İlk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilip, bozulmasından sonra, ‘cezayı aleyhe değiştirme’ yasağı gözetilmeden, önceki hükümde verilen hapis cezasından fazla miktarda cezaya hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
T.C.
Yargıtay
4. Ceza Dairesi
2018/4307 E. , 2021/11389 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/03/2013 tarihli, 2012/12-1515 esas ve 2013/102 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırları içinde kalan cezaların verildiği hükümlere karşı yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabileceği, somut olayda, Cumhuriyet savcısının temyiz istemi aleyhe olup, 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 3. fıkrasına göre; tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur düzenlemesi uyarınca tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında hapis cezası uygulanması gerekirken para cezasının uygulanması sureti ile yanılgılı uygulama sonucu cezanın kesinlik sınırı içinde kaldığı ve hükmün temyiz edilebilir bulunduğu anlaşılmakla dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir
Ancak;
1-Sanığın adli sicil kaydına yer alan ve tekerrüre esas alınan Küre Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/53 Esas ve 2012/33 Karar sayılı ilamında tehdit, hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğu, mahkemenin mala zarar verme ve hakaret suçlarından kurulan hükümleri tekerrüre esas aldığı, bu suçlardan kurulan hükümlerin karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması sebebiyle tekerrüre esas alınamayacağı, 5275 sayılı Kanun’un 108/2. maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren ve TCK’nın 106/1-1 cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan kurulan hükmün tekerrüre esas alınması gerektiği, bu suçun da hükümden önce yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alındığının( mala zarar verme suçunun da aynı Yasa uyarınca uzlaşma kapsamına alınmış olması nedeniyle CMK’nın 253/3 maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığının) anlaşılması karşısında, anılan hükme ilişkin, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre, tekerrür hükümlerinin ve seçenek yaptırımlardan hapis cezasının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirimesi gerektiği gözetilmeyerek yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-İlk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilip Dairemizce bozulmasından sonra, “cezayı aleyhe değiştirme” yasağı gözetilmeden, önceki hükümde verilen hapis cezasından fazla miktarda adli parasına hükmedilmesi suretiyle 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesine muhalefet edilmesi,
3-17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4-Kabule göre de;
a-5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği gözetilmeden, tehdit suçundan hükmolunan adli para cezası hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
b-Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken, TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri süresinin de belirlenmesi,
Kanuna aykırı ve o yer Cumhuriyet savcısının ileri sürdüğü nedenler yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Kaynak:Hukukihaber