Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 16. Ceza Dairesinin “Paralel Yapı” soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen eski hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer’e”ByLock” kullanımını da gerekçe yaparak “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından 10’ar yıl hapis cezası veren kararını onadı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargıladığı Başer ve Özçelik’i bu yıl Nisan ayında tamamlanan duruşmalar sonunda 10’ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Başer ve Özçelik, dairenin kararına itiraz ederek, dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna taşıdı.
25.09.2017 günü, henüz Yargıtay Ceza Genel Kurulu dosya ile ilgili görüşünü açıklamadan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, karar ile ilgili şu şekilde beyanda bulundu. “Bylock ile ilgili terör örgütü olmaya yeterli delil olarak Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği karar var. Bugünlerde Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu kararı, temyiz incelemesi sonucu karara bağlayacak. Bu kararın önemi, Bylock’un terör örgütü mensuplarının kullandığı, terör örgütü üyesi olmaya yeter bir delil anlamında nitelik ihtiva etmesi.”
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay 16. Ağır Ceza Dairesi’nin Hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer hakkında verdiği 10’ar yıl cezayı az bularak, tenkitli onandı. 18. Ceza Daire Başkanı Hamdi Yaver Aktan başkanlığında toplanan ceza genel kurulu kararında bylock kullanmanın FETÖ üyeliği için yeterli delil olduğuna da karar verdi.
Bu karardan hangi sonuçlar çıktı;
1-25.09.2017 günü, henüz Yargıtay Ceza Genel Kurulu dosya ile ilgili kararını açıklamadan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün kararını açıklaması şüphe ve dikkat çekicidir.
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı ile Bylock kullanmanın FETÖ üyeliği için yeterli delil olduğuna da karar verdi. Yani artık ceza vermek için mahkemelerin, Bylock içeriklerini araştırılması gerekmeyecek. Hoş son zamanlarda birçok Ağır Ceza Mahkemesi içeriklerin araştırılmasından vazgeçerek ceza verdi.
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bu kararı ile evrensel hukuk normlarına göre adil yargılayarak ceza verebilme ihtimalini kaçırdı. Aslında 15 Temmuz sonrasında gerçekleştirilen FETÖ/PDY soruşturması ve yargılamasında, iddianamelerde yer alan en ciddi, elle tutulur iddia Bylocktu. Telefon hattında Bylock çıkan şüphelilerin, adil yargılanma hakkı sağlanarak, Bylock içerikleri araştırılarak, gelen diyologlara göre karar verilebilseydi, evrensel hukuk normları karşısında türk yargısının söyleyebileceği birşeyler olabilirdi.
4-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bu kararı ile telefon hattında Bylock kaydı olan şüpheliler için, türk yargısı önünde aklanma ihtimali kalmamıştır. Ağır Ceza Mahkemeleri, otomatik olarak telefon hattında Bylock yüklü olan herkese örgüt üyeliğinden ceza verecektir. Bu anlamda Bylock’tan yargılanan şüpheliler AİHM sürecini bekleyecek ve savunma ve hazırlıklarını ona göre yapacaklardır.
5-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararı sonucunda verilen cezanın az bulunarak bozulması sonucu ilgili daire yeniden yargılama yapacaktır. Bunun anlamı ne? Bu karar ile Yargıtay 16.Ceza Dairesi yeniden yargılama yaparak karar verecek. Yani Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı ile ortada kesinleşmiş bir yargı kararı olmayacak. Dolayısıyla da Anayasa Mahkemesi ve AİHM süreci başlayamayacak.
Fakat bu kararla Ceza Genel Kurulu, Ağır Ceza Mahkemeleri’nin Bylock isnadı ile suçlanan herkese, içeriklerini araştırmadan ceza verme yolunu açtı.
6-Türk yargı sistemi içinde görev alan hukukçular, FETÖ/PDY dosyalarının yargılaması sırasında evrensel hukuk normlarıyla, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bu kararı arasında gidip gelecektir.