İDDK, emekli olduktan sonra göreve geri dönmek isteyen profesörü haklı buldu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalında profesör kadrosunda görev yapmakta iken kendi isteğiyle emekli olan davacının tekrar göreve dönmek için yaptığı başvurunun reddedilmesini hukuka aykırı buldu. Bu yöndeki Daire kararını da onadı.

8. Dairece 2547 sayılı Kanunun 60 ncı maddesine açıklık getirildi

Maddede öğretim üyelerine eski görevlerine dönme olanağı tanınmışsa da, maddedeki “kadro koşulu aranmaksızın” ibaresinin, her şart ve koşulda ilgililerin mutlak suretle eski görevlerine dönme konusunda idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağının açık olduğu, idareye madde kapsamındaki her kişiyi göreve alma zorunluluğunun yüklenmesinin, hizmetin gereğinden fazla kişiyle görülmesi sonucunu doğuracağı, bunun da kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olmayacağının kabulü gerektiği, söz konusu ibarenin, ilgililerin atanmak istedikleri alanda hizmetlerine ihtiyaç bulunması halinde kadro koşulu aranmayacağı şeklinde yorumlanmasının kamu hizmetinin etkin ve verimli yürütülmesine uygun olacaktır.

İhtiyaç olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılmalı

2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesinin uygulanması konusunda Rektörlüğün takdir yetkisi olduğu kabul edilmekle birlikte; davacının uzmanlık alanı ile bu alanda görev yapan kadrolu öğretim üyelerinin, ders programının ve saatlerinin, yürütülen diğer faaliyetlerin incelenerek, hizmetine ihtiyaç olup olmadığı yönünde Rektörlük tarafından değerlendirme yapıldığına ilişkin bir bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulmadığının anlaşıldığı,

İhtiyaç ara kararla tespit edilmişti.

Davalı. Üniversitesi Rektörlüğünden hastanede çalışan akademik personel sayısı ve hasta sayısının sorulduğu, davalı idarenin cevap olarak sunduğu bilgi ve belgelerden; hastanenin 2011 yılı hasta sayısının 2143, 2017 yılı hasta sayısının ise 1804 olduğu, bu yıllar arasında hasta sayısında azalma meydana geldiği, 2011 yılındaki akademik personel kadrosu 9 profesör ve 1 öğretim görevlisinden oluşmakta iken 2018 yılı mevcut kadrosunun 2 profesör, 2 doçent ve 3 öğretim görevlisinden oluştuğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davalı idarece sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirmesinden, davacının hizmetine ihtiyaç bulunduğu kanaatine varılmıştır.

Disiplin cezası veya mahkeme kararı varsa dönmeye engeldir

Üniversitesinde profesör olarak görev yapmakta iken, hakkında verilen bir mahkeme veya disiplin kararları olmaksızın kendi isteği ile öğretim üyeliğinden ayrılan davacının, 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca profesör kadrosuna dönme istemiyle yaptığı başvuru üzerine tesis edilen dava konusu Rektörlük işleminde hukuka uyarlık bulunma


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2021/2805
Karar No: 2022/200

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- …Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …


KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/06/2021 tarih ve E:2018/2093, K:2021/2988 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının esas yönünden, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
. Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalında profesör kadrosunda görev yapmakta iken 01/07/2011 tarihinde kendi isteğiyle emekli olan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 60. maddesinin (b) fıkrası uyarınca söz konusu görevine dönme istemiyle yapılan 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olduğu belirtilen Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/06/2021 tarih ve E:2018/2093, K:2021/2988 sayılı kararıyla;

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 60. maddesinin (b) fıkrası ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesi yönünden;

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesinin iptali istemiyle açılan başka bir davada, Dairelerinin 08/05/2013 tarih ve E:2009/7230, K:2013/3690 sayılı kararıyla, dava konusu düzenleme ile 2547 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (b) fıkrasında yer almayan, emekliye ayrılan öğretim üyesinin görevine geri dönebilmesi için Yükseköğretim Kurulu tarafından hizmetine ihtiyaç olup olmadığı ile ilgili değerlendirme yapılması ve kadro kullanım izni verilmiş olması kurallarının öngörüldüğü, 2547 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (b) fıkrasının uygulanmasını göstermek amacıyla tesis edilen dava konusu işlemde üst hukuk normu olan bu Kanun’a ve hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/01/2016 tarih ve E:2014/1857; K:2016/96 sayılı kararı ile onandığı ve 19/06/2018 tarih ve E:2016/3763; K:2018/3236 sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği görüldüğünden, davacının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesinin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği,

Davacının 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca öğretim üyeliği görevine dönme istemiyle yaptığı 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem yönünden;

2547 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (b) fıkrasında, yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyelerinin başvuruları üzerine bu Kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebileceklerinin kurala bağlandığı,

Yukarıda belirtilen Kanun hükmünün değerlendirilmesinden, maddede öğretim üyelerine eski görevlerine dönme olanağı tanınmışsa da, maddedeki “kadro koşulu aranmaksızın” ibaresinin, her şart ve koşulda ilgililerin mutlak suretle eski görevlerine dönme konusunda idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağının açık olduğu, idareye madde kapsamındaki her kişiyi göreve alma zorunluluğunun yüklenmesinin, hizmetin gereğinden fazla kişiyle görülmesi sonucunu doğuracağı, bunun da kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olmayacağının kabulü gerektiği, söz konusu ibarenin, ilgililerin atanmak istedikleri alanda hizmetlerine ihtiyaç bulunması halinde kadro koşulu aranmayacağı şeklinde yorumlanmasının kamu hizmetinin etkin ve verimli yürütülmesine uygun olacağı,

İdare Hukuku’nun yerleşik içtihatları gereği; kanun ile idareye tanınan takdir yetkisinin hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının denetiminin ise idari yargı mercilerince yapılacağına kuşku bulunmadığı,

Olayda; 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesinin uygulanması konusunda Rektörlüğün takdir yetkisi olduğu kabul edilmekle birlikte; davacının uzmanlık alanı ile bu alanda görev yapan kadrolu öğretim üyelerinin, ders programının ve saatlerinin, yürütülen diğer faaliyetlerin incelenerek, hizmetine ihtiyaç olup olmadığı yönünde Rektörlük tarafından değerlendirme yapıldığına ilişkin bir bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulmadığının anlaşıldığı,

Öte yandan; Dairelerinin 03/07/2018 ve 11/09/2018 tarihli ara kararları ile davalı . Üniversitesi Rektörlüğünden hastanede çalışan akademik personel sayısı ve hasta sayısının sorulduğu, davalı idarenin cevap olarak sunduğu bilgi ve belgelerden; hastanenin 2011 yılı hasta sayısının 2143, 2017 yılı hasta sayısının ise 1804 olduğu, bu yıllar arasında hasta sayısında azalma meydana geldiği, 2011 yılındaki akademik personel kadrosu 9 profesör ve 1 öğretim görevlisinden oluşmakta iken 2018 yılı mevcut kadrosunun 2 profesör, 2 doçent ve 3 öğretim görevlisinden oluştuğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davalı idarece sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirmesinden, davacının hizmetine ihtiyaç bulunduğu kanaatine varıldığı,

Bu durumda; .Üniversitesinde profesör olarak görev yapmakta iken, hakkında verilen bir mahkeme veya disiplin kararları olmaksızın kendi isteği ile öğretim üyeliğinden ayrılan davacının, 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca profesör kadrosuna dönme istemiyle yaptığı başvuru üzerine tesis edilen dava konusu Rektörlük işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle,

Davacının 2547 sayılı Kanunun 60/b maddesi uyarınca öğretim üyeliği görevine dönme istemiyle yaptığı 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 492,70-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 3.600,00-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:

Davalı idarelerden Ege Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi incelendiğinde, davacı konumunda bulunan kişilerin hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın mutlak surette görevlerine alınmaları gerektiği yolunda bir sonuç çıkarılmasına olanak bulunmadığı, davacının yeniden görevine dönme talebinde bulunması üzerine idarelerince yapılan değerlendirme sonucunda hizmetine ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varıldığı, davacının söz konusu başvurusunun reddine ilişkin işlemde kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından ise, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun 15/04/2009 tarih ve 2009/13 sayılı kararının 6/c maddesi yönünden davanın konusuz kalmasında idarelerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından iptal edilen bir kararı dava konusu ettiği, bu nedenle temyize konu kararın karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı yönünden idareleri lehine duruşmalı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyize konu Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı nedeniyle davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının aynen onanması, iptale ilişkin kısmının ise gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalında profesör kadrosunda öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken 01/07/2011 tarihinde kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır.

02/11/2015 tarihinde davalı Üniversiteye başvurmuş ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 60. maddesinin (b) fıkrası uyarınca yeniden bu görevine dönme isteminde bulunmuştur.

Söz konusu başvuru, yapılan inceleme sonucu davacının hizmetine ihtiyaç bulunmadığından bahisle Ege Üniversitesi Rektörlüğünün …tarih ve …sayılı işlemiyle reddedilmiştir.

Bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu, …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Davacı tarafından 16/10/2017 tarihinde davalı Üniversiteye yapılan başvuruda ise, aradan geçen sürede Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalında hasta ve öğrenci sayısının artması ve bazı ameliyatların yapılamaz hale gelmesi nedeniyle hizmetine ihtiyaç bulunduğu belirtilerek, 2547 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (b) fıkrası uyarınca yeniden görevine dönme isteminde bulunmuştur.

Söz konusu başvurunun zımnen reddi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Kurumlara dönüş” “başlıklı 60. maddesinde “a. Bir süre öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra Bakanlar Kuruluna veya Yasama Organı Üyeliğine seçilenler, bu görevlerde geçirdikleri süreler hesaba katılmak ve buna göre aylık dereceleri yükseltilmek, meslek unvan ve sıfatlarını kazanma ile ilgili hükümler saklı kalmak şartıyla başvurmaları halinde bu Kanun hükümlerine göre ayrıldıkları yükseköğretim kurumuna kadro koşulu aranmaksızın dönerler.

Bunlardan emekli iken yüksek öğretim kurumlarına dönenlerin veya yüksek öğretim kurumlarına döndükten sonra emekliliğe hak kazanıp emekli olanların emekli aylıkları kesilmez.

b. Yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyeleri başvuruları üzerine bu Kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebilirler.

c. Yükseköğretim Kurulu veya Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeliklerine, rektör ve dekanlıklara yükseköğretim kurumları ile bir kamu görevinde iken seçilenlerden, süresinin tamamlayarak yeniden seçilmemeleri sebebiyle ayrılanların, bu görevlerinde geçirdikleri süreler hesaba katılmak ve buna göre aylık ve dereceleri yükseltilmek suretiyle meslek, unvan ve sıfatları dikkate alınarak ayrıldıkları tarihten itibaren kendi kurumlarına boş kadro koşulu aranmaksızın dönüşleri yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı nedeniyle davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden;

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;

“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Sekizinci Dairesi kararının, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı nedeniyle davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Daire kararının iptale ilişkin kısmı yönünden;

2547 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (b) fıkrasında, yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyelerinin başvuruları üzerine bu kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebilecekleri kurala bağlamıştır.

Yukarıda aktarılan Kanun hükmünün değerlendirilmesinden, maddede öğretim üyelerine eski görevlerine dönme olanağı tanınmışsa da, maddedeki “kadro koşulu aranmaksızın” ibaresinin, her şart ve koşulda ilgililerin mutlak suretle eski görevlerine dönme konusunda idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağı açıktır. İdareye madde kapsamındaki her kişiyi göreve alma zorunluluğunun yüklenmesi durumunda, hizmetin gereğinden fazla kişiyle görülmesi sonucunu doğurur ki, bunun da kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olmayacağı kabul edilmelidir. Bununla birlikte; ilgililerin atanmak istedikleri alanda hizmetlerine ihtiyaç bulunması halinde kadro koşulu aranmayacağı şeklinde değerlendirilmesinin kamu hizmetinin etkin ve verimli yürütülmesine uygun olacağı yadsınamaz.

Danıştay Sekizinci Dairesinin 03/07/2018 ve 11/09/2018 tarihli ara kararları ile davalı Ege Üniversitesi Rektörlüğünden, davacının kendi isteğiyle emekli olduğu tarihteki kadro durumu ve hasta sayısı ile yeniden göreve başlatılma istemiyle başvuru yaptığı tarihteki kadro durumu ve hasta sayısının sorulduğu, davalı idarece sunulan bilgi ve belgelerden; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalının hasta sayısının 2011 yılında 2143, 2017 yılında ise 1804 olduğu ve bu yıllar arasında hasta sayısında azalma meydana geldiği, 2011 yılındaki akademik personel kadrosu 9 profesör ve 1 öğretim görevlisinden oluşmakta iken, 2018 yılı mevcut kadrosunun 2 profesör, 2 doçent ve 3 öğretim görevlisinden oluştuğu anlaşılmaktadır.

Dairece, 2011 ve 2018 yıllarına ilişkin hasta/personel sayısının karşılaştırılması suretiyle davacının hizmetine ihtiyaç bulunduğu sonucuna varılmış ise de, bu durumun, ihtiyacın belirlenmesinde tek ölçüt kabul edilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı, kaldı ki, sözü edilen karşılaştırmada da, idarenin açık bir takdir hatasından söz edilemeyeceği, ihtiyacın, sözü edilen Ana Bilim Dalında verilen teşhis/tedavi hizmeti ile eğitim hizmeti bakımından herhangi bir aksaklık bulunup bulunmadığının ortaya konulması suretiyle belirlenmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, idarenin sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi belge bulunmadığı dikkate alındığında; davacının 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca öğretim üyeliği görevine dönme istemiyle yaptığı 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,

2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu bireysel işlemin iptali, düzenleyici işlem yönünden karar verilmesine yer olmadığı yolundaki Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/06/2021 tarih ve E:2018/2093, K:2021/2988 sayılı kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı nedeniyle davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliği ile,

3. Anılan Daire kararının, davacının 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca öğretim üyeliği görevine dönme istemiyle yaptığı 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine yönelik işlemin iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA oyçokluğu ile,

4. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,

5. Kesin olarak, 27/01/2022 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

X- 2547 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (b) fıkrasında, yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyelerinin başvuruları üzerine bu kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebilecekleri kurala bağlamıştır.

Yukarıda aktarılan Kanun hükmünün değerlendirilmesinden, maddede öğretim üyelerine eski görevlerine dönme olanağı tanınmışsa da, maddedeki “kadro koşulu aranmaksızın” ibaresinin, her şart ve koşulda ilgililerin mutlak suretle eski görevlerine dönme konusunda idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağı açıktır. İdareye madde kapsamındaki her kişiyi göreve alma zorunluluğunun yüklenmesi durumunda, hizmetin gereğinden fazla kişiyle görülmesi sonucunu doğurur ki, bunun da kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olmayacağı kabul edilmelidir. Bununla birlikte; ilgililerin atanmak istedikleri alanda hizmetlerine ihtiyaç bulunması halinde kadro koşulu aranmayacağı şeklinde değerlendirilmesi kamu hizmetinin etkin ve verimli yürütülmesine uygun olacağı yadsınamaz.

İdare Hukuku’nun yerleşik içtihatları gereği; kanun ile idareye tanınan takdir yetkisinin hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının denetiminin ise idari yargı mercilerince yapılacağına kuşku bulunmamaktadır.
Olayda; 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesinin uygulanması konusunda Rektörlüğün takdir yetkisi olduğu kabul edilmekle birlikte; davacının uzmanlık alanı ile bu alanda görev yapan kadrolu öğretim üyelerinin, ders programının ve saatlerinin, yürütülen diğer faaliyetlerin incelenerek, hizmetine ihtiyaç olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapıldığına ilişkin bir bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulmadığı anlaşıldığından, davacının 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca öğretim üyeliği görevine dönme istemiyle yaptığı 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu Daire kararının davacının 2547 sayılı Kanun’un 60/b maddesi uyarınca öğretim üyeliği görevine dönme istemiyle yaptığı 16/10/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyoruz.

Kaynak:memurlar.net

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir