Kemaliye/Cumhuriyet Mahallesi, 268 ada 32 parsel sayılı taşınmazların kain olduğu sahada gerçekleştirileceği  anlaşılmaktadır.’

Bu haliyle, projenin 4 farklı taşınmazda ve 2 farklı mahallede gerçekleştirileceği, her bir taşınmazın farklı coğrafi özelliklere, farklı çevresel özelliklere, farklı tarım bitkilerine ve farklı jeolojik özelliklere sahip olduğunun açık olduğu, ancak proje tanıtım dosyası incelendiğinde, sadece kuyuların açılacağı sahaların koordinatlarına ve işin yapılış şekli ve süresine ilişkin olarak ayrı değerlendirmelere yer verildiği, fakat  açılması planlanan her bir kuyuya ilişkin olarak mevzuatın aradığı ve işbu kararda da açıklandığı üzere çevresel etkilere dair ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle değinilmediği, bu haliyle Yönetmeliğin Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde proje tanıtım dosyası hazırlanmadığı; projenin tek bir parsel sayılı taşınmaz üzerinde gerçekleştirilecek gibi genel çevresel etki açıklamalarına yer verilerek hazırlandığı ve buna bağlı olarak idare tarafından da projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucunun ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının, projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülüp görülmediğinin, her bir kuyunun çevresindeki tarımsal üretimin ne/neler olduğu, bu üretimin söz konusu projeden ne şekilde  etkileneceğinin her bir kuyu özelinde ayrı ayrı değerlendirilmediği ve ayrıca projenin gerçekleşeceği köylerde bu proje dışında başkaca, birden fazla  ”jeotermal kaynak arama kuyusu açılması projesi” olup olmadığının ve bu bağlamda diğer projelerle (projelere ilişkin verilmiş yargı kararları ve gerekçeleri ile) birlikte bu projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri kümülatif olarak değerlendirilmeden dava konusu işlemin tesis edildiği dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Ayrıca, iptali istenilen işleme konu her bir projenin etki çevresinde zirai üretimde bulunulmakta olduğunda duraksama bulunmadığı, nitekim Tarım İl Müdürlüğünün görüşünde de taşınmazların bir kısmının  “Büyük Ova Koruma Alanı” (Manisa Ovası) sınırları içinde kaldığı; bir kısmının dikili tarım arazisinde (bağ-zeytinlik), bir kısmının sulu mutlak tarım arazisi kalmakta olduğunun belirtildiği, ancak dava konusu işleme dayanak teşkil eden  PTD’sını hazırlayan kişiler arasında ziraat mühendisinin bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, her bir jeotermal projesi için açılacak kuyuların zirai faaliyetlere olası çevresel etkilerinin de yeterli olarak incelendiğinden ve bu açıdan davalı idarece de yeterli tespitlerde bulunulduktan sonra dava konusu işlemin tesis edilmiş olduğundan bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde bu yönden de hukuka uygunluk bulunmamıştır.

            Hüküm:

            Açıklanan nedenlerle;

            1)Dava konusu işlemin iptaline;

           2)Aşağıda dökümü yapılan ve davacı tarafından karşılanan 457,40-TL tutarındaki yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 3.890,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine;

            3)Artan posta avansının talep edilmesi halinde derhal; talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesini müteakiben davacıya re’sen iadesine;

            4)Kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca (15) gün içinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 29/04/2022 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.

Başkan                                                         Üye                                        Üye

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir