Anayasa Mahkemesi kişisel sosyal medya hesabından üniversite yönetimi hakkında bir takım iddialar paylaşan öğrencinin disiplin cezası almasını eğitim hakkının ihlali kabul etti

Anayasa Mahkemesi 2018/20182 başvuru sayılı, 14.09.2021 tarihli kararı ile  Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisinin şahsi Facebook hesabında Sol Haber Portalı adlı haber sitesinde yayımlanan ‘’Yıldız Teknik Üniversitesi’ni (M.) mi yönetiyor’’ başlıklı haberi yorumsuz olarak paylaşması üzerine disiplin soruşturması açılarak yükseköğretim kurumu personelinin kurum içinde ya da dışında şeref ve haysiyetini zedeleyen eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle bir haftalık disiplin cezası verilmesi üzerine eylemin halihazırda erişime açık olan herhangi bir ceza veya hukuk davasına konu olmayan bir haberin yorum yapılmadan paylaşılmasından ibaret olduğu iddiasıyla idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesine dava açılmıştır.

İstanbul 11. İdare Mahkemesi haber sitesinde yer alan haberi yorum yapmadan paylaştığını vurgulayarak muhatabın şeref ve haysiyetini zedeleyecek mahiyette olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdare Dava Dairesi Üniversite Rektörlüğünün istinaf başvurusunu kabul ederek mahkemenin kararını kaldırmış, iftira unsuru taşıyan karalayıcı haberi şahsi sosyal medya hesabında paylaşmasını kişilerin şeref ve haysiyetini zedeleyecek mahiyette olduğunu, verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık görülmediği sonucuna ulaşması üzerine öğrenci bireysel başvuruda bulunmuştur.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararda; eylemin başvurucunun üniversite dışındaki özel alanında gerçekleştiğini, öğrencilerin okul dışındaki ifade ve eylemlerine disiplin amacıyla müdahalenin oldukça dar olduğunu, idare ve mahkemelerin üniversite öğrencilerine verilecek disiplin cezalarına ilişkin kararlarında müdahaleye konu eylemin eğitim kurumunun düzeninde olası veya mevcut olumsuz etkiyi mutlaka göstermesi gerektiğini, eğitimin derecesi arttıkça öğrencinin ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin azaldığına özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen üniversitelerde farklı düşüncelere sahip öğrencilerine daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerektiği ifade etmiştir. Disiplin cezasının zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşılamadığı, amaca ulaşmak bakımından orantılı olmadığını, dairenin ileri sürdüğü gerekçelerin başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemeyeceğine, Anayasa’nın 42. Maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkını ihlal edildiğine karar vermiştir.

Yayına hazırlayan:Stj.Av.Ayşegül Karaçam

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir