İDDK, cezaevinde kendini asan hükümlünün ailesini haklı buldu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmaktayken kendini asmak suretiyle intihar etmiş olmasında idarenin ihmali bulunduğu gerekçesiyle toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmesini haklı buldu.Bu yönde ısrar eden ilk derece mahkemesi kararını onadı

İlk derece mahkemesi idareyi kusurlu bulmuştu.
Dava konusu uyuşmazlıkta müteveffanın psikolojik rahatsızlığının olduğu ve hastanenin psikiyatri servisine sevkine karar verildiği halde, müteveffanın durumunun acil olduğu fark edilmeyerek müşahede koğuşuna götürüldüğü, ilaçlarını içmediği ve . Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma esnasında müşahede nöbetçisi olan infaz koruma memurunun verdiği ifadesinde, ziyaretçisi gelirse kendisini öldürebileceği gerekçesiyle başında iki memurun bulunmasını istediği gibi psikolojisinin sağlıklı olmadığını gösterebilecek ifadeler kullandığı halde davalı idare görevlilerince bu sürecin fark edilmediği ve idarenin bu süreci engelleyebilecek önlemleri almadığı, cezaevi yönetiminin gözetimi ve denetimi altında bulunan hükümlülerin yaşama hakkının korunması konusundaki kamu hizmetinin kurulmasında, personel istihdamında ve hizmetin işleyişinde yeterli önlemi alamayarak, bu olayın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Danıştay 10. Daire: Hizmet kusuru yok
İdareye bağlı cezaevlerinde bulunan kişilerin sağlıklarından ve can güvenliklerinden idare sorumlu olmakla birlikte, somut olayda, hükümlü …’ın … Tipi Kapalı Cezaevine geldiği 19/12/2013 tarihinden, vefat ettiği 07/01/2014 tarihine kadar ceza infaz kurumunun psiko-sosyal servisinde görevli psikologlar ve sosyal çalışmacı ile toplam beş defa bireysel görüşme yapılmak suretiyle takibinin yapıldığı, bu görüşmeler sonucunda hükümlü …’ın … Tipi Kapalı Cezaevinde kaldığı süre boyunca intihar eğilimi göstermediği gibi intiharı ima edici herhangi bir söz ya da davranışının bulunmadığı, ayrıca 07/01/2014 tarihinde kurum doktoru tarafından muayenesi sonucunda psikiyatri polikliniğine sevkinin planlandığı, ancak sevk işlemi yapılamadan aynı gün intihar ettiği, dolayısıyla davalı idarenin söz konusu intihar eyleminin gerçekleşmesinde herhangi bir hizmet kusurunun bulunmamaktadır.

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/372
Karar No : 2024/1151

TEMYİZ EDEN (DAVALI): . Bakanlığı
VEKİLİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
1- .
2- .
3- .
4- .
5- .
VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU: . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:
Davacılar yakını .’ın . Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmaktayken 07/01/2014 tarihinde kendini asmak suretiyle intihar etmiş olmasında idarenin ihmali bulunduğu gerekçesiyle toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; dava konusu uyuşmazlıkta müteveffanın psikolojik rahatsızlığının olduğu ve hastanenin psikiyatri servisine sevkine karar verildiği halde, müteveffanın durumunun acil olduğu fark edilmeyerek müşahede koğuşuna götürüldüğü, ilaçlarını içmediği ve . Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma esnasında müşahede nöbetçisi olan infaz koruma memurunun verdiği ifadesinde, ziyaretçisi gelirse kendisini öldürebileceği gerekçesiyle başında iki memurun bulunmasını istediği gibi psikolojisinin sağlıklı olmadığını gösterebilecek ifadeler kullandığı halde davalı idare görevlilerince bu sürecin fark edilmediği ve idarenin bu süreci engelleyebilecek önlemleri almadığı, cezaevi yönetiminin gözetimi ve denetimi altında bulunan hükümlülerin yaşama hakkının korunması konusundaki kamu hizmetinin kurulmasında, personel istihdamında ve hizmetin işleyişinde yeterli önlemi alamayarak, bu olayın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, bu haliyle dava konusu olay nedeniyle yakınını kaybeden davacıların ağır bir elem ve üzüntü duyacağı açık olduğundan, duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa giderilmesi için davalı idarece, hizmet kusurunun yoğunluğu, olayın oluş şekli, zararın niteliği ve davacıların ilgiliye yakınlık derecesi dikkate alındığında takdiren; eşi …’a 20.000,00 TL, çocuklar …, …, …, …’ın her birine 5.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvurunun yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi, bu miktarı aşan tazminat talebinin ise reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 26/10/2020 tarih ve E:2015/3919, K:2020/4157 sayılı kararıyla;
. Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan ve davacıların yakını olan .’ın 07/01/2014 tarihinde kalmakta olduğu müşahade-1 nolu odada saat 13:20 sıralarında oda kapısının üst kısmında bulunan parmaklığa kendisine ait olan kışlık içlik olarak tarif edilen giysi ile asılı vaziyette ölü olarak bulunduğu, bunun üzerine davacılar tarafından 25/06/2014 tarihli dilekçe ile yakınlarının ölümünden davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle uğranılan zararlara karşılık olarak 200.000,00-TL manevi tazminatın taraflarına ödenmesi istemiyle başvurulduğu, bu talebin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işlemi ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, İdareye bağlı cezaevlerinde bulunan kişilerin sağlıklarından ve can güvenliklerinden idare sorumlu olmakla birlikte, somut olayda, hükümlü …’ın … Tipi Kapalı Cezaevine geldiği 19/12/2013 tarihinden, vefat ettiği 07/01/2014 tarihine kadar ceza infaz kurumunun psiko-sosyal servisinde görevli psikologlar ve sosyal çalışmacı ile toplam beş defa bireysel görüşme yapılmak suretiyle takibinin yapıldığı, bu görüşmeler sonucunda hükümlü …’ın … Tipi Kapalı Cezaevinde kaldığı süre boyunca intihar eğilimi göstermediği gibi intiharı ima edici herhangi bir söz ya da davranışının bulunmadığı, ayrıca 07/01/2014 tarihinde kurum doktoru tarafından muayenesi sonucunda psikiyatri polikliniğine sevkinin planlandığı, ancak sevk işlemi yapılamadan aynı gün intihar ettiği, dolayısıyla davalı idarenin söz konusu intihar eyleminin gerçekleşmesinde herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı,

Öte yandan, hükümlü …’ın intihar sonucu ölümü nedeniyle başlatılan soruşturma neticesinde Ünye Cumhuriyet Başsavcılığının . tarih ve . Soruşturma, . sayılı kararı ile özetle; hükümlünün üzerinden ve bulunduğu odanın karşısından yazılı kağıtlar ele geçirildiği, bu yazılarda akrabalarına hitaben vasiyetname ve tavsiye içerikli ibareler bulunduğu, …’ın psikolojik tedavi görüp görmediği, herhangi bir rahatsızlığı bulunup bulunmadığı yönünde cezaevine müzekkere yazıldığı, verilen cevabi yazıda; hükümlünün kapalı cezaevinde revir kaydının bulunduğu, ilaçlarını düzenli kullanmadığı, olaydan bir gün önce ilaçlarını kullanması için sağlık memurları tarafından yapılan uyarıyı reddederek ilaçlarını içmediği yönünde tutanak tutulduğu, soruşturma dosyası ve delillerin incelenmesi neticesinde; …’ın kendisini bulunduğu müşahede odasının demir parmaklarına giydiği içliğin bacak kısmını yırtarak ip yapmak suretiyle boynundan asıp hayatına son verdiği, müşahede nöbetçisi olan infaz koruma memurunun sık aralıklarla müşahede koğuşuna girdiğinin ve hükümlüleri kontrol ettiğinin görüldüğü ancak hükümlünün üzerinden ve hücresinden temin edilen yazılı kağıtlardan da anlaşılacağı üzere hükümlünün intihar etme kasıt ve niyetinde olduğu, planlayarak bu eylemi gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, kendisine verilen ilaçları içmeyi kabul etmediği, böylelikle hükümlünün ölümünde kusur izafe edilebilecek herhangi bir kurum görevlisi bulunmadığı anlaşılmakla, kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği,

Bu durumda, idarenin bakım ve koruma yükümlülüğünü yerine getirdiği, davacılar yakınının intihar ederek ölümü olayında davalı idareye atfedilebilecek herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı anlaşılmakla davacılara manevi tazminat ödenmesine hukuken imkan bulunmadığı,

Bu itibarla, davalı idarenin olayda hizmet kusuru bulunduğundan hareketle, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararının, davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının kısmen kabule ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, davacılar yakınının kendi yaşadığı buhran ve iç dünyasındaki bir sebepten dolayı intihar ettiğinin anlaşıldığı, mütevaffanın cezaevinde gözetim ve bakımı noktasında üzerine düşen yükümlülüklerin mevzuata uygun şekilde yerine getirildiği, dava konusu olayın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunmadığı, yapılan idari ve cezai soruşturmaların bu durumu açıkça ortaya koyduğu, idarenin gerçekleştirmiş olduğu hizmet ile ortaya çıkan olay arasında illiyet bağının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:
Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ .’IN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile Ordu İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kısmen kabulüne ilişkin . İdare Mahkemesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak:Memurlar.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir