Danıştay İDDK, sözleşmeli uzman erbaşın sözleşmesinin yenilenmemesini ‘idarenin takdir hakkına’ ilişkin olması nedeniyle hukuka uygun buldu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı’nda sözleşmeli uzman erbaş olarak görev yapmakta iken sözleşme süresinin 24/04/2018 tarihinde dolacağından dolayı 12/01/2018 tarihinde yapılan sözleşme süresinin iki yıl daha uzatılması talebinin, uygun görülmeyerek sözleşme yenilememe suretiyle sözleşmenin feshine ilişkin işlemi hukuka uygun buldu

FacebookTwitterTelegramWhatsAppMessenger

İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ise işlemi hukuka uygun bulmuştur. Mahkemeye göre; sözleşmenin yenilenmemesi işleminin bir ceza olmayıp, idare tarafından ilgilinin bulunduğu veya bulunmaya devam etmek istediği kamu görevini üstlenmesinin kamu güvenliği ve yürütülen hizmetin gereği bakımından uygun görülüp görülmemesine ilişkin olduğu dikkate alınmalıdır.

Danıştay 12. Daire ise bu kararı bozmuştur. Daire’ye göre; dava konusu işlemin dayanağını oluşturan güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen ve davalı idarece kullanılan davacıya ait kişisel veri niteliğindeki bilgilere, güvenlik soruşturması yapmakla görevli birimler tarafından ulaşılabileceğine ve bu kapsamdaki bilgileri alabileceğine dair yapılan kanuni düzenlemenin (4045 sayılı Kanunun 1 inci maddesine eklenen ikinci fıkrası) Anayasa Mahkemesince iptal edildiği ve bu kararın da Resmi Gazete’de yayımlandığı 28/04/2020 tarihinde yürürlüğe girdiği; kanun koyucu tarafından bu konuda henüz bir düzenlemenin de yapılmamıştır.

Bölge İdare kararında ısrar etmiştir.

İDDK: Dava sözleşme yenilememeye ilişkin olup bu konuda idarenin takdir hakkı vardır

Davacının askeri disiplinin gerekleri açısından daha sıkı kuralların geçerli olduğu bir statüde yerine getirdiği görevin niteliği ve önemi dikkate alındığında, 3269 sayılı Kanun’un 12. maddesi ve Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 13. maddesine dayanılarak idarenin sahip olduğu geniş takdir yetkisi kapsamında ve kişi yararı ile kamu yararı arasındaki denge gözetilerek sözleşmesinin yenilenmemesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2021/2382
Karar No: 2022/2046

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
KARŞI TARAF (DAVALI) : . Komutanlığı
VEKİLİ: Av. .

İSTEMİN KONUSU:

. Bölge İdare Mahkemesi . İdare Dava Dairesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı’nda sözleşmeli uzman erbaş olarak görev yapmakta iken sözleşme süresinin 24/04/2018 tarihinde dolacağından dolayı 12/01/2018 tarihinde yapılan sözleşme süresinin iki yıl daha uzatılması talebinin, uygun görülmeyerek sözleşme yenilememe suretiyle sözleşmenin feshine ilişkin . tarih ve PER.:. Personel Şube Müdürlüğü Ks. sayılı uzman erbaş sözleşme feshi emrinin ve buna istinaden düzenlenen ilişik kesme onayının; iptali ile statü dışında geçirdiği sürelere ait aylık ve özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı kararıyla;

Sözleşmesinin yenilenmesi için aranılan genel ve özel şartları taşıdığı konusunda ihtilaf bulunmayan, güvenlik soruşturması açısından şahsi bir olumsuz durumu veya açılmış bir kamu davası sonucunda tespit edilmiş bir suçu ortaya konulmayan davacı hakkında, yalnızca davacının öğretmen olan dört kardeşinden sadece birinin “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılanarak cezalandırıldığı gerekçesine dayanılarak tesis edilen işlemin suç ve cezaların şahsiliği ilkesine uygun olmadığı, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin olarak herhangi bir başkaca somut bilgi ve belgenin dosyaya sunulamadığı, davacının yürüttüğü görevde yetersizliği, başarısızlığı, disiplinsizliği veya hizmetine ihtiyaç bulunmadığı, başarısız ve verimsizliği yolunda herhangi bir belirlemede bulunulmaksızın, kardeşinin durumunun davacının güvenlik soruşturmasını hangi yönden olumsuz etkilediğinin hukuken kabul edilir bilgi ve belgelerle ortaya konmadan sırf akrabalık ilişkisi nedeniyle ve salt idarenin takdir yetkisi olduğundan bahisle tesis olunan sözleşmenin yenilenmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının bu davanın açıldığı 07/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi . İdare Dava Dairesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı kararıyla;

Sözleşmeli statüde görev yapan uzman erbaşların sözleşme sürelerinin sona ermesine üç ay kala hizmet süresini uzatma talebinde bulunmaları durumunda “sözleşmenin uzatılmasına” dair esaslar belirlenmiş olmakla birlikte, davalı idarece “kişinin içinde bulunduğu ortam” da dikkate alınarak ilgili hakkında olağanüstü hal uygulamaları kapsamında yürütülen adli ve idari tahkikatlar neticesinde elde edilen bilgi ve belgeler ile uzman erbaşlığa alınırken aranacak koşulları kaybedip kaybetmediği hususları yönünden yapılan araştırma sonucuna göre sözleşmenin uzatılmaması yönünde yetki kullanımında bulunulabileceği, bu kapsamda davalı idarenin yürüttüğü kamu hizmetinin önem ve hassasiyeti gereği kolluk mensubu olan ve gerektiğinde silah kullanma yetkisi verilen kişiler hakkında sözleşmenin uzatılıp uzatılmaması konusunda verilecek karara güvenlik bakımından yapılan araştırma sonucu elde edilen bilgi ve belgelerin dayanak alınabileceği, ayrıca sözleşmenin yenilenmemesi işleminin bir ceza olmayıp, idare tarafından ilgilinin bulunduğu veya bulunmaya devam etmek istediği kamu görevini üstlenmesinin kamu güvenliği ve yürütülen hizmetin gereği bakımından uygun görülüp görülmemesine ilişkin olduğu dikkate alındığında, davacının kendisi, eşi ve birinci derece yakınları hakkında adli ve idari yönden yürütülen tahkikatlar sonucu elde edilen bilgilere dayalı olarak sona eren sözleşme süresinin uzatılmaması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı, öte yandan, davacının uzman erbaş sözleşmesinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından bu işlem nedeniyle uğranıldığı iddia olunan parasal hak kayıplarının yasal faiziyle birlikte tazmini talebi de yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf talebinin kabulüne, . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 28/12/2020 tarih ve E:2020/1814, K:2020/4804 sayılı kararıyla;

Bakılan uyuşmazlıkta, dava konusu işlemin dayanağını oluşturan güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen ve davalı idarece kullanılan davacıya ait kişisel veri niteliğindeki bilgilere, güvenlik soruşturması yapmakla görevli birimler tarafından ulaşılabileceğine ve bu kapsamdaki bilgileri alabileceğine dair yapılan kanuni düzenlemenin (4045 sayılı Kanunun 1 inci maddesine eklenen ikinci fıkrası) Anayasa Mahkemesince iptal edildiği ve bu kararın da Resmi Gazete’de yayımlandığı 28/04/2020 tarihinde yürürlüğe girdiği; kanun koyucu tarafından bu konuda henüz bir düzenlemenin de yapılmamış olduğu anlaşıldığından, Anayasa’nın 153. maddesinde yer alan Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğuna dair hüküm ile Danıştay’ın yerleşmiş içtihatlarıyla istikrarlı bir şekilde belirtildiği üzere, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmesinin, Anayasa’nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı hususu göz önünde bulundurulduğunda, Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiş olan Kanun hükmüne göre elde edilen kişisel verilere dayanılarak güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlandığından bahisle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı kararıyla;

Her ne kadar, güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen kişisel veri niteliğindeki bilgilere, güvenlik soruşturması yapmakla görevli birimler tarafından ulaşılabileceğine ve bu kapsamdaki bilgileri alabileceğine dair yapılan kanuni düzenleme (4045 sayılı Kanunun 1 inci maddesine eklenen ikinci fıkrası) Anayasa Mahkemesinin 19/02/2020 tarih ve E:2018/163, K:2020/13 sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de; yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca “güvenlik soruşturması uygun olmak” koşulu uzman erbaş olarak alınacaklarda aranan nitelikler arasında sayıldığı, bakılan davada ise davacının uzman erbaşlığa alındığı esnada gerekli nitelikleri taşımadığının ya da görevi esnasında bu koşulları kaybettiğinin tespiti üzerine sözleşmesinin feshedilmesi söz konusu olmayıp; dava konusu işlemin 24/04/2018 tarihinde süresi dolan sözleşmesinin 2 yıl daha uzatılıp uzatılmaması (yenilenip yenilenmemesi) hususunda idarenin sahip olduğu takdir yetkisine dayanılarak tesis edildiği, davalı idarece bu yetkinin kullanımı esnasında kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında başkaca bir saik ile hareket edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir somut verinin de bulunmadığı anlaşıldığından sözü edilen hususun dava konusu işlemi kusurlandırıcı nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin olarak herhangi bir başkaca somut bilgi ve belgenin bulunmadığı, yürüttüğü görevde yetersizliği, başarısızlığı, disiplinsizliği veya hizmetine ihtiyaç bulunmadığı, başarısız ve verimsizliği yolunda herhangi bir belirlemede bulunulmaksızın, kardeşinin durumunun davacının güvenlik soruşturmasını hangi yönden olumsuz etkilediğinin hukuken kabul edilir bilgi ve belgelerle ortaya konmadan sırf akrabalık ilişkisi nedeniyle ve salt idarenin takdir yetkisi olduğundan bahisle tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, kişinin ailesi, arkadaşı veya yakın çevresinin fillerinden sorumlu tutulmasının da suç ve cezaların şahsiliği ilkesi ile bağdaşmadığı, ayrıca davacı hakkında yapılan ihbarların asılsız çıktığı ve . Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından . tarih ve . sayılı soruşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, davacı hakkında ilgili tüm birimlere yapılan bilgi belge talebi sonucunda gelen tüm bilgi belgelerin incelenmesinden davacının kendi şahsına yönelik hiçbir olumsuz durumun mevcut olmadığı, sınıf görevini yapabileceği yönünde 1. ve 2. sicil amirlerince olumlu görüş bildirildiği, hastaneden alınan raporlarda bu görevi yapabileceğinin belirtildiği, yaptığı görevi yürütecek tüm koşullara sahip olduğu, tüm bu koşullar altında idarenin belirtilen gerekçe ile sözleşmeyi feshetmesinin hukuka, hakkaniyete ve evrensel hukuk ilkelerine uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİM DÜŞÜNCESİ:

. Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:. , K:. sayılı ısrar kararının, Danıştay Onikinci Dairesinin 28/12/2020 tarih ve E:2020/1814, K:2020/4804 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı’nda sözleşmeli uzman erbaş olarak görev yapan davacının sözleşme süresinin 24/04/2018 tarihi itibarıyla dolacak olması nedeniyle 12/01/2018 tarihli dilekçe ile Bölge Komutanlığına müracaatla sözleşme süresinin 2 yıl daha uzatılması talebinde bulunduğu, davalı idarece tesis edilen 24/04/2018 tarihli olur gereğince sözleşme uzatma talebinin uygun görülmeyerek davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Olayda, davacının sözleşme uzatma talebinin uygun görülmeyerek Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi yönünde işlem tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda; Türk Silahlı Kuvvetlerinde 2011 yılında göreve başlayan ve uzman erbaş sözleşme süresi 31/12/2014 tarihinde sona erecek olan başvurucunun, kendisinden istifa edilememesi sebebiyle 3269 sayılı Kanun’un 12. maddesi ve Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 13. maddesinde yer alan hükümler kapsamında sözleşmesi yenilenmeyerek ilişiğinin kesilmesine dair (dava konusu olayla benzer mahiyette olan) olayda, Anayasa Mahkemesince verilen (2016/12031 başvuru numaralı, 11/09/2019 tarihli Ekrem Kayan Başvurusu kararı) kararda, bu işlemin niteliği ve işlemde idarenin takdir alanı ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulunulmuştur:
(…)

27. Personel rejimi gibi sıkı kural ve şartlara tabi bir alanda, kamu görevini yürütmekle görevli kişilerin hak ve özgürlüklerine herhangi bir vatandaşa uygulanamayacak sınırlamalar getirilmesi demokratik bir toplumda gerekli olabilir. Bu kapsamda kamu makamlarının, faaliyetin niteliği ve sınırlamanın amacına göre değişen geniş bir takdir yetkisinin bulunması doğaldır. Ancak özel hayatın gizliliği hakkının mahremiyet hakkı gibi en gizli yönleri söz konusu olduğunda kamu makamlarının takdir yetkisi daha dardır ve bu alanlara yönelik müdahalelerin haklı olduğunun kabul edilebilmesi için kamu makamlarınca özellikle ciddi gerekçelerin gösterilmesi gerekir (Ata Türkeri, § 47).


28. Ayrıca tesis edilen disiplin işlemlerinde ve bu işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin yapıldığı mahkeme kararlarında, bireylerin özel hayatlarına ilişkin tutum ve eylemlerinin mesleki hayatları üzerindeki etkilerinin açıklanması, kamu hizmeti sunan ilgili kurumların işleyişi üzerindeki etkilerinin ve risklerinin ortaya konulması ve bu hususlardaki değerlendirmelerin yeterli ve ikna edici gerekçelerle desteklenmesi, ayrıca tesis edilen işlemlerin bireylerin geçmiş mesleki sicilleri ve başarı durumları dikkate alınarak ölçülülük yönünden irdelenmesi gerekir (G.G. [GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016, § 60).
(…)

30. İncelenen başvuruya konu edilen işlemin sözleşmenin feshi değil sözleşmenin yenilenmemesi işlemi olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. İdare, sözleşme süresinin bitiminden sonra, personeli yeniden istihdam edip etmeme konusunda değerlendirme yaparken sözleşme süresi içinde sicil, ödül ve ceza durumu yanında personelin davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergileyip sergilemediğini, netice itibarıyla personelin hizmetinden istifade edip edemeyeceğini de esas almaktadır. Askeri disiplinin gerekleri açısından daha sıkı kuralların geçerli olduğu bir statüde personel istihdam eden idareye, sözleşmeyi yenileyip yenilememe hususunda geniş bir takdir alanı bırakılmıştır (Bülent Polat, § 116).

31. Olayda idare, başvurucunun ailevi ve psikolojik sorunlar yaşaması ve tedavi görmesi nedeniyle derhal sözleşmeyi feshetme yoluna gitmemiştir. İdare, sözleşme süresinin bitiminden sonra başvurucuyu yeniden istihdam edip etmeme konusunda değerlendirme yaparken başvurucunun eşiyle yaşadığı ve kendi beyanlarıyla aleniyet kazanan olayların sağlığı ve mesleği üzerindeki etkilerini de dikkate alarak sonraki dönemde başvurucunun hizmetinden istifade edilemeyeceği kanaatine ulaşmış, sahip olduğu takdir yetkisini sözleşmeyi yenilememe yönünde kullanmıştır. Bu itibarla başvurucunun yeniden istihdam edilmemesine yönelik işlemin demokratik toplumda gerekli ve orantılı olmadığı söylenemeyeceğinden, somut başvuruda özel hayata saygı hakkına yönelik bir ihlalde bulunulmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

Yukarıda verilen bilgiler ışığında, davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemin, 3269 sayılı Kanun’un 12. maddesi ve Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 13. maddesinde yer verilen hükümler uyarınca davacının mevcut sözleşmesinin bitim tarihi olan 20/02/2019 tarihinden itibaren yenilenmemesine ilişkin olduğu, idarenin anılan mevzuat kapsamında personelin davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergileyip sergilemediğini, netice itibarıyla personelin hizmetinden istifade edip edemeyeceğini de esas aldığı, askeri disiplinin gerekleri açısından daha sıkı kuralların geçerli olduğu bir statüde personel istihdam eden idareye, sözleşmeyi yenileyip yenilememe hususunda geniş bir takdir alanı bırakıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararında yer alan hususlar ile yapılan açıklamalar çerçevesinde; dava dosyasındaki mevcut tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının askeri disiplinin gerekleri açısından daha sıkı kuralların geçerli olduğu bir statüde yerine getirdiği görevin niteliği ve önemi dikkate alındığında, 3269 sayılı Kanun’un 12. maddesi ve Uzman Erbaş Yönetmeliği’nin 13. maddesine dayanılarak idarenin sahip olduğu geniş takdir yetkisi kapsamında ve kişi yararı ile kamu yararı arasındaki denge gözetilerek sözleşmesinin yenilenmemesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine ilişkin isteminin de reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın reddi yolundaki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin temyize konu ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2- Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin temyize konu . tarih ve E:. , K:. sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın . İdare Mahkemesine gönderilmesine, 06/06/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak:Memurlar.net

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir