Anayasa Mahkemesi tanığın çekinmesine dair bir değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilmesi nedeniyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar verdi

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 29/6/2021 tarihinde, A. E. (B. No: 2018/13415) başvurusunda, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucu, özel bir şirket (Şirket) aleyhine İş Mahkemesinde (Mahkeme) işe iade davası açmıştır. Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedileceği söylenerek üzerinde baskı kurulduğunu, kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek istifa etmek zorunda bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu aynı işyerinde çalışan H.U.nun tanık olarak dinlenmesini istediğini zira Şirket yetkililerinin kendisini istifaya zorladığı sırada H.U.nun da yanlarında bulunduğunu belirtmiştir.

H.U., yargılama sırasında Mahkemeye verdiği dilekçeyle davalı Şirkette direktör olduğunu, menfaat ihlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinmek istediğini belirtmiştir. Mahkemece H.U.nun çekinme talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış, H.U. tanık olarak dinlenmemiştir.  Mahkeme, iş akdinin başvurucunun isteğiyle sonlandırıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Başvurucu, Mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini reddetmiştir. Başvurucunun temyiz talebi üzerine Yargıtay hükmü onamış ve karar kesinleşmiştir.

İddialar 

Başvurucu, işe iade davasında gösterilen tanığın tanıklıktan çekinme talep etmesi üzerine bu talep incelenmeden ve tanık dinlenmeden davanın reddine karar verilmesi nedeniyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi 

Taraflarca gösterilen bir tanığın kanunda sayılan sınırlı şartları gerekçe göstererek tanıklıktan çekinmesi mümkün ise de çekinmenin kanunda sayılan haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı hususunda mahkemelerin değerlendirme yapması gerektiği açıktır. Özellikle bir tarafın iddiasını ispat etmede tanık tek ve belirleyici bir delilse bu gereklilik daha da önem arz etmektedir.

Somut olayda başvurucunun iddiasını ispat etmek üzere dosyaya bildirdiği tek tanığın, tanıklıktan çekinme talebinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve sonuçları hususunda Mahkemece değerlendirme yapılmaksızın doğrudan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Başvurucu tarafından dile getirildiği hâlde Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından da tanığın çekinmesine dair bir değerlendirme yapılmamıştır. Başvurucunun istifa dilekçesinin baskı altında imzalatıldığı ve gerçek iradesini yansıtmadığı iddiasını ispat etmede belirleyici delil olan tanığın çekinmesi, başvurucuyu aleyhindeki delillerin aksini ispat imkânı hususunda davalı işverene nazaran zayıf bir konuma düşürmüştür. Bu itibarla yargılama makamlarınca başvurucunun dezavantajlı durumunu gidermek için ilgili usul kurallarında öngörülen ve Yargıtay içtihadında da benimsenen şekilde dengeleyici imkânların sağlanması gerektiği hâlde bu yönde bir değerlendirme dahi yapılmamış olmasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Kaynak:Adaletbiz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir