Yargıtay, kambiyo senetlerine karşı öne sürülen irade bozukluğu iddiasının, tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabileceğine hükmetti.
Yargıtay karar içerisinde bu durumu; “Tehdit ve hile, tanık dahil her tür delil ile ispatlanabilir. Bu nedenle mahkemece tarafların gösterdiği tanıklar dinlenip, tanık beyanlarının içeriği de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Şeklinde ifade etmiştir.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi
Esas :2016/15814
Karar :2018/670
Tarih :15.02.2018
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine 300.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi yapıldığını, davacının davalıya bir borcunun bulunmadığını, ev hanımı olan davacının herhangi bir işte çalışmadığı gibi herhangi bir ticari iş ve faaliyetinin de olmadığını, böyle bir meblağı borçlanması için sebebi bulunmadığını, davalı tarafın ise asgari ücretle çalışmakta olduğunu, herhangi bir mal varlığı olmadığını, davalı tarafın senette belirtilen meblağı verecek ekonomik durumu olmadığını, senedin davacıdan tehdit ile alındığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya verilen borç karşılığında senedin alındığını belirterek, davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesi ve ceza davasında verdiği beyanları arasındaki çelişkiler, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile de taraflar arasında hukuki ilişki bulunduğunun sabit olduğu, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğu da nazarı dikkate alındığında davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, takibin durdurulması yönünde tedbir uygulanmadığı, bu bağlamda davalının herhangi bir zararı da söz konusu olmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde davaya konu bononun hile ve korkutma yoluyla alındığını ileri sürmüştür. Davacı buna dair delilleri arasında tanık listesini de dava dosyasına sunmuştur. Tehdit ve hile, tanık dahil her tür delil ile ispatlanabilir. Bu nedenle mahkemece tarafların gösterdiği tanıklar dinlenip, tanık beyanlarının içeriği de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak :Lexpera