Aydın, Kuyucak, İğdecik Mahallesi Mevkiinde yapılması planlanan “Feldispat Ocağı Projesi” için düzenlenen “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptaline karar verildi

         T.C.

        AYDIN

1.İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO      : 2021/1009

KARAR NO  : 2022/1911

DAVACILAR                     : 1- ….

                                            2- …

VEKİLLERİ                          : AV. GÜLSER ÖZGEN

                                            AV. AKIN YAKAN

DAVALI                              : AYDIN VALİLİĞİ

VEKİLİ                                : AV. ….

MÜDAHİL                          : …. (Davalı)

VEKİLİ                                : AV. …..

DAVANIN ÖZETİ    : Aydın İli, Kuyucak İlçesi, İğdecik Mahallesi Mevkiinde …. A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Feldispat Ocağı Projesi” için Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce düzenlenen 25.10.2021 tarihi “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının; kalkınma ve ekonomik gelişme için yapılacak yatırım ve faaliyetlerin doğayı bozmadan ve çevreyi kirletmeden gerçekleştirilmesinin en doğru ve önleyici çözüm olduğu, kirlenen ve bozulan çevreyi temizleme ve onarma yerine olumsuz etkileri önlemenin yönteminin “Çevresel Etki Değerlendirmesi” olduğu, faaliyetin etkileyeceği alandaki yöre halkının faaliyet konusunda bilgi ve görüşlerinin alınması gerektiği, tozların insan, ağaç, bitki örtüsü ve tarım ürünleri üzerinde, ekolojik sistem ve su kaynakları üzerinde olumsuz etkileri olduğu, yerleşim yerine yakın olduğu, proje kapsamında 88.760,00 m2 alanın  bitki örtüsünün sıyrılacağı, yıllık 500.000 ton cevher üretiminin gerçekleştirileceği, çıkan tozun oluşumunu sulamanın ve araçların yavaş gitmesinin bile engelleyemeyeceği, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma dilekçesi verilmemiş, ara kararı gereği bilgi ve belge sunulmuştur.

MÜDAHİL SAVUNMASININ ÖZETİ : Davacıların dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davanın ehliyet yokluğundan reddi gerektiği, davacının tüm iddialarının soyut iddialar olduğu, davacının iddialarını genel geçer ifadelere dayandırdığı, ortaya söz konusu proje tanıtım dosyasındaki araştırma ve raporları bertaraf eder mahiyette bir iddia koyamadığı, iddialarını delillendiremediği, söz konusu proje tanıtım dosyasında yapılan ayrıntılı araştırmalar neticesinde söz konusu ÇED Gerekli Değildir kararının tesis edildiği, söz konusu proje dosyasının davacının tüm iddialarını bertaraf eder mahiyette olduğu, davacının genel geçer iddialarının aksine söz konusu projenin mevzuata uygun olduğu, ÇED dosyası incelendiğinde ÇED Gerekli Değildir Kararı öncesi idare gerek duyduğu konularda ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan olumlu görüş aldığı, Feldispat ve Kuvars Ocakları Çevreye ve İnsan Sağlığına Etkisi Yönünden Değerlendirme başlığı altında a, b ve c alt başlıklarında hiçbir bilimsel altyapısı olmadan tamamen kulaktan dolma ve karşı düşünceyle birtakım olumsuz etkilerden bahsedildiği, alınacak önlemlerle çevre kirliliğinin önüne geçilebileceğinden bahsedildiği, ancak varsayımlarla bu önlemlerin alınamayacağı düşünülerek birtakım yorumlar yapıldığı, Proje Tanıtım Dosyası bütününde yapılacak proje ile ilgili alınacak tüm önlemlerin mevzuatlar kapsamında açıkça belirtildiği, gerekli hesaplamaların yapıldığı, ilgili yönetmeliklerde verilen limit değerler ve yönetmelik kısıtlarının sağlandığı, olayda telafisi güç ve imkansız zararların bulunmadığı, Madencilik faaliyetlerinin günümüz koşullarında çağdaş yaşama ulaşmayı kolaylaştıran, hattı zatında yaşamın devamı adına yürütülmesi zorunlu olan faaliyetler olduğu, yemek yenilen tabaktan, evleri çerçeveleyen camdan, bardaklardan, araçlarda bulunan metallerden, diş tedavisinde kullanılan ham maddelere kadar birçok şeyin madenlerden üretildiği öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK  MİLLETİ  ADINA

Karar veren Aydın 1. İdare Mahkemesi’nce duruşma için önceden belirlenen 16.11.2022 tarihinde davacılar vekili Av. Gülser Özgen ile davalı idare yanında müdahil olan …A.Ş. vekili Av. …. ….’in geldiği, davalı idareyi temsilen gelen olmadığı görüldü, gelen taraf vekillerine usulüne uygun olarak söz verilip, açıklamaları dinlendikten sonra dava dosyası incelenip, müdahilin usule yönelik itirazları yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

Dava, Aydın İli, Kuyucak İlçesi, İğdecik Mahallesi Mevkiinde …. A. Ş. tarafından yapılması planlanan “Feldispat Ocağı Projesi” için Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce düzenlenen 25.10.2021 tarihi “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesinde; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.” hükmüne,

2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Kirletme yasağı” başlıklı 8. maddesinde: “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” hükmüne, “Çevresel Etki Değerlendirilmesi” başlıklı 10. maddesinde: ”Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

25.11.2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; ” Bu Yönetmeliğin amacı, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinde uyulacak idari ve teknik usul ve esasları düzenlemektir” hükmüne, “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasında, Bu Yönetmelikte geçen;

b) Askıda ilan: Gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer/yerlerde, il müdürlüğü, kaymakamlık veya muhtarlık binasında bulunan askı ilan yerlerinde yapılan yazılı duyuruyu,

e) Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED): Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları,

ğ) Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı: Ek-2’deki listede yer alan çevresel etkileri ön inceleme ve değerlendirmeye tabi projelerin, çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucunda ilgili mer’i mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğunun belirlenmesi üzerine, projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararını,

o) Duyarlı yöreler: Çevresel etkilere karşı biyolojik, fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel nitelikli özellikleri ile duyarlı olan veya mevcut kirlilik yükü çevre ve halk sağlığını bozucu düzeylere ulaştığı belirlenen yörelerle, ülkemiz mevzuatı ve taraf olunan uluslararası sözleşmeler uyarınca korunması gerekli görülen ve Ek-5’te yer alan alanları,

s) Etki alanı: Gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin işletme öncesi, işletme döneminde ve işletme sonrasında etkilediği alanı,

ğğ) Proje tanıtım dosyası: Çevresel etkileri ön inceleme ve değerlendirmeye tabi projeler için Ek-4’te yer alan genel format esas alınarak hazırlanan dosyayı” ifade eder.” hükmüne, 5. maddesinde; ”Bu Yönetmeliğe tabi projeler hakkında “ÇED Olumlu”, “ÇED Olumsuz”, “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Ancak Bakanlık gerekli gördüğü durumlarda “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararının verilmesi konusundaki yetkisini, sınırlarını belirleyerek il müdürlüğüne devredebilir.” hükmüne, 6. Maddesinde; ”(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını ve ÇED Raporunu, Çevresel Etkileri Ön İnceleme ve Değerlendirmeye Tabi Projeleri için de Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler.” hükmüne, 6. maddesinde; ”(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını ve ÇED Raporunu, Çevresel Etkileri Ön İnceleme ve Değerlendirmeye Tabi Projeleri için de Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler.

(2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler.

(3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez.” hükmüne, 7. maddesinde; ”1) Bu Yönetmeliğin;

a) Ek-1’deki listede yer alan projelere,

b) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projelere,

c) Kapsam dışı değerlendirilen veya kanunen muafiyeti bulunan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya alan genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesinin Ek-1’deki listede yer aldığı projelere,

ÇED raporu hazırlanması zorunludur.” hükmü yer almaktadır. (ek-1 liste ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ UYGULANACAK PROJELER LİSTESİ  25-Madencilik projeleri;

a) 25 hektar ve üzeri arazi yüzeyinde (Kazı ve döküm alanı dâhil) planlanan açık işletmeler,

b) Fiziksel yöntemler hariç, cevher zenginleştirme tesisleri ve/veya bu zenginleştirme tesislerine ilişkin atık tesisleri,)

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun “Tarım arazilerinin amaç dışı” kullanımı başlıklı 13. maddesinde: “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla;

a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,

b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,

c) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,

ç) İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri,

d) Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar,

e) (Ek: 31/1/2007-5578/3 md.) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,

f) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları,

g) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları,

İçin bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. (Ek cümle: 31/1/2007-5578/3 md.) Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.

Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir.

Tarımsal amaçlı yapılar için, projesine uyulması şartıyla ihtiyaç duyulan miktarda her sınıf ve özellikteki tarım arazisi valilik izni ile kullanılır.

(Ek fıkra: 28/10/2020-7255/21 md.) İmar planlarında tarımsal niteliği korunacak alan olarak ayrılan yerler ile kamu yararı kararı alınarak tarım dışı amaçla kullanım izni verilen yerler, yeniden izin alınmaksızın bu amaç dışında kullanılamaz ve planlanamaz. Ancak yerleşim alanlarının gelişim alanı ihtiyaçlarını karşılamak için izin verilerek planlanmış alanlarda yeniden izin şartı aranmaz.

Birinci fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında izin alan işletmeciler, faaliyetlerini çevre ve tarım arazilerine zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlüdürler.

Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır.

Tarım arazilerinin korunması ve amaç dışı kullanımına dair uygulamaların usûl ve esasları yönetmelikle düzenlenir.” hükmü,

3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesinde: “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.

(Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008-5728/99 md.) Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.

Bu Kanunun yayımından önce zeytinlik alanlarına ilişkin kesinleşmiş imar planları geçerlidir.” hükmü,

03.04.1996 tarihli ve 22600 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmeliğin (03.04.2012 günlü ve 28253 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen) 4. maddesinde; ”Zeytinlik Saha: Orman sınırları dışında bulunan ve Devletin hüküm ve tasarrufunda olan yabani zeytinlik, antepfıstığı ve harnupluklar ve her nevi sakız çeşitleri veya şahıs arazisi olan tapuda bu şekilde kayıtlı sahalar ile orman sınırları dışında olup da 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan zeytin yetiştirmeye elverişli makilik ve fundalıklardan oluşan en az 25 dekarlık alan,” olarak tanımlanmış, (03.04.2012 günlü ve 28253 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen) 23. maddesinde ise; Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal işletmelerin yapımı ve işletilmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın iznine bağlıdır. Ancak; alternatif alan bulunmaması ve Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED)’na uygun olması, bitkilerin vegetatif ve generatif gelişimine zarar vermeyeceği Bakanlık araştırma enstitüleri veya üniversiteler tarafından belirlenmesi durumunda;

a) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları,

b) Bakanlıklarca (Değişik ibare:RG-12/4/2012-28262) kamu yararı kararı alınmış plan ve yatırımlar,

c) Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri,

ç) İlgili Bakanlıkça (Değişik ibare:RG-12/4/2012-28262)kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,

d) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, için, yukarıda belirtilen faaliyetlerde bulunmak isteyenler, ilgili Bakanlıkların onaylı belgeleri ile mahallin en büyük mülki amirine başvurur. Müracaat sahibi, çevrede oluşabilecek ÇED raporu ile belirlenmiş zararları önleyecek tedbirleri almak koşulu ve dikim normlarına uygun, eşdeğer büyüklükte il/ilçe müdürlüğünce uygun görülecek alanda zeytin bahçesi tesis eder.

Olumsuz cevap başvuru sahibine yazı ile tebliğ edilir. İzin alınmaksızın yapılan faaliyetlerin yürütülmesi yetkililerce men edilerek, umumi hükümlere göre kanuni takibat yapılır.

Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu  “Zeytinlik Saha” tanımının ve aynı Yönetmeliğin  23. maddesinin  iptali  istemiyle açılan davada; Danıştay Sekizinci Dairesinin 19.02.2015 günlü, E:2012/4992, K:2015/996 sayılı kararıyla, 23. maddenin ilk fıkrasının ”Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal işletmelerin yapımı ve işletilmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın iznine bağlıdır.” cümleleri bakımından davanın reddine; 4. maddede yer alan “Zeytinlik Saha” tanımının ve 23. maddenin diğer kısımlarının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Aydın İli, Kuyucak İlçesi, İğdecik Mahallesi Mevkiinde …. A.Ş. tarafından yapılması planlanan 201900632 ruhsat numaralı feldispat ocağı projesi ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliği’nin 17. maddesi gereğince 201900632 ruhsat numaralı Feldispat Ocağı Projesi’ne Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 25.10.2021 tarihli işlemle, “Çevresel Etki DeğerIendirmesi Gerekli Değildir” kararı verilmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü amacıyla Mahkememizin 01/02/2022 tarihli ara kararı uyarınca 03/06/2022 tarihinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 08/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;

”4.1. DAVAYA KONU İŞLEMİN BİYOLOJİ BİLİMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

…Davaya konu işlemle ilgili hazırlanan proje tanıtım dosyası incelendiğinde bilhassa bir takım eksikliklerin olduğu, raporda flora listesinin dört mevsim temelli saha araştırması ve yakın çevrede yürütülen detaylı florsitik çalışmaların ışığında hazırlanmadığı ve bu sebeple eksiklikler bulundurduğu, Proje tanıtım dosyası (PTD) sayfa 77’de söz konusu faaliyetin yürütüleceği saha ve çevresinde Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması kanunu kapsamında yer almadığı belirtilmekle birlikte ruhsat sahasın ve çevresinde zeytinlikler bulunduğu, “Faaliyetin Flora ve Fauna Üzerine Etkileri ve Alınabilecek Önlemler” (Sayfa 92) başlığında altında yer alan tedbirler” Proje alanının gerek yerleşim alanına yakınlığı, gerek flora ve gerekse fauna elemanları açısından belirli bir adaptasyon dönemi yaşandığı, özellikle, karasal fauna elemanlarının bu adaptasyonda tercihlerini kullandıkları, bu yorumla ilgili bilimsel bir kaynak ve metot gösterilmediği, kuş faunası açısından, örtü açma ve işletme döneminde rahatsızlık faktörü söz konusu olmakla birlikte, muhtemel habitat kaybını tamamlayacak nitelikte alternatif alanların mevcut olduğu, örtü açma ve işletme döneminde zemin düzeltme ve hafriyat sırasında otsu çalı ve yan çalı formundaki bitkilerin zarar görebileceği, alandaki türlerin geniş yayılışlı olduğu, yine PTD’de yer alan bu önlem veya tedbirde bilimsel olarak bir çalışmaya dayandırılmadığı, söz konusu proje tanıtım dosyasının yapılacak faaliyetin bitki ve hayvan çeşitliğini yeterince ortaya koymadığı, ayrıca alınacak önlem ve tedbirlerin yeterli bilimsel temele dayandırılmadığı, bu nedenlerle, “ÇED gerekli değildir” kararanın uygun olmadığı kanısına varıldığı,

4.2. DAVAYA KONU İŞLEMİN ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

…Madencilik faaliyeti sonucunda su miktar ve kalitesinde değişim oluşacağı, ayrıca su çekimi ile su kaynağı üzerinde ek kullanım baskısı oluşacağından bu faaliyetin olumsuz etkisinin artacağı,  bölgedeki mevsimsel akışlı dere ve yeraltı su kaynaklarının kullanımı durumunda ÇED alanı içinde ve çevresinde yerüstü ve yeraltı suları konusunda PTD’de yeterli veri bulunmadığından dolayı su kullanımının yaratacağı etkinin kabul edilebilirliği konusunda değerlendirmenin mevcut PTD üzerinden yapılamayacağı, PTD’de kontrollü ve kontrolsüz şartlara göre hem arazi hazırlık aşamasında hem de madencilik faaliyeti sürecinde oluşacak toz emisyon hesaplamalarının verildiği, arazi hazırlık aşamasında oluşacak emisyon miktarının kontrolsüz durumda 0,58 kg/saat, kontrollü durumda ise 0,29 kg/saat hesaplandığı, bu sonuçların 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde (SKHKKY) belirtilen 1,0 kg/saat sınır değerinin altında kaldığı, madencilik faaliyeti sürecinde projenin emisyon miktarının kontrolsüz şartlarda 34,28 kontrollü şartlarda 17,15 kg/saat olarak hesaplandığı, PTD sayfa 97’de ise farklı sonuçların verildiği, bu sonuçların yönetmelikte belirtilen 1,0 kg/saat sınır değerinin üstünde olduğundan modelle çalışmasının yapıldığı, modelleme sonucunda elde edilen PM10 ve Çöken Toz emisyonları HKKD, SKHKKY’de belirtilen sınır değerlerinin altında kalmdığı, en yakın alıcı noktada tesisin kontrollü çalışma şartlarını belirten Senaryo 1, Senaryo 2 ve Senaryo 3’e göre PM10 ve Çöken Toz parametresi için SKHKKY’de belirtilen sınır değerlerinin sağlandığı, ancak bu değerlendirmelerin sadece kontrollü şartlar altında geçerli olduğu, PTD’de kontrolsüz şartlar için bir değerlendirme bulunmadığı, genel olarak madencilik faaliyetlerinde kontrollü şartların tam olarak sağlanamadığının bilindiği, bu nedenle ÇED alanında gerçekleştirilecek faaliyetler için Hava Kirlenmesine Katkı Değeri, kontrollü ve kontrolsüz şartlar arasında bir emisyon değerine sahip olacağı, raporun 3. bölümünde verilen haritalarda da görüldüğü üzere ÇED poligonları çevresinde tarım alanlarının bulunduğu, PTD Ek 12’de verilen modelleme çalışmalarından elde edilen sonuçlara göre toz emisyonu dağılım haritalarının verildiği, bu verilere göre ÇED poligonu çevresindeki tarım alanlarının, farklı konsantrasyonlarda PM10 ve Çöken Toz emisyonu etki alanı içinde kalacağı, PTD’de gürültü emisyon dağılımına yönelik çalışmaların sunulduğu, gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri; işitme üzerine yaptığı etkiler, fizyolojik etkiler ve psikolojik etkiler olmak üzere üç ayrı gruba ayrıldığı, “İstenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen rahatsız edici ses dalgaları” olarak da tanımlanabilen gürültünün, çevreyi kirleten etkenlerin başında geldiği, bir gürültü ne kadar anlamsız, şiddetli, düzensiz ve ani olursa o kadar rahatsız edici olacağı, ÇED 3. No.lu poligon alanına en yakın hanenin 120 metre mesafede yer aldığı, PTD’de ses gücü düzeyinin 120 metre mesafede 60,54 dBA olarak belirlendiği, gürültü hesaplamalarının, tüm iş makinelerinin bir arada çalışacağı düşünülerek en kötü duruma göre yapıldığı, 04.06.2010 tarih ve 27601 sayılı Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin 22. maddesi ve Ek-VII Tablo-4’te verilen sınır değerini sağladığı, ancak gürültü seviyesi 65 dBA altında oluşan emisyonların da insan üzerinde konforsuzluk, rahatsızlık, öfke, kızgınlık, uyku ve konsantrasyon bozukluğu etkisi bulunduğu, bilimsel araştırmalara göre gürültüye maruz kalmış kişilerde çeşitli psikolojik rahatsızlıklar bulunduğu, gürültülü yerlerde yaşamanın en belirgin karşılığı rahatsızlık, sıkıntı ve gerilim duygusu olduğu, maden faaliyeti kaynaklı ses emisyonu, yönetmelik değerin altında kalsa bile bu emisyonun ulaştığı yerleşim bölgelerinde yaşayan kişiler için istenmeyen ve dinleyen kişiye bir anlam ifade etmemesi yönüyle araştırma sonuçlarına göre kişi üzerinde olumsuz etki (psikolojik rahatsızlıklar, öfke kontrol bozukluğu, vb.) beklenebileceği, 3-4. PTD’de yapılan hesaplamalar, tüm makine ekipmanın aynı anda çalışması halinde oluşabilecek ses gücü seviyesini ortaya koyduğu, uygulamada bunun mümkün olmamasından dolayı en yakın yerleşimlerde oluşacak ses seviyesinin kümülatif olarak önemli bir seviyeye ulaşmasının beklenmediği, proje sürecinde hesaplanandan daha düşük bir ses emisyonu oluşacağından en yakın yerleşim yerinde bulunan insanlar üzerindeki olumsuz etkilerin hiç oluşmamasının da muhtemel olduğu, PTD’de belirtilen faaliyet sonucunda katı ve sıvı atık oluşumunun söz konusu olacağı, PTD’de başlıklar altında belirtilen atıkların depolanması ve bertarafı konusunda ilgili yönetmeliklere uyulaması durumunda atıklardan kaynaklı olarak çevresel bir etkinin beklenmediği, PTD’de ilgili yönetmeliklere uygun olarak sürecin devam ettirileceği bilgisine yer verildiği, PTD Ek-18’de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın 21.12.2020 tarihli yazısında 1/100 000 Çevre Düzeni Planında “Tarım Alanı” ve “Orman Alanı” kapsamında kalmasından dolayı ilgili kurumlardan görüş ve meri mevzuat kapsamında uygulama yapılması gerektiğinin belirtildiği, ayrıca proje alanı içinde zeytinlik ve mezarlık vasıflı taşınmazların bulunduğunun da belirtildiği, Aydın Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 24.02.2021 tarihli yazısında revize talebi bulunduğu ve yeni değerlendirme yapılacağının belirtildiği, ancak PTD’de bu konuda bir görüş bulunmadığı, Ek-18’de verilen kurum görüşlerinin yetersiz ve eksik olduğu, sonuç olarak, bölgenin tarım alanlarının su kaynaklarına ihtiyaç duyması ve projenin olası etkileri dikkate alındığında anılan risk ve etkilerin PTD ile belirlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle “ÇED gerekli değildir” kararanın uygun olmadığı kanısına varıldığı,

4.3. DAVAYA KONU İŞLEMİN KİMYA MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

…Yerleşim bölgesine yakın ve tarım arazilerinde kullanılacak olan bu patlayıcının kullanımı ve depolanması ile ilgili detayların proje tanıtım dosyasında bulunmadığı, patlatma işleminin çevreye etkileri için PTD’nin yeterli olmadığı, ayrıca proje alanı yüzeyinde yer yer bitkisel toprak örtüsü bulunduğu, bu kapsamda ocak işletmeciliği gerçekleştirilecek saha yüzeyinde bulunan bitkisel toprak örtüsünün sıyrılıp alınacak ve geçici olarak proje alanı içerisinde belirlenen bitkisel toprak depolama alanında depo edileceği, bu sebeple, bölgenin yüzey değişikliklerine uğrayacak ve feldispatın ana maddesi olan sodyum, potasyum, kalsiyum, lityum ve silisyumun varlığı yüzeydeki toprak kalitesini düşüreceği, PTD’de proje alanı içerisinde tarım arazisi bulunmadığı ifadesi yer almasına karşın, yapılan keşif sırasında bölgede birçok meyve ağacının ve zeytinliklerin bulunduğunun görüldüğü, Feldspat, madenin çıkarılması esnasında, özellikle patlama ile yapılacak işlemde ortaya çıkan tozların ve dumanın sürüklenerek bitkilerin üzerini kaplaması sonucunda, bitkinin stomalarında kimyasal etki ile bozulmalarına ve bitkinin fotosentez yapmasını zorlaştırarak bitkinin kurumasına neden olacağı, bu anlamla, Feldspat tozlarının ağaç, bitki örtüsü ve tarım ürünleri üzerinde ve ekolojik sistemde olumsuz etkilerinin olacağı, Feldspat ocaklarının işletilmesi sırasında ortaya çıkan tozların ve atıkların, yeterli önlemlerin alınmaması nedeniyle, yeraltı ve yer üstü ve yer altı su kaynaklarına, içme sularına, birikinti sulara (göl, gölet ve deniz) karışması sonucunda bitki örtüsüne ilaveten, insan ve hayvan sağlığı ve ekolojik sistem üzerinde yarattığı kirlilik nedeniyle olumsuz etkileneceği, bütün bu sebeplerden dolayı, tesisin işletilmesi sırasında çevreye ve ekolojik dengeye sisteme bütüncül (kümülatif) etkisinin PTD’de yeterli değerlendirilmediği ve bu risklerin göz ardı edildiği, sonuç olarak, yerleşim bölgesine yakın ve tarım arazilerinde kullanılacak olan ANFO patlayıcının kullanımı ve depolanması ile ilgili detayların Proje tanıtım dosyasında bulunmaması ve feldspat ocağının işletilmesi sırasında çevreye ve ekolojik dengeye sisteme kümülatif etkisinin PTD’de yeterli değerlendirilmediği ve bu risklerin göz ardı edildiğinden “ÇED gerekli değildir” kararanın uygun olmadığı kanısına varıldığı,

4.4. DAVAYA KONU İŞLEMİN JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

…Proje alanı ve yakın çevresinin cevher oluşumları ile kaplı olduğundan ve bu yapılaşma genel olarak akifer özelliği göstermediği, yer yer kırıklar, çatlaklar ve faylanmaların olduğu bölgelerde yer altı suyu bulunmadığı, proje konusu ÇED Poligonlarının bazıları içerisinden mevsimsel akış gösteren kuru dere yatakları bulunduğu, 1 nolu ÇED alanı içerisinden mevsimsel akış gösteren Kayadibi Deresi’ne ait kollar, 2 nolu ÇED alanı içerisinden mevsimsel akış gösteren Kazancı Deresi’ne ait kollar, 3 nolu ÇED alanı içerisinden mevsimsel akış gösteren Ketenlik Deresi’ne ait kolların geçmekte olduğu, söz konusu dere yatağından malzeme alınmayacak, dere yatağına herhangi bir şekilde malzeme boşaltılmayacak ve derenin akış rejimine müdahalede bulunulmayacağı, raporda verilen bu bilgiler ışığında saha içerisinde kapsamlı bir jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik modelleme çalışması yapılmadığının görüldüğü, sahada bulunduğu belirtilen cevherin mineralojik ve kimyasal özeliklerinin tespit edilmediği, üretim amacına uygunluğunun belirlenmediği, raporda üretim şevlerinin şev açıları için önerilen yaklaşımların sahada üretim yapılacak kayaçların kütle özellikleri göz önüne alınmadan genelleme ile belirtildiği, sonuç olarak, yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda üretime geçilmeden önce sahada kapsamlı bir jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik çalışma sonuçlarını içeren bir ÇED raporu hazırlanmasının doğru olacağı,

4.5. DAVAYA KONU İŞLEMİN MADEN MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

…Yapılan hesaplamada en yüksek titreşim hızının 0,113 mm/s olarak bulunduğu, Yönetmelikte 1 Hz frekansa sahip dalgalar için 5 mm/s titreşim hızının aşılmaması şartını getirdiğinden ve hesaplanan 0,113 mm/s değeri yönetmeliğin izin verdiği değerden düşük olduğundan proje alanı sınırlarına en yakın hanede eşik düzeyde hasar oluşmayacağı, üretim yapılacak poligon alanlarına ait açık işletme basamak kesitlerinin şekil 4.5.2’de verildiği, kesitler üzerinde görüldüğü üzere genel şev açılarının yüksek olduğu, ayrıca projede açık ocak madenciliği yamaç madenciliği olarak da yürütüleceği için basamak ve genel şev açılarının belirlenmesinin oldukça önemli olduğu, bu amaçla proje dosyasında ayrıntılı yüzey jeolojisi çalışması (özellikle süreksizlik düzlemleri ve yönelimleri) yapılmadığının görüldüğü, buna bağlı şev stabilite analizlerininde yapılmadığı, bunun önemli bir eksiklik olduğu, sonuç olarak, açık işletme üretim geometrisinin belirlenmesinde gerekli mühendislik çalışmalarının eksikliği ve şev stabilite analizlerinin yapılmamış olması dikkate alındığında açık ocak üretiminden kaynaklanabilecek risk ve etkilerin PTD ile belirlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle “ÇED gerekli değildir” kararanın uygun olmadığı,

5.SONUÇ

Yukarıdaki belirtilen tüm inceleme ve değerlendirmeler çerçevesinde re’sen atanan bilirkişi kurulunca, Aydın İli, Kuyucak İlçesi, İğdecik Mahallesi Mevkiinde ….A.Ş. tarafından yapılması planlanan 201900632 ruhsat numaralı Feldispat ocağı projesi ile ilgili olarak davalı idarece verilen ”Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının proje bölgesi özelinde incelendiğinde;

•          Biyoloji Bilimi açısından uygun olmadığı, 

•          Çevre Mühendisliği açısından uygun olmadığı, 

•          Kimya Mühendisliği açısından uygun olmadığı, 

•          Jeoloji Mühendisliği açısından uygun olmadığı, 

•          Maden Mühendisliği açısından uygun olmadığı, 

Yukarıdaki hususlar göz önünde bulundurulduğunda bilirkişi kurulunca dava konusu 201900632 ruhsat numaralı feldispat ocağı projesi ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliği’nin 17. maddesi gereğince 201900632 ruhsat numaralı Feldispat Ocağı Projesi’ne Aydın Valiliği’nce verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararının uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde görüş bildirildiği görülmüş, bilirkişi raporuna yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan tespit ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, raporda belirtildiği üzere dava konusu çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararının; proje tanıtım dosyasında (PTD) yer alan önlem veya tedbirlerin bilimsel olarak bir çalışmaya dayandırılmadığı, söz konusu proje tanıtım dosyasının yapılacak faaliyetin bitki ve hayvan çeşitliğini yeterince ortaya koymadığı, ayrıca alınacak önlem ve tedbirlerin yeterli bilimsel temele dayandırılmadığı, proje alanı içinde zeytinlik ve mezarlık vasıflı taşınmazların bulunduğu, Aydın Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 24.02.2021 tarihli yazısında revize talebi bulunduğu ve yeni değerlendirme yapılacağının belirtildiği, ancak PTD’de bu konuda bir görüş bulunmadığı, kurum görüşlerinin yetersiz ve eksik olduğu, bölgenin tarım alanlarının su kaynaklarına ihtiyaç duyması ve projenin olası etkileri dikkate alındığında anılan risk ve etkilerin PTD ile belirlenmesinin mümkün olmadığı, yerleşim bölgesine yakın ve tarım arazilerinde kullanılacak olan ANFO patlayıcının kullanımı ve depolanması ile ilgili detayların Proje tanıtım dosyasında bulunmadığı ve feldispat ocağının işletilmesi sırasında çevreye ve ekolojik dengeye kümülatif etkisinin PTD’de yeterli değerlendirilmediği ve bu risklerin göz ardı edildiği, kapsamlı bir jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik modelleme çalışması yapılmadığı, sahada bulunduğu belirtilen cevherin mineralojik ve kimyasal özeliklerinin tespit edilmediği, üretim amacına uygunluğunun belirlenmediği, raporda üretim şevlerinin şev açıları için önerilen yaklaşımların sahada üretim yapılacak kayaçların kütle özellikleri göz önüne alınmadan genelleme ile belirtildiği, açık işletme üretim geometrisinin belirlenmesinde gerekli mühendislik çalışmalarının eksikliği ve şev stabilite analizlerinin yapılmamış olması dikkate alındığında açık ocak üretiminden kaynaklanabilecek risk ve etkilerin PTD ile belirlenmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 9.935,70 TL  yargılama giderinin ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin isteği halinde derhal, aksi halde kararın kesinleşmesinden sonra re’sen aidiyetine göre taraflara iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 16/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir