Anayasa Mahkemesi yükseköğrenim kredilerinin birden fazla taksiti ödenmediğinde borcun tamamının muaccel olmasını öngören kuralın iptaline karar verdi

Anayasa Mahkemesi 8/9/2022 tarihinde E.2022/67 numaralı dosyada, 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…tekrarında ise tamamı…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralda, 351 sayılı Kanun kapsamında yararlanılan yükseköğrenim kredilerinin birden fazla taksitinin zamanında ödenmemesi durumunda alacağın tamamının muaccel olması öngörülmektedir.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında özetle; iki taksitin geciktirilmesi durumunda borcun tamamının muaccel hâle gelmesinin ölçülülük ilkesiyle bağdaşmadığı, öğrenim kredisinin eğitim hakkından yararlanabilmek amacıyla kullanıldığı, Türkiye İstatistik Kurumunun üretim fiyatları endeksine göre güncellenen bu kredi borcuna ayrıca gecikme zammı uygulanmasının idare karşısında güçsüz konumda bulunan bireyleri zor duruma düşüreceği, bu durumun sosyal devlet ilkesini ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

6183 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, yargılama masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı ve gecikme faizi gibi feri kamu alacakları ile aynı idarelerin sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden doğanlar dışında kalan ve kamu hizmetlerinin yürütülmesinden kaynaklanan diğer alacakları ve bunların takip masrafları bu Kanun’a göre tahsil edilmektedir. 

Anılan Kanun’un “Taksitlerin süresinde ödenmemesi” başlıklı 38. maddesinde, “Taksitle ödenmesi gereken âmme alacağının taksitleri vâdesinde ödenmezse alacağın tamamı muaccel olur. / Haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce paraya çevirme tarihine kadar yapılan takip giderleri, gecikme zamları ve varsa cezaları alacağın tamamım muaccel kılan taksitle beraber rıza ile ödendiği takdirde diğer taksitler asıl ödeme sürelerinde tahsil olunur.” hükmü yer almakta iken bu hüküm 4369 sayılı Kanun’un 82. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklara ilişkin taksitlerin vadesinde ödenmemesi durumunda tüm taksitler muaccel hâle gelmemekte, sadece vadesi geçen alacaklar için gecikme zammı ve cebri tahsil işlemleri uygulanmaktadır.

Anayasa’nın 42. maddesi kapsamında maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri için destek sağlamakla yükümlü olan devlet, yeterlikleri ve ihtiyaçları tespit edilen öğrencilere kredi sağlamaktadır. Kural da bu kredilerin birden fazla taksitinin ödenmemesi durumunda tüm borcun muaccel hâle gelmesini, başka bir deyişle tüm borcun vade tarihi beklenmeksizin tahsilini düzenlemektedir. 6183 sayılı Kanun’a tabi diğer alacaklar açısından taksitlerin ödenmemesi durumunda borcun tamamı muaccel hâle gelmemekte, borç vade tarihinde gecikme zammı ile birlikte tahsil edilmektedir. Bu yönüyle 6183 sayılı Kanun’a tabi diğer alacaklar açısından söz konusu müdahale aracı kullanılmazken eğitimi destekleme yönünden sosyal yanı ağır basan bir alacakta böylesine ağır bir tedbirle meşru amaca ulaşılmaya çalışılmasının son çare ve bu amaca ulaşmak için gerekli olduğu söylenemez.

Bununla birlikte birden fazla taksitin ödenmemesi durumunda borcun muaccel hâle gelmesi yanında borç 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edildiğinden vadesi dolan taksitlerin gecikme zammı ile birlikte ödenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda birden fazla taksiti ödenmeyen borcun sürüncemede kalmaması için borcun tamamının ivedilik kazanmasının kamu yararının sağlanmasına yönelik amacın gerçekleştirilmesi için tek araç olduğu söylenemez. Dolayısıyla anılan meşru amacın gerçekleştirilmesi açısından seçilen araçlar değerlendirilirken borcun gecikme zammı ile birlikte tahsili sayesinde alacağın zamanında tahsil edilmemesi nedeniyle uğranılan zararların giderildiğinin ve ek maliyetle karşılaştıklarından borçluların borcu zamanında ödemek durumunda kaldığının, bu aracın söz konusu amacın gerçekleştirilmesi açısından yeterli olduğunun da gözönünde bulundurulması gerekir. Bu itibarla kuralın “gereklilik” ölçütü ile bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. 

Kaynak:anayasa.gov.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir