Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2024 tarihli 2024/971 Esas 2024/4021 Karar sayılı kararı
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2024/971 E., 2024/4021 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu
SAYISI : 2023/17 E., 2024/1 K.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/1506 E., 2019/1468 K. sayılı kararıyla Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2023/1597 E., 2023/989 K. sayılı kararları arasında; arabuluculuk faaliyeti sonucunda düzenlenen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi taleplerinde, vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği, yargılama giderlerinin kimden tahsil edileceği konusunda uyuşmazlık bulunduğu belirtilerek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 12.02.2024 tarihli ve 2023/17 E., 2023/1 K. sayılı kararıyla; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararı arasında; arabuluculuk faaliyeti sonucunda düzenlenen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhinin verilmesi talebi ile açılan davanın, arabuluculuk faaliyetinin devamı niteliğinde olup olmadığı, çekişmesiz yargı işi niteliğindeki davada vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği, yargılama giderlerinden kimin sorumlu tutulacağı konusunda uyuşmazlık bulunduğu, arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi isteminin arabuluculuk faaliyetinin devamı niteliğinde olan söz konusu talebin çekişmesiz yargı işi olduğu, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilemeyeceği, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılacağı, Daireler arasındaki uyuşmazlığın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda giderilmesi yönündeki görüşüyle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 03.05.2023 tarihli ve 2023/1597 E., 2023/989 K. sayılı Kararı
Davacı tarafından 08.11.2022 tarihli arabuluculuk anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi amacıyla açılan davaya bakan Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlık konusunun arabuluculuğa ve içeriğinin cebri icraya elverişli olduğu gerekçesiyle arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesine, talep çekişmesiz yargı işi olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına dair verilen 01.03.2023 tarihli ve 2022/2634 E., 2023/316 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 6. Hukuk Dairesince; “…Somut olayda talep; arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesi istemine ilişkin olup, talep çekişmesiz yargı işi olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasında usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine…” kesin olmak üzere karar verilmiştir.
B. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 31.10.2019 tarihli ve 2023/1506 E., 2023/1468 K. sayılı Kararı
Davacı tarafından 11.06.2019 tarihli arabuluculuk anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi amacıyla açılan davaya bakan Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesince uyuşmazlık konusunun arabuluculuğa ve içeriğinin cebri icraya elverişli olduğu gerekçesiyle, Bursa Arabuluculuk Bürosunun 11.06.2019 tarihli ve 2019/16689 dosya numaralı arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesine, talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri takdirine yer olmadığına dair verilen 17.07.2019 tarihli ve 2019/1072 E., 2019/1289 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 4. Hukuk Dairesince; eldeki davada davalıya tebligat yapılmadan ve 6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesine aykırı olarak, hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmeden, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği, kabule göre de arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin davalarda haklı çıkan taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. kısım 1. bölüm (1-a) bendinde düzenlenmiş, duruşmasız olarak sonuçlandırılan “Görülmekte olan bir dava içinde olmamak koşulu ile ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, delillerin tespiti, icranın geri bırakılması, ödeme ve tevdii yeri belirlenmesi işleri için” öngörülen avukatlık ücretinin kıyasen uygulanması ve bu miktar kadar avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine dair, kesin olmak üzere karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlık; arabuluculuk faaliyeti sonrasında taraflara verilen anlaşma sonucunda düzenlenen belgeye icra edilebilirlik şerhi verilmesi taleplerinde, vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği ve bu ücretin dahil olduğu yargılama giderlerinin kimden tahsil edileceği noktasında toplanmaktadır.
B. İlgili Hukuk
1. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi,
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Kanun) “Arabuluculuğun sona ermesi” başlıklı 17 nci maddesi,
3. Aynı Kanun’un “Tarafların anlaşması” başlıklı 18 inci maddesi,
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerine hükmedilmesi” başlıklı 332 nci maddesi ile 388 inci maddesi.
C. Değerlendirme
1. 25.10.20017 tarihli ve 30221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi ile 6325 sayılı Kanun’un 18 inci maddesine eklenen dördüncü fıkrasında taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilâm niteliğinde belge sayılacağı hükme bağlanmaktadır. Madde gerekçesinde ise; “Bu düzenleme yapılırken 19.03.1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ‘Uzlaşma sağlama’ başlıklı 35/A maddesi dikkate alınmaktadır. Zira bu maddede ‘Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir.’ hükmü yer almaktadır. …”
2. Yine 7036 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile aynı maddeye eklenen beşinci fıkrası; “Arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılması halinde üzerinde anlaşılan hakkında açılan hususlarda dava açılamaz.” hükmü içermekte olup, madde gerekçesinde; “… 6325 sayılı Kanun’un 18 inci maddesine eklenen beşinci fıkra ile, arabulucu huzurunda anlaşılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı hüküm altına alınmaktadır. Anlaşılan hususların bilahare dava edilemeyeceği dikkate alındığında arabulucu tarafından düzenlenecek ve taraflar ve varsa temsilcileri veya avukatları tarafından imzalanacak anlaşma tutanağında ‘anlaşılan hususların’ net bir şekilde ortaya konulmasında zorunluluk bulunmaktadır. Örneğin işçi ve işveren tarafı kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti konusunda anlaştıklarında arabulucunun bu kalemleri ayrıca ve açıkça tutanağa bağlamasında fayda görülmektedir. Anlaşma tutanağının içeriğinden ‘anlaşılan hususlar’ net bir şekilde görülebilmeli ve bilahare dava açma yasağına tâbi olan bu hususlar tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça tespit edilebilmelidir. …” şeklindedir.
3. Arabuluculuk anlaşma tutanağının ilâm niteliğinde belge kabul edilmesi, “anlaşılan hususlarda taraflarca dava açılamaz” şeklindeki hüküm, 6325 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının gerekçesi ve 6325 sayılı Kanun’un Türkiye Büyük Millet Meclisinde 07.06.2012 tarihinde kabul edilen ilk metninde yer almayan 18 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının görülen ihtiyaç ve lüzum üzerine yaklaşık beş yıl sonra çıkarılan 7036 sayılı Kanun’un 24 ve 35 inci maddeleriyle Kanun’a eklenmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucunun açık iradesinin, arabulucu önünde konuşulup anlaşma tutanağına bağlanan hususların, arabuluculuk anlaşma tutanağı hukuken geçerliliğini yitirmeden hiçbir şartta dava konusu edilmesine müsade etmemek olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
4. Hiç kuşkusuz anlaşma tutanağındaki imzanın sahteliğinin veya taraflardan birisinin iradesinin fesada uğratılmış olduğunun veya arabuluculuk görüşmesinin usulüne uygun yapılmadığının tespiti durumunda, anlaşma tutanağının iptal edilmesi mümkündür ve iptal kararının kesinleşmesi ile birlikte yukarıda değinilen dava açma yasağı ortadan kalkacağından iptal edilen anlaşma tutanağındaki hususlar dava konusu edilebilecektir.
5. Yapılan bu açıklamalar ile yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda yer verilen kararların konusunu oluşturan arabuluculuk anlaşma belgelerinin, 6325 sayılı Kanun’un 18 inci maddesine eklenen dördüncü ve beşinci fıkraların yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlendiği, anılan Kanun’un 18 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince bu anlaşma belgelerinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde bulunduğu, icra edilebilirlik şerhinin ihtiyari olduğu, tutanakta bağlanan edimler yerine getirilmediğinde söz konusu anlaşma belgesi ilam niteliğinde olduğundan icraya koyulabileceği, icra edilebilirlik şerhi talebinin çekişmesiz yargı işi olması nedeniyle birbiriyle çekişme (uyuşmazlık) halinde olan iki tarafın bulunmadığı, bu nedenle Mahkemenin bu konuda verdiği kararda bir uyuşmazlığın çözümü söz konusu olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; anlaşma belgesine göre icra edilebilirlik şerhi verilmesi talebinde bulunan tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve buna bağlı olarak bu giderlere dahil olan vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
6. Bu itibarla, arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşmaya varması halinde düzenlenen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi başvurusunda bulunan taraf üzerinde, çekişmesiz yargı işine ait olan yargılama giderlerinin bırakılmasına, buna bağlı olarak başvuran taraf lehine bu giderlere dahil olan vekalet ücretine hükmedilmemesine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen kesin nitelikteki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin başvuruda talep eden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine,
2. Dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Kaynak:Hukukihaber
