Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, istinaf mahkemesinin “işe girişte eski iş yerini bildirmeyip müracaatta yanlış ve eksik bilgi vermenin” işten çıkarılma sebebi olduğuna ilişkin kararını bozarak, davacının işe iadesine karar verdi.
İzmir’de yaşayan İ.B, 2015’te işe girdiği şirket tarafından 2016’da, “4857 sayılı İş Kanunu”nun ilgili maddesindeki, “İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin iş vereni yanıltması” bendi gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiği iddiasıyla firma hakkında dava açtı.
Davaya bakan İzmir 8. İş Mahkemesi, İ.B’nin işe iadesine, şirketin davacıyı işe başlatmaması halinde tazminat ödemesine karar verdi.
Şirketin avukatı ise İ.B’nin çalışmak için verdiği bilgilerin gerçeğe uygun olmadığını ve firmadan bilgi sakladığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi talebinde bulunarak İzmir Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu.
Müracaatı değerlendiren İzmir Bölge Adliyesi 3. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu.
Bu kez İ.B’nin avukatı Tayfur Başünlü, “Müvekkilinin iş akdinin haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini” ileri sürerek temyize gitti.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, davacı İ.B’nin başvurusunu kabul edip, istinaf mahkemesinin kararının bozularak, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verdi.
Daire, İ.B’nin 2015’te iş başvurusunda bulunduğu şirkette, doldurduğu başvuru formunda “daha önce çalıştığı kuruluş adı” bölümünde iki işyerinin adını yazdığını, geçirdiği hastalıktan sonra 2016’da yeniden başvuru formu doldurulması istendiğinde, davacının daha önce bildirmediği önceki iş yerlerini de belirttiğine dikkati çekerek, İ.B’nin bilgi saklamasının ve gerçeğe aykırı bilgi vermesinin idari ve yasal olarak kabul edilebilecek nitelikte olmadığı belirtilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini vurguladı.
İ.B’nin işe iadesine ilişkin gerekçeli kararını açıklayan daire, “Davacının, iş müracaatı sırasında başvuru formunda bulunan iki sütuna önceden çalıştığı iki işvereni belirtmesi diğerlerini yazmamış olması güven zedeliyici bir işlem olarak değerlendirilemez. Davacı işçinin işe müracaatı sırasında kendi özelliğiyle ilgili bir hususu da gizlemediği açıktır. Dosya kapsamına göre, davalı işverenin davacıya ilişkin feshinin gerek haklı gerekse geçerli bir nedene dayanmadığı ortadayken davanın reddine (İstinaf kararına ilişkin) karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
“SORULMAYAN SORULARDAN İŞÇİ SORUMLU TUTULAMAZ”
Avukat Başünlü, Yargıtay’ın kararını, işçi haklarının korunması açısından memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Müvekkilinin sonuçlanan davayla işini geri kazandığını aktaran Başünlü, “İşveren, işçi alımı için yapılan mülakatlarda sorulmayan sorulardan işçiyi sorumlu tutamaz. Sorulmayan soruları gizlediği iddiasında bulunulamaz ve bu sebeple iş akdi feshedilemez. Davamızda iş veren taraf, müvekkilimi daha önce çalıştığı iş yerlerini beyan etmediği iddiasıyla iş akdini feshetmiş ancak açmış olduğumuz işe iade davası sonucu bugün işini geri kazanmıştır.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/2671888-yargitaydan-emsal-karar-isci-sorumlu-tutulamaz