Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 17/6/2021 tarihinde, H.K. (B. No: 2019/42944) başvurusunda, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvurucu, isminin Derin olarak tashih edilmesi talebiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi kapsamında Nüfus Müdürlüğüne karşı dava açmıştır.
Sosyal çevresinde isminin Derin olarak bilindiğini ve bu ismi kullandığını, trans bir birey olduğunu, resmî kayıtlardaki ismiyle farklılık olması nedeniyle güçlüklerle karşılaştığını ve henüz cinsiyet değişikliği ameliyatı olmamasının isim tashihi için engel oluşturmadığını ileri sürmüştür.
Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) davanın reddine hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde 4721 sayılı Kanun’un 40. maddesine dayanılmış ve Derin isminin bir kadın ismi olduğu, başvurucunun cinsiyet değişikliği ameliyatı olmadığı belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, başvurucunun istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.
İddialar
Başvurucu, isim değişikliği talebinin reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
4271 sayılı Kanun’un 27. maddesinde isim değişikliği davası açılabilmesi için haklı nedenlere dayanılması gerektiğinin hüküm altına alındığı ve cinsiyet değişikliği ameliyatı olunmasının bir şart olarak belirlenmediği hükme bağlanmıştır. Nitekim Yargıtay tarafından da haklı nedenlerin bulunması gerektiğine ilişkin koşulun ön plana çıkarıldığı görülmektedir.
Somut olayda derece mahkemeleri, başvurucunun isim değişikliği talebinde bulunabilmesi için cinsiyet değişikliği ameliyatı olmasının zorunlu olduğunu kabul etmiştir. Derece mahkemelerinin dayandığı 4271 sayılı Kanun’un 40. maddesi, cinsiyet değişikliği talebinin kabulüne ve cinsiyet değişikliği ameliyatının gerçekleşmesinin akabinde kişisel durum sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına ilişkin şartları düzenlemektedir. İsim değişikliği ile ilgisi bulunmayan bu kuralın uygulanması ve isim değişikliği talebinin reddine gerekçe yapılmasının bu konuda ilgili ve yeterli gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün görünmemektedir.
Ayrıca başvurucunun sosyal yaşantısına ilişkin olarak bilgiler verdiği ve isim değişikliğine ihtiyaç duyma nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulunduğu, isminin Derin olarak değiştirilmesini söz konusu açıklamaları doğrultusunda talep ettiği açıktır. Bu açıklamalara rağmen isim değişikliği için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığı hususunda konuyla ilgili ve ikna edici gerekçelerin derece mahkemelerince ortaya konulamadığı görülmektedir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde kişinin varlığının ve kimliğinin ayrılmaz bir parçasını oluşturan, özel hayatı, ailesi ve çevresi ile ilişkilerinde önemli bir araç olan ismin değiştirilmesi talebi hakkında konuyu düzenleyen normların bireysel başvuruya konu olayda derece mahkemelerince Anayasa’ya uygun biçimde yorumlanarak uygulanmadığı anlaşılmaktadır.
Neticede isim değişikliği konusunda derece mahkemelerince somut başvuru özelinde değerlendirme yapılmaması ve verilen kararların anayasal güvenceleri gözeten ilgili ve yeterli gerekçe içermemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı yönünden devletin pozitif yükümlülüklerinin yerine getirilmediği kanaatine varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Kararın tamamı için: https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/42944
Kaynak: hukukihaber.net