Bugün Resmî Gazete’de yayınlanan 2019/74 E. 2020/29 K. 12/06/2020 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı’na göre,
İzmir 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi, sanık hakkında izinsiz çoğaltılmış ve bandrolsüz kitap sattığı iddiasıyla açılan ceza davasında itiraz konusu yapılan 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 143. maddesiyle değiştirilen “Haklara Tecavüzün Önlenmesi” 81. maddesinin 13. fıkrasının, Anayasa’nın 2., 10., 13 ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali için başvurdu. İlgili madde, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı görülerek OYÇOKLUĞUYLA iptal edildi.
Mahkemenin başvurusunda özetle, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 81. Maddesinin 4. fıkrasında, bandrol yükümlüsü ile bandrol yükümlüsü olmayan diğer kişilerin suçun faili olarak öngörülmesine karşın; itiraz konusu kuralda yalnızca bandrol yükümlüsünün suçun faili olarak düzenlendiği, bandrol yükümlülüğünün ihlal eden gerçek hak sahiplerinin aynı zamanda Kanun’un 71. maddesinin 1.fıkrasının 1 numaralı bendinde ifade edilen yayma hakkı dışındaki mali hakları da ihlal etmeleri halinde kuralla bu kişilere daha ağır ceza verilmesinin amaçlandığı, buna göre bandrol yükümlüsü olmayanın işlediği bandrolsüz yayma suçunun kural kapsamında bulunmadığı belirtilmiştir.
Yapılan bu tespitin ardından başvuru kararında, yayma hakkının ihlalinin 5846 Sayılı Kanun’un 71. maddenin 1. fıkrasının 1. bendinde, bu suçun nitelikli hali olan bandrolsüz yayma suçunun ise Kanun’un 81. maddesinin 4. fıkrasında düzenlendiği, kural kapsamında suçun nitelikli halinden açılan kamu davasında nitelikli halden ceza verilmesiyle yetinilmeyerek, suçun basit halinden zarar görenlerin yapacağı şikayet üzerine suçun basit halinden verilecek cezanın artırılması suretiyle ceza tayininin ölçüsüz olduğu, yalnızca bandrolsüz yayma suçu işlendiğinde verilecek cezanın söz konusu eylemin aynı zamanda yayma hakkını da ihlal etmesi durumunda verilecek cezadan daha fazla olmasının içtima kurallarına uygun olmadığı, bu durumun şikayet olmadığı takdirde daha fazla ceza alacak olan fail için af sonucunu doğurduğu, öte yandan aynı anda birden fazla mali hak sahibinin mali haklarının ihlal edildiği veya ayrı tarihlerde farklı mağdurlara karşı mali hakların ihlal edildiği durumlarda da daha az cezanın verilmesinin haksız olduğu ifade edilmiştir.
Ayrıca aynı fiil işlenmesine rağmen şikâyet ve kamu davasına katılma sebebiyle bir fail için para cezasının, diğer fail için hapis cezasının uygulanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 10., 13. Ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Başvuruyu ve iptali istenen ilgili kanun hükmünü inceleyen Anayasa Mahkemesi, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçundan farklı olarak manevi, mali veya bağlantılı hak sahiplerinin haklarına tecavüz suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi bulunduğundan itiraz konusu kural yalnızca hak sahibinin şikayetçi olması durumunda uygulama alanı bulabilecektir.
Bu durumda hak sahibinin hukuka aykırı fiil sebebiyle şikayetçi olmaması halinde fail hakkında bandrol yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle hapis ve adli para cezası birlikte uygulanacak iken, hak sahibinin şikayetçi olması durumunda itiraz konusu kural gereğince fail hakkında seçimlik olarak hapis veya adli para cezasına hükmedilebilecek; cezalar daha hafif olarak belirlenebilecektir. 71. maddenin 3. fıkrasındaki şartların gerçekleşmesi halinde ise failin cezasında indirim yapılması veya faile ceza vermekten vazgeçilmesi de mümkün olabilecektir.
Diğer yandan bandrol yükümlülüğüne aykırı fiilin, eser üzerinde hak sahibi olan kişiler tarafından da işlenmesi mümkündür. Bandrol yükümlülüğüne aykırı fiilin manevi, mali ve bağlantılı haklara tecavüz suçu ile birlikte işlenmesi hali ise ağırlıklı olarak eserle hiçbir ilişkisi bulunmayan kişiler yönünden söz konusu olacaktır.
Eserle hiçbir ilişkisi bulunmayan kişinin fikri mülkiyet alanında ihlal edilen hukuki değerler yönünden fiilinin niteliği, eser üzerinde hak sahibi olan kişininkinden daha ağır, eserle hiçbir ilişkisi bulunmayan kişilerin ise daha hafif cezalandırılmasına sebebiyet verebilecektir. Bu itibarla suç ile ceza arasında adil bir denge oluşturamayan kural, yarattığı etki ve sonuçlar itibarıyla ölçülülük ilkesine aykırıdır.
Bu durumda suçtan zarar görenin tatmini sağlanamayacağı gibi şikâyet hakkının kullanılması, fiilin yarattığı etkinin daha yoğun olduğunu göstermesine rağmen failin daha lehine bir hukuki sonuç doğuracak ve şikâyet olmasa idi hükmedilecek cezadan daha hafif bir cezanın verilmesine veya belirli durumlarda ceza vermekten vazgeçilmesine sebebiyet verecektir.
Açıklanan nedenlerle ilgili madde Anayasa’nın 2. maddesine aykırı görülerek OYÇOKLUĞUYLA iptal edilmiştir.
–– Anayasa Mahkemesinin 12/6/2020 Tarihli ve E: 2019/74, K: 2020/29 Sayılı Kararı
Haberi Hazırlayan:Stj.Av.İlay Ecemiş