Yargıtay, zararın iştirak halinde olan diğer sanık tarafından karşılanması durumunda, diğer sanığın bu duruma karşı duruş sergilememesi halinde, her iki sanığın da etkin pişmanlıktan yararlanması gerektiğine hükmetti.
Karara konu olayda, iki sanıktan birisi müştekinin tüm zararını karşılamış, müşteki de herhangi bir zararı kalmadığını beyan etmiştir. Diğer sanık ise etkin pişmanlık hakkında herhangi bir beyanda bulunmamış, bu durumu kabul edip etmeme konusunda bir irade belirtmemiştir. Mahkeme ise diğer sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerini uygulamamıştır.
Yargıtay, etkin pişmanlık uygulanması için sanığın pişmanlık göstermesi gerekse de, bu pişmanlığın mutlaka sözle ifade edilme zorunluluğu bulunmadığını, sanığın karşı duruş sergilememesinin de etkin pişmanlık için yeterli olduğunu ifade ederek, kararın bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay karar içerisinde bu durumu şu şekilde gerekçelendirmiştir;
“…ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26/02/2019 tarih, 2017/6-120, 2019/135 sayılı kararında açıklandığı şekliyle; zararın iştirak halinde olan diğer sanık tarafından karşılandığı, bu durumda artık giderilmesi gereken bir zarar bulunmadığı, dolayısıyla sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması için “iade ve tazmin” şartının gerçekleştiği, etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için ayrıca sanığın pişmanlık göstermesinin gerektiği ancak pişmanlığın mutlaka sözle ifade edilmesi zorunluluğu bulunmayıp davranışlar yoluyla da gösterilebileceği; yine sanığın karşı duruş sergilememesi koşuluyla, suç nedeniyle meydana gelen zararın, sanık adına, üçüncü kişilerce giderilmesi hâlinde de sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği göz önünde bulundurulduğunda, sanığın zararın giderilmesine yönelik karşı duruş sergilediğine yönelik dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmaması karşısında, sanık hakkında da TCK’nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği…”
Yargıtay
15. Ceza Dairesi
Esas :2020/432
Karar :2020/2102
Tarih :17.02.2020
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanık hakkında TCK’nın 158/1-L son, 158/3, 62/2, 52/2-4, 53/1-3, 63 maddeleri gereğince kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesi ile esastan reddine
Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü hakkında sanık müdafi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasından sonra, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi tarafından başvurunun esastan reddine dair kurulan hükmün sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanı arayarak kendisini polis ve Cumhuriyet savcısı olarak tanıtan kişinin, operasyon yaptıklarını, bu nedenle katılanın evinde bulunan parayı alıp seri numaralarına bakacaklarını söylediği, bu kişiye inanan katılanın önce 30.000 TL, aynı gün birkaç saat sonra ise 45.000 TL parayı yaşı küçük olması nedeniyle davası tefrik edilmiş olan …’e teslim ettiği, … ile olay günü yanında bulunduğu tespit edilen ve yaşı küçük olması nedeniyle davası tefrik edilmiş olan …’ün yakalandıkları, suça sürüklenen çocukların ifadelerinde, kendilerine bu işi sanık … ile temyiz dışı sanık …’in verdiğini beyan ettikleri, bu suretle sanığın, suça sürüklenen çocuklar ve temyiz dışı sanık … ile iştirak halinde katılana yönelik nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Katılan ifadesi, suça sürüklenen çocuklar … ve … beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İştirak halinde suç işledikleri dosya kapsamı ile sabit olan temyiz dışı sanık … tarafından, 06/05/2019 tarihinde katılanın tüm zararının ödenmesi nedeniyle, katılan vekilinin herhangi bir zararları kalmadığını beyan ettiği, mahkeme tarafından sanık … hakkında TCK’nın 168/2. maddesi gereğince etkin pişmanlık nedeniyle cezada indirim uyguladığı ancak etkin pişmanlık hükümlerinin sanık … hakkında uygulanmamasına karar verildiği, ayrıntıları Yargıtay Ceza Gnel Kurulu’nun 26/02/2019 tarih, 2017/6-120, 2019/135 sayılı kararında açıklandığı şekliyle; zararın iştirak halinde olan diğer sanık tarafından karşılandığı, bu durumda artık giderilmesi gereken bir zarar bulunmadığı, dolayısıyla sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması için “iade ve tazmin” şartının gerçekleştiği, etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için ayrıca sanığın pişmanlık göstermesinin gerektiği ancak pişmanlığın mutlaka sözle ifade edilmesi zorunluluğu bulunmayıp davranışlar yoluyla da gösterilebileceği; yine sanığın karşı duruş sergilememesi koşuluyla, suç nedeniyle meydana gelen zararın, sanık adına, üçüncü kişilerce giderilmesi hâlinde de sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği göz önünde bulundurulduğunda, sanığın zararın giderilmesine yönelik karşı duruş sergilediğine yönelik dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmaması karşısında, sanık hakkında da TCK’nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği anlaşılmakla, sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair hükmün 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak :Lexpera

