Yargıtay vermiş olduğu kararda, kardeşin ihtiyacı için Türk Borçlar Kanunu’nun 351. maddesi uyarınca yeni malik sıfatıyla ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açılabileceğine karar verdi.
Yargıtay vermiş olduğu kararda bu durumu; “…Somut olayda; Davacı kardeşinin ihtiyacı için kiralanın tahliyesini istemiştir. TBK.nun 351. maddesinde, kanun gereği bakmakla yükümlü olunan kişiler için ihtiyaç sebebiyle dava açılabileceği belirtilmiş, TMK.nun 364. maddesinde ise kardeşlerin nafaka yükümlüsü olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle, TMK.nu hükümleri gereğince bakmakla yükümlü olunan kardeşin ihtiyacı için dava açılabileceği kabul edilmelidir…” şeklinde gerekçelendirmiştir.
Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
Esas :2014/12439
Karar :2014/12928
Tarih :24.11.2014
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, iktisap ve ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalının kiracı olduğu taşınmazı 10/01/2013 tarihinde satın aldığını, konut ihtiyacı içinde bulunan aile fertlerine söz konusu taşınmazı tahsis etmek istediğini, taşınmaza ihtiyacı olduğunun davalıya 04/02/2013 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, ihtarnamenin 05/02/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen tahliye etmediğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları, davacının kardeşinin eşinden boşandığını, dava konusu taşınmazda davacının kardeşinin oturacağını beyan etmişlerdir. Mahkemece, ihtiyaç iddiasının samimi olduğu ve halen devam ettiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 351. maddesinde “Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’unun 364/1. maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. “denilmektedir.
Somut olayda; Davacı kardeşinin ihtiyacı için kiralanın tahliyesini istemiştir. TBK.nun 351. maddesinde, kanun gereği bakmakla yükümlü olunan kişiler için ihtiyaç sebebiyle dava açılabileceği belirtilmiş, TMK.nun 364. maddesinde ise kardeşlerin nafaka yükümlüsü olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle, TMK.nu hükümleri gereğince bakmakla yükümlü olunan kardeşin ihtiyacı için dava açılabileceği kabul edilmelidir. Ancak, Mahkemece davacının kardeşi ihtiyaçlının, adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı davacının yardımına ve kiralanana ihtiyacı olup olmadığı üzerinde durulup gerekli araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak :Lexpera