RS FM’de yayınlanan Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle programına konuk olan Prof. Dr. Adem Sözüer, “Örgütlü olarak eroin kaçakçılığı da affedilecek. Buna karşılık 18-19 yaşında bir kişi bir örgüte üye olmuş. Kişiyi yaralama vesaire hiçbir şey yapmamış. Ama bunu kader mahkumu diye affetmezken örgütlü eroin kaçakçısını affedeceksiniz” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Nisan ayından yaptığı erken seçim çağrısından sonra ses getiren bir diğer açıklaması da af çıkarılması yönünde oldu. Bahçeli, “Çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK’lılar, FETÖ’cüler hariç olmak üzere” ‘kader mahkumlarına’ af getirilmesinin düşünülmesi gerektiğini belirterek, “Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz gibi kardeşlerimizi çürümeye terk etmek ne kadar adildir?” demişti.
Bahçeli’nin açıklamasının ardından 24 Haziran seçimlerine yaklaşılırken, iktidar kanadı af çıkarılması yönünde bir çalışma olmadığını duyurdu. İktidar kanadından gelen açıklamanın ardından af tartışması seçim sürecinde ve sonrasında sık sık gündeme gelse de, bir düzenleme yapılmadı.
Bahçeli’nin çağrısı, 24 Haziran seçimlerinde ortaklık kurdukları iktidar kanadında olumlu yanıt bulmasa da, MHP’nin af teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunmaya hazırlandığına ilişkin gelişmeler yaşanıyor. Öte yandan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bugün partisinin MKYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, af konusunun gündemlerinde olmadığını dile getirdi.
‘SÜREKLİ AF ÇIKARILIYOR’
Şu an yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu’nu hazırlayan komisyonda yer alan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, RS FM’de yayınlanan Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle programına konuk olarak, af tartışmasını değerlendirdi.
“Af tartışılıyor demek doğru değil, sürekli af çıkarılıyor zaten. En son af 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrasında çıkarılan KHK ile yapıldı. Cezaevleri doluydu, cezaevlerinde yer açılsın diye yapıldı. Bunun dışında denetimli serbestlik süreleri de af etkisi olacak şekilde değiştirildi.” diyerek sözlerine başlayan Prof. Sözüer, “Mevcut uygulamaları da aşan yeni bir af yapılmak isteniyor. Şöyle bir sorun ortaya çıkıyor: Bu uygulamaların sonucu ne oluyor? Toplumda suç işleyenlerin yanına kar kalıyor diye bir düşünce hakim oluyor. İkincisi hiç kimsenin hak ettiği cezayı infaz edilmediğini görülünce cezaların caydırıcılığı olmuyor.” diye konuştu.
‘DOLDUR BOŞALT SİSTEMİ’
Sözüer, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu şekilde cezaları etkisiz hale getirdikten sonra da cinayet veya sarsıcı bir suç işlendiğinde herkes ayağa kalkıyor. İdam isteniyor, cezalar arttırılsın deniyor. Hatta ilginç yanı; bu aflarla cezaevleri boşaltılırken bir yandan da cezalar arttırılmaktadır. Ama uygulamadığınız cezaları neden arttırıyorsunuz. Biz buna doldur boşalt istemi diyoruz. Buna son vermek için Türkiye’de bir ceza hukuku reformu yapıldı. Bu reform, ‘kişiyi adil yargıla, işlediği suçtan dolayı kusuruyla ağırlıklı olarak hak ettiği cezayı ver ve bu cezayı etkili olarak infaz et’ diyordu. Ancak böyle bir ceza politikası uygularsanız hem caydırıcılığı hem adaleti sağlamış olursunuz.”
‘KADINLARI ÖLDÜREN AFFEDİLMEYECEK, ÇOCUKLARI ERKEKLERİ ÖLDÜREN AFFEDİLECEK’
Affın çıkarılması halinde mağdurlar üzerinde olabilecek yansımalarına dikkat çeken Sözüer, “Mağdurları düşünün. Mağdurları kimse düşünmüyor. Yeni tartışılan afta mesela kadın cinayetleri affedilmeyecek deniyor ama erkekleri, çocukları öldürenler neden affedilecek. Af eşitlik ilkesine aykırı şekilde yapılması mağdurları daha da mağdur ediyor.” dedi.
‘EROİN KAÇAKÇISI AFFEDİLECEK, 18 YAŞINDA ÖRGÜTE ÜYE OLUP SUÇA KARIŞMAYAN AFFEDİLMEYECEK’
Hapishaneye giren kişiler için söylenen ‘kader mahkümu’ sözünün yanlış olduğunu savunan Prof. Sözüer, “Kader mahkumu başlı başına yanlış bir söz. Aslında ceza sorumluluğu ilkesine aykırı. Bu her suç için geçerli olabilir. Halk arasında kullanılabilir. Ama siyasetçiler yanlış kullanıyor.” derken, af kapsamına alınabilecek suçlulara ilişkin verdiği örneklerle, affın suç ve ceza politikasına aykırı olduğunun altını çizdi. Sözüer, şu ifadeleri kullandı:
“Örgütlü olarak eroin kaçakçılığı da affedilecek. Bu nasıl kader mahkumluğu oluyor? Buna karşılık 18-19 yaşında bir kişi bir örgüte üye olmuş. Kişiyi yaralama vesaire hiçbir şey yapmamış. Ama bunu kader mahkumu diye affetmezken örgütlü eroin kaçakçısını affedeceksiniz. Kişi bir suç örgütü kurmuş 8 kişi öldürmüş, bunu da affedeceksiniz. Neresi kader mahkumu? Bu da bir ayrımcılık, ötekileştirmek. Bunların hepsi suç ve ceza politikasına aykırıdır.”
‘ADALET DÜŞÜNCESİ NE KADAR ZEDELENMİŞ’
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin toplumun tüm kesimleri tarafından tepki gördüğünü söyleyen Sözüer, “Mesela sağlık çalışanlarına karşı şiddet diyoruz. Öldürülen hekimler var. Hem bundan şikayet ediyoruz hem de bu insanları öldürenleri affedeceksiniz. Adalet düşüncesi ne kadar zedelenmiş.” şeklinde konuştu.
‘VATANDAŞ AFFIN BİRİLERİNİ KURTARMAK İÇİN ÇIKARILDIĞINI DÜŞÜNÜR, AĞIRLAŞTIRILAN CEZALARIN BİR ETKİSİ OLMAZ’
Vatandaşın affı birilerinin kurtulması için çıkarıldığı düşüncesine kapılacağını ifade eden Sözüer, “Sonra siz ne kadar cezaları ağırlaştırsanız da hiçbir etkisi olmaz, olmuyor da. Türkiye bunu çok denedi. Herkes biliyor ki nasılsa af çıkar. Böyle bir ülkedeki zihniyette kimse kanun hakimiyetine inanmaz. Kanunları adliyeyle polisle ayakta tutamazsınız. Asıl olan halkın inanmasıdır. Aflarla bunu yıkarsanız ne adliye yeter ne kolluk ne ceza.” dedi.
‘BAZEN TOPLUMDA YENİ BİR SAYFA AÇALIM DENİR’
Affın hangi durumlarda çıkarılabileceğine de değinen Sözüer, “Bazen toplumda yeni bir sayfa açalım denir. Çalkantı dönemi, iç karışıklık olmuştur. Toplumsal barışı sağlamak için bir af olabilir. O zaman toplum kesimleri bir araya gelir, uzlaşma olur ve mağdurların da zararlarını giderici bir takım imkanlar sağlanır. Dolayısıyla çok geniş bir toplumsal onay olur. Türkiye böyle bir durumdaysa olabilir. Adalet, eşitlik ilkesini uygularsa olabilir. Daha baştan af dememek için onu diyelim bu diyelim.” dedi.
‘BİLE BİLE LADES DEYİP TOPU AYM’YE ATMANIN BİR MANASI YOK’
2000 yılında DSP MHP ANAP koalisyon hükümeti döneminde ‘Rahşan Affı’ olarak hafızalarda yer eden affa değinen Sözüer, “Anayasa Mahkemesi en son Rahşan affında dedi ki siz ne derseniz deyin eğer eşitlik ilkesine aykırıysa ben iptal ederim dedi. Politikacıların şöyle bir yöntemi var: Onu bunu affetmeyeceğiz diyerek kamuoyunun tepkisini önlemek isterler ama bilirler ki Anayasa Mahkemesi bunu iptal edip genişletecektir. Bile bile lades deyip topu Anayasa Mahkemesi’ne atmanın bir manası yok.” diye konuştu.
‘TÜRKİYE AFFI TOPLUMSAL BARIŞ İÇİN GEREKLİ GÖRÜYORSA…’
Prof. Adem Sözüer, çıkarılması yönünde talebin bulunduğu affa ilişkin görüşlerini şu ifadelerle noktaladı:
“Bu tür aflar eşitliğe aykırı, ötekileştirici. Bu tür aflar sadece zarar vermişlerdir, yine verecektir. O halde Türkiye gerçekten bir af yapmak istiyorsa, bunu toplumsal barış için gerekli görüyorsa bunun üzerine ciddi olarak düşünmek lazım.”
Kaynak: sputniknews