Alamut Düşerse Bozdoğan Düşer  !

                            Aydın, Bozdoğan, Alamut Mahallesi, Boykesiği ve Bozburun Mevkiinde yapılması planlanan Nazilli Diracık JES projesi ile ilgili olarak ÇED Süreci başlatıldı.

                            Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı internet sitesinde 13.02.2024 tarihinde yapılan duyuru ile “AYDIN il BOZDOGAN, ilce Alamut Mahallesi, Boykesiği ve Bozburun Mevkii, 148 Ada 14-15-16 Nolu Parseller ve 149 Ada 4-5 Nolu Parseller mevkiinde ZORLU JEOTERMAL ENERJİ ELEKTRİK ÜRETİMİ A.Ş. tarafından yapılması planlanan NAZİLLİ DİRACIK (50 MWm/50 MWe) JES projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Başvuru Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 8. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve başvurunun ÇED Genel Formatına uygun hazırlandığı anlaşılmış olup, projeye ilişkin ÇED Süreci başlatılmıştır. Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci tamamlanana kadar, süreç ile ilgili her türlü bilgiler ve projeye ilişkin görüş, soru ve öneriler AYDIN Valiliğine (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü) veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına gönderilebilir. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.” şeklinde açıklama yapıldı.

                            ÇED Başvuru Dosyasına ( https://eced.csb.gov.tr/jsp/ek1/49595 ) linkinden ulaşılabilir.

                            NAZİLLİ DİRACIK (50 MWm/50 MWe) JES projesinin gerçekleşmesi halinde çok ciddi çevresel riskler ortaya çıkacaktır. Başka bir anlatımla, Alamut ve Bozdoğan ciddi bir tehlike altında olacaktır. Şöyleki;

                            1)Proje içeriği ve değerlendirmesi

                            Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi A.Ş. tarafından Aydın ili, Bozdoğan ilçesi, Alamut Mahallesi, Boykesiği ve Bozburun Mevkiinde, ER:3388874 numaralı saha içerisinde, 148 Ada 14- 15-16 nolu parseller ve 149 Ada 4-5 nolu parsellerde “Nazilli Diracık (50 MWm/50 MWe) JES Projesi”nin tesis edilmesi ve işletilmesi planlanmaktadır.

                            3388874 Erişim Numaralı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular İşletme Ruhsatlı sahası içerisinde planlanan proje kapsamında 10 adeti üretim kuyusu ve 9 adeti reenjeksiyon kuyusu ve 1 adet alternatif (ZNAZ-20 kuyusu) olmak üzere toplamda 20 adet kuyu lokasyonu belirlenmiştir. Proje kapsamında kuyu sayısı toplamda 19 ile sınırlı olacak ve belirlenen alternatif kuyu ÇED süreci içerisinde komisyon üye görüşlerine göre değerlendirilecektir. Ancak, belirlenen kuyulardan halihazırda hangi kuyunun üretim hangi kuyunun ise reenjeksiyon kuyusu olacağına yönelik kesin karar sondaj çalışması akabinde yapılan test çalışmaları sonrasında netleştirilecektir.

                            Proje kapsamında tesis edilmesi planlanan jeotermal enerji santrali sahası, alternatif olarak belirlenen jeotermal enerji santrali sahası ve üretim/reenjeksiyon kuyu lokasyonlarının tamamı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli onaylı Çevre Düzeni Planı’nda “Sulama Alanı ve Tarım Arazisi” olarak işaretlenmiş alanlar içerisinde kalmaktadır.

                            2)Proje için seçilen yerin yerleşim yerlerine mesafesi ÇED dosyasında yer almamıştır

                            ÇED başvuru dosyasında planlanan proje alanına ait koordinatlar ekler bölümünde verilmiştir. Fakat proje alanının yerleşim yerlerine ve temel değerlendirme unsurlarına mesafesi açıklanmamıştır. Bu nedenlerle sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değildir.

                            Projenin planlandığı ada/parsellere ilişkin alan kullanım bilgileri ve arazi niteliklerine ilişkin bilgiler Tablo III.a.1.1’de ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün resmi Parsel Sorgulama Uygulaması’nda verilen parsel görünümleri Şekil III.a.1.1’de verilmiştir.

                                    3)Hidrolojik ve hidrojeolojik özellikler

                                    Proje ruhsat sahası Türkiye genelinde ayrılmış olan su havzalarından Büyük Menderes Havzası içerisinde yer almaktadır. Proje aşamasında planlanan jeotermal enerji santralinin yaklaşık 170 m doğusunda ve alternatif jeotermal enerji santralinin yaklaşık 1,6 km doğusunda Akçay olduğu görülmektedir. Bölgedeki en önemli akarsu olan Büyükmenderes Nehri ise, planlanan jeotermal enerji santralinin yaklaşık 5 km kuzeyinde ve alternatif jeotermal enerji santralinin yaklaşık 3,5 km kuzeyinde bulunmaktadır.

                                   ÇED dosyasında kapsamında, proje alanı içerisinden mevsimsel veya sürekli akışlı herhangi bir yüzey suyu geçmediği, proje alanı çevresinde birçok mevsimsel dere bulunduğu, bu derelerin proje alanının batısında bulunan yükseltilere bağlı olarak Batı-Doğu yönünde akış göstererek bölgede bulunan Akçay ve Büyükmenderes nehrine drene olduğu açıklanmıştır. ÇED dosyasında yerüstündeki dere ve akarsular, su kaynakları belirtilmemiş, harita üzerinde gösterilmemiş ve projeden ne şekilde etkilenecekleri açıklanmamıştır.

                            ÇED dosyasında hidrojeolojik değerlendirme başlığı altında “Proje Kapsamında planlanan jeotermal enerji santral alanı Kuvaterner yaşlı alüvyon (Q), alternatif alan ise Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı karasal karbonatlar (m3pl) üzerinde yer almaktadır. Bölgede temeli oluşturan Prekambriyen yaşlı metamorfik kayaçlar (metagranit, gnays, migmatit), Alt – Orta Miyosen yaşlı kırıntılı kayaçlar, Pliyosen – Kuvaterner yaşlı karasal kırıntılılar ve Kuvaterner çökelleri (alüvyon yelpazesi, yamaç molozu, moren vb.) mostra vermektedir.

Bahse konu metamorfikler çok kıvrımlı, kırıklı, çatlaklı bir yapıda olup, kırık – çatlak sisteminden süzülen sular, düşük kotlarda kaynak halinde yüzeye çıkmaktadır. Proje alanı ve çevresinde yüzeyleyen Kuvaterner yaşlı çökeller ise, kumlu – çakıllı seviyelerinde geçirimli özellik göstermekte ve yeraltısuyu ihtiva etmektedir (DSİ, 1975).” şeklinde açıklama yapılmıştır. Fakat bu yüzeysel açıklamalar dışında, projenin gerçekleşmesi durumunda yeraltı sularının ne şekilde etkileneceği değerlendirilmemiş ve bu konuda herhangi bir açıklama yapılmamıştır (sf 47). BU haliyle projenin gerçekleşmesi halinde ciddi bir çevresel risk taşımaktadır.

                                    4)Nazilli Diracık JES Projesinin yapılacağı alan zeytinliklerin arasında, birinci sınıf tarım alanıdır.

                                    ÇED dosyasında proje alanının Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli onaylı Çevre Düzeni Planı’nda “Sulama Alanı ve Tarım Arazisi” olarak işaretlenmiş alanlar içerisinde kaldığı açıklanmıştır.

                        ÇED başvuru dosyasında proje alanı için “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda belirtilen alanlar içerisinde yer almamaktadır.” şeklinde açıklama yapılmıştır.

                                    Bu açıklama doğru değildir. Proje kapsamında yer alan taşınmazların önemli bir kısmı zeytin bahçesidir.

                                    3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesi “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.” hükmünü içermektedir.Danıştay süreklilik kazanan kararlarıyla zeytinlik alanlara sanayi tesisi yapılmasının uygun olmadığına karar vermiştir.

                                    Jeotermal enerji santralleri birinci sınıf tarım alanlarına ve birinci sınıf sulama alanlarına yapılamaz. Sözkonusu proje kapsamındaki araziler zeytinlik alanlar, birinci sınıf tarım ve birinci sınıf sulama alanları içerisinde bulunmaktadır. Bu nedenlerle bu alanda jeotermal enerji santrali yapılması açıkça yasalara ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır.

                                      5)Acil durum havuzu yetersizdir

                                      ÇED dosyası kapsamında “Proje kapsamında jeotermal akışkan miktarı dikkate alınarak hacmi 16.800 m3 olacak şekilde acil durum havuzu tesis edilmesi planlanmaktadır. Planlanan acil durum havuzu 8 saat depolama kapasitesine sahip olacak şekilde ve 60m x 70m x 4m ebatlarında tasarlanacaktır.” şeklinde açıklama yapılmıştır.

                                      Proje kapsamında 16.800 m3 hacminde olacak şekilde acil durum havuzu yapılacağı belirtilmiştir. Böylesi büyük bir proje için belirlenen acil durum havuzu yetersizdir.

                                      6)Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler son derece yüzeysel olup, rutin açıklamalarla yetinilmiştir.

                                      ÇED dosyası kapsamında “…Söz konusu planlanan projenin gerek hazırlık gerekse işletme aşamalarında çevresel etkilere karşı alınacak önlemler; ekosistem (flora-fauna), katı atıklar, sıvı atıklar, hava kalitesi, gürültü ve titreşim, vb. başlıklar altında çevresel etki değerlendirme çalışmaları süresince detaylı incelenecektir. Olabilecek en kötü hal senaryosu çerçevesinde alınması gerekli önlemler belirlenecek ve yatırımın çevresel el kitabı niteliğinde olacak ÇED Raporu oluşturulacaktır. Proje kapsamında çeşitli ofis ve saha çalışmaları yapılmış, arazi hazırlık ve işletme faaliyetlerinin fiziksel, biyolojik ve sosyo-ekonomik çevre üzerine muhtemel etkileri genel olarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla projenin fiziksel, biyolojik ve sosyo-ekonomik çevre üzerine etkileri söz konusu olacaktır. Proje bileşenlerinin engellenmesi mümkün olmayan kümülâtif etkileri ÇED Raporu kapsamında uluslararası ve ulusal mevzuat ile belirlenmiş olan sınır değerler dikkate alınarak irdelenecek ve ÇED Raporunda kümülatif etkileri değerlendirilecektir. Proje kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetlerden kaynaklanması muhtemel etkilerin var olan ve uygulanabilen etki azaltıcı önlemlerle, ilgili ulusal ve uluslararası mevzuatlarda belirtilen eşik değerlerin altına düşürülmesi ve böylece geriye kalan (bakiye) etkilerin çevre ve insan sağlığı açısından büyüklüklerinin azami düzeye indirilmesine yönelik değerlendirmelere ÇED Raporunda yer verilecektir….”şeklinde açıklamada bu durum açıkça görülmektedir.

                                      Yapılması planlanan projenin güvenlik önlemleri yetersizdirÇED  dosyası kapsamında açıklanan güvenlik önlemleri yeterli değildir

                                      Aydın, Bozdoğan, Alamut Mahallesi, Boykesiği ve Bozburun Mevkiinde yapılmak istenen Nazilli Diracık JES projesi zeytinlik alanların, incir bahçelerinin ve birinci sınıf tarım alanlarıyla birinci sınıf sulama alanların içerisinde bulunmaktadır. Bu bölgede bir jeotermal enerji santrali yapılması Alamut’u ve çevre yerleşimlerle Bozdoğan ilçesini her yönüyle olumsuz etkileyecektir.

                                      Bu nedenlerle, Aydın, Bozdoğan, Alamut Mahallesi, Boykesiği ve Bozburun Mevkiinde yapılmak istenen Nazilli Diracık JES projesinin yapılması açıkça Anayasa’nın 17 ve 56.maddesine, Çevre Kanununa, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanuna ve Uluslararası Sözleşmelere aykırıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir